Erdoğan Bayraktar'a hakaret davasında Kemal Kılıçdaroğlu yeniden yargılanıyor

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık sonrası istifa etmek zorunda kalan eski bakan Erdoğan Bayraktar'a hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada düşürme kararının bozulmasının ardından yeniden yargılanmaya başlandı.

DHA

17 Aralık operasyonunda eski Bakan Erdoğan Bayraktar'a hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı dava düşürülen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kararın istinafta bozulmasıyla yeniden yargılanmaya başlandı. Bayraktar'ın avukatı şikayetlerinin devam ettiğini belirtirken, dava dosyası mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderildi.

İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, şikayetçi Erdoğan Bayraktar'ın avukatı Fatih Kesemen hazır bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik ise mazeret dilekçesi sunarak duruşmaya katılmadı. Erdoğan Bayraktar'ın avukatı Kesemen, şikayetlerinin devam ettiğini söyledi. Mahkeme, dosyanın genişletilmesine ilişkin talebi yoksa mütalaasını hazırlaması için dosyanın savcıya gönderilmesine karar verdi. Duruşma ertelendi. 

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, Erdoğan Bayraktar'ın avukatı tarafından savcılığa sunduğu dilekçede, 26 Kasım 2014 tarihinde CHP'nin Beşiktaş'ta gerçekleştirilen İstanbul Bölge Toplantısında 17-25 Aralık operasyonları adıyla bilinen ve 4 bakanın istifası ile sonuçlanan olaylar sebebi ile hakkında meclis soruşturması açılan Bayraktar ve diğer bakanları kastederek kullandığı sözlerin eleştiri ve düşünceyi açıklama boyutunu geçerek hakarete dönüştüğü kanısına varıldığı belirtiliyordu. İddianamede, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret" suçundan 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyordu.

DAVA DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ

İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 23 Şubat 2018 tarihinde görülen duruşmada karar çıkmıştı. Mahkeme, sanık Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Anayasa'nın 83'üncü maddesi gereğince, Kılıçdaroğlu'nun sarf ettiği sözleri daha önce meclis çalışmalarında, CHP grup toplantılarında söylemiş olması, meclis çalışmalarında söylenen sözler ve ileri sürülen düşünceleri meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulmasının o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine meclisçe yasaklanması şartına bağlanmış olması sebebiyle davanın düşürülmesine karar vermişti.

ÜST MAHKEME KARARI BOZDU

Erdoğan Bayraktar'ın avukatının İstinaf Mahkemesi'ne başvurması üzerine, dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi'ne gönderildi. Kararı değerlendiren üst mahkeme, 8 Nisan 2021 tarihinde verilen kararı bozarak, yerel mahkemeye geri gönderdi. Üst mahkeme kararında, davanın karara bağlanmasının ardından, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan 27. Dönem Genel Seçimlerinde, Kılıçdaroğlu'nun yeniden İzmir Milletvekili olarak seçildiği, yeniden milletvekili seçilen bir kişinin Anayasa uyarınca dokunulmazlık kazandığı ve bu nedenle sanık hakkında yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilebilmesinin, dokunulmazlığın yeniden kaldırılması dava şartına bağlı olduğunun anlaşılması sebebiyle somut olayda, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dava şartı sürecinin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğunun bozmayı gerektirdiği belirtildi.

BAYRAKTAR NE DEMİŞTİ?

17-25 Aralık süreci ile ilgili “Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur” sözleri tartışma konusu olan ve o döneme dair iddiaların tekrar gündem haline gelmesine yol açan Erdoğan Bayraktar, son olarak gazeteci Fikret Bila’ya yaptığı açıklamasında da Erdoğan Bayraktar, “Tarafsız bir savcı çıksın, bu dosyaları incelesin. Gerek görürlerse Yüce Divan’a gitmekten de korkmam” ifadelerini kullanmıştı.

Fikret Bila Bayraktar ile yaptığı görüşmeyi, Halk TV’de şöyle anlatmıştı: "Sayın Bayraktar iki nokta üzerinde duruyor. Birincisi; ‘Benim para pulda işim yok. İmar işleri yapmışsam, yasaya aykırıysa mahkeme iptal eder’ diyor. Yani ‘ben rüşvet almadım. Para almadım. Aynı kefede bir insan değilim. Bu benim için çok önemli. Benim 8 yıldır boğazımda bir düğüm var. Ne içersem içeyim bunu yutamıyorum, sindiremiyorum içime’ diyor. O nedenle bir tarafsız savcı istiyor. ‘Mutlaka bu dosya incelensin, eğer gerek görürlerse Yüce Divan’a gitmekten de korkmam’ diyor."