Ekrem İmamoğlu'ndan Erdoğan'a jet yanıt: 'Beni engellediğini itiraf etti...'
Arnavutköy’de konuşan ve AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün yaptığı konuşmaya yanıt veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Engellediğini de itiraf ediyor. Diyor ki, ‘Murat Kurum gelirse, işlerde aksama olmayacak’ diyor. Açıkça beni engellediğini itiraf ediyor. Yahu Allah aşkına, televizyonlara çıkıp başkanları diyordu ya ‘Engelleme yok.’ Bak; Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor engellediğini. Bakalım bundan sonra ne yapacaksınız?” dedi.
cumhuriyet.com.trİstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Arnavutköy Belediye Başkan adayı Tekin Aras ile birlikte gerçekleştirdiği ilçe turunu, Cumhuriyet Meydanı’ndaki halk buluşmasıyla noktaladı.
Meydanı, evlerin pencerelerini, balkonları, çatıları dolduran yurttaşlar, İmamoğlu ve Aras’a sevgi gösterilerinde bulundu.
MİTİNGİ SEÇİM MÜZİKLERİYLE SABOTE ETMEYE ÇALIŞANLARA TEPKİ
GÖSTERDİ
Konuşması sırasında, farklı siyasi partilere ait seçim
araçlarının yüksek sesli müzik çalarak alanda tur atmasına kayıtsız kalmayan
İmamoğlu, “Arada buradan, miting olduğunu bile bile müzik çalıp geçen arabalar
var; olsun. Şimdi toplumdaki saygıyı, sevgiyi arttıracak şey, yöneticilerin
tavrıdır. Yöneticilerin tavrı, güzel ahlak, güzel bir iyi davranış; ailelere,
çocuklara, gençlere huzur verir. Üzüldüğüm ne biliyor musunuz? Akılları o kadar
gitmiş ki, bu hareketi yaparak oy kazanacağını zannediyor. Benim memleketimin
vicdanlı insanı var ya, benim memleketimin adaletli insanı, bu yapılanın ahlak
dışı olduğunu bilir ve ona oy vermez. Göreceksiniz; vermeyecek. Bizim insanımız
ahlaklı insanı, bizim insanımız adaletli insanı sever. Bizim insanımız,
vicdanlı insanı sever. Vicdanı olmayana, ahlaklı olmayana, bu millet
evlatlarını emanet etmez. Etmeyecek. Onun için Allah onlara akıl versin. Ne
diyeyim? Allah onları ıslah etsin” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİN PARASINI MİLLETE DAĞITIYORUZ; SENİN GİBİ BİR AVUÇ
İNSANA DEĞİL”
Yaptıkları hizmetlerle milletin parasını millete
dağıttıklarını ve dağıtmaya devam edeceklerini vurgulayan İmamoğlu, özetle
şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanı meydandan bana sormuştu. ‘Sen kimin
parasını, kime dağıtıyorsun’ demişti. Milletin parasını millete dağıtıyoruz
millete; senin gibi bir avuç insana değil. Biz bu şehirde; halkçı
belediyeciliğin, vatandaşını düşünen belediyeciliğin en iyi örneklerini vermeye
devam ediyoruz. Biz; su gibi, şeffaf bir İstanbul Belediyesi yönetiyoruz.
‘İstanbul Belediyesi, halka aittir’ düşüncesini ilk kez bu topraklara biz
yerleştirdik. Bakın; bu şehrin belediyesi, her daim yaptığı her işle ilgili,
vatandaşına hesap verdi. Vermeye devam edecek. Her gün bu kardeşiniz çarşıda,
pazarda, sokakta, şantiyelerde vatandaşın arasında, onlarla birlikte bu şehri
yönetiyor. Her zaman vatandaşıyla dertleşen, vatandaşıyla dertlenen bir yönetim
olduk.
Onların ihtiyaçlarını anladık. Ortak akılla, torpilli değil,
liyakatli, milletin evlatlarıyla belediyeyi yönetiyoruz. Bu şeffaflık, şunu
söyleyeyim, eğer devletin her kurumunda olsaydı; şu anda bu memleket, üç haneli
enflasyona gömülmezdi. Şu anda bu memleket, dünyanın en yüksek enflasyonuna
maruz kalmazdı. Şu anda bu memleketin parası, pul olmazdı. Yoksullukla mücadele
etmezdi. Ama bunlar, liyakati, toplumun o güzel evlatlarını makamlardan
uzaklaştırıp torpilli, eş, dost, akraba, oğlum, kızım, damadım dedikleri için,
bir aileden torpilli on, on beş kişiyi makamlara yerleştirdikleri için, bugün
bu ülke bu durumda. Onun için biz; liyakatli, milleti, yetenekli evlatlarıyla
bu ülkenin kurumlarını yönetmeye, başta İstanbul olmak üzere, Tekin kardeşimle
Arnavutköy'de de devam edeceğiz. Arnavutköy'de Tekin Başkan, tarih yazacak.”
“BENİ, BEYLİKDÜZÜ’NÜ AK PARTİ’DEN ALDIĞIM GÜNDEN BERİ
MİMLEDİLER”
“10 yıl önce AK Parti'nin tek kaybettiği ilçe
Beylikdüzü'ydü. Seçimi aldım, o günden beri beni mimlediler. Her işimi
engellemeye çalıştılar. O günden beri, o ilçede başladığım ahlakla
Büyükşehir'de devam ediyorum. İstanbul'un rantını, 16 milyon insanımıza
dağıtmaya devam ediyorum. O yüzden beni buralardan uzak tutmaya çalışıyorlar. O
yüzden istiyorlar k, Ekrem İmamoğlu 16 milyona bu rantı dağıtmasın; bir avuç
insan yararlansın. Ama biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bu millet uyandı. Bakın
karşılarına duvar gibi dikilince, cesur bir biçimde sürece dair fikirlerimizi
söyleyince, bunlar türlü oyunlarla güya beni yıldırmaya çalışıyorlar. Ama ben
söyledim. Daha önce de söyledim. Bu kardeşiniz yılmaz; yıldırır, yıldırır. Siz
yılacaksınız. En son şu davet meselesini gördünüz değil mi? Ya Allah aşkına,
bir insan bu toplumda…
Bakın; bizim örf, adetimizde, kültürümüzde, inancımızda
davet etmek makbuldür. Davete icabet etmek adettir, geleneğimizdir, ahlaktır,
centilmenliktir. ‘Vay efendim Ekrem İmamoğlu'nu kim davet etti? O mu davet
etti, bu mu davet etti?’ Davetiye bir ateş topuna döndü, ellerini yakıyor.
Herkes kaçıyor davetiyeden. Yahu, siz beni nereye davet ettiğiniz
zannediyorsunuz? Ya da etmediğinizi. Bu millet, bu tarzınızın cevabını size
verecek. Bunların aklı gitmiş. Gerçekten bunların aklı gitmiş. Şaka gibiler.
Bunlar normal değil, söyleyeyim. Bunların aklı başında değil. Allah bunların
hepsine Allah akıl versin.”
“TAM ACEMİ”
“Bir de İstanbul'a, yani dünyanın en güzel şehrine, dünyanın
en tarihi eski kadim kentine, acemi bir aday koymuşlar. Bunlar kalkmışlar,
‘Efendim davet aşağı davet yukarı…’ Yahu sen önce git, bir siteyi bile
yapamadığın Maltepe'de -daha dün gösteri yapıyorlar- insanlara evini teslim
edemedin. Beş yılda, bir site büyüklüğündeki yeri bitiremedin. Yok davet
verildi, verilmedi! Tam acemi. Niye biliyor musunuz acemi? Bunlar, sadece
verilen talimatı yerine getirdiler. Sadece o ne diyor? O diyor ki, ‘buyruğum’
diyor, ‘emrettim’ diyor.
Onlar ne diyor? ‘Tensipleriyle.’ Allah esirgesin, burada bir
yangın çıktı. Bir yetkilisi çıktı televizyonda ne dedi? Hatırlayın. ‘Sayın
Cumhurbaşkanı’nın tensipleriyle itfaiye yangını söndürmeye gitti’ dedi ya.
Bunlara vallahi Allah akıl versin. Yahu, itfaiye birinin talimatıyla yangın
söndürmeye gider mi? Bir yerde yangın çıkmışsa, oraya itfaiye koşa koşa gider.
Görevi bu. Bunların aklı dönmüş, nevri dönmüş. Allah yardımcıları olsun.”
“ŞU ANDA BU ACEMİ ADAYIN FOTOĞRAFINDAN DAHA ÇOK BAŞKASININ
FOTOĞRAFI VAR İSTANBUL'DA”
“Bunlar artık proje anlatacak durumda değiller. Projeleriyle
İnsanlarını mutlu edecek durumda değiller. Onun için, varsa yoksa polemik.
Bunlar boş işlerin peşinde olsunlar. Biz arada sırada laflarını da duymuyor
değiliz. ‘Ekrem İmamoğlu deprem bölgesine koştu’ dedi mi? E vallahi doğru
söyledi. ‘Projelerinin yüzde 87’sini yaptı’ dedi mi? E vallahi doğru söyledi.
Zaten kampanya döneminde iki doğruyu söyledi; o da bunlar. Hayal kırıklığı.
Bugünden söylüyorum, ‘İmamoğlu demişti’ derseniz. Şu anda bu
acemi adayın fotoğrafından daha çok başkasının fotoğrafı var İstanbul'da;
biliyorsunuz değil mi? Onun kim olduğunu biliyorsunuz değil mi? Bak
sabredemeyecek. Ben söylüyorum, sabredemeyecek. Bir-iki hafta sonra sokak
sokak, semt semt, ilçe ilçe gezip, vallahi de billahi de miting yapmaya
başlayacak. Her gün illa beni diline dolayacak. Seçildiğim günden beri, bu
göreve geldiğim günden beri hep söyledim. İnanın her gece beni rüyasında
görüyor. Vallahi beni rüyasında görüyor.”
“BUGÜN DEMİŞ Kİ SAYIN CUMHURBAŞKANI…”
“Bakın; insanları da aldatıyorlar. Ne demiş? Bugün demiş ki
Sayın Cumhurbaşkanı; benden önce, rahmetli Kadir Topbaş İstanbul’a güzel bir
çehre kazandırmış, ondan sonra da ben gelmişim, kazandıramamışım. Yahu insan da
biraz ar olur, ar. Yahu rahmetli Topbaş'a, beş imar dosyasına imza atmadı diye,
onu ‘metal yorgunu’ diye ilan edip, hayatı ona zindan edip, mecburen görevi
bıraktıran siz değil misiniz? Allah’tan utanın, Allah'tan korkun ya. Bunu
söyleyeceksin, şimdi ‘Rahmetli Topbaş’ diye anacaksın. Ben size söyleyeyim mi?
Kendi partilileri bile, bu söylediklerinden sonra başını öne eğip ne diyordur
içinden biliyor musun?
‘Senin yüzünden görevden gitti.’ Allah rahmet eylesin. Bu
şekilde her şeyi kendi lehlerine döndürüp, ne yazık ki yanlışla, yalanla,
konuları evirip çevirip kullanmaya bunlar hazır insanlar. Adamcağız, üzüntüden
birkaç sene sonra vefat etti. Söyleyeyim: Maşallah bunlar, kurtla yiyip çobanla
ağlayan insanlar, söyleyeyim.”
“RAHMETLİ NECMETTİN ERBAKAN'A YAPMADIĞINI BIRAKMADI”
“Bir şey daha hatırlatacağım. Rahmetli Necmettin Erbakan'a
yapmadığını bırakmadı. Ben buna da değineceğim. Niye? Bugüne dair özel bir
durum var. Ne demişti onu siyasete kazandıran kişiye; ‘Yaş 70 işi bitmiş’
demişti. Bugün kendisi, 70 yaşına girdi. Ben öyle bir şey demeyeceğim. Doğum
gününü tebrik ederim. ‘Allah sağlık versin, uzun ömür versin’ derim. Başka bir
şey demem. Ama vatandaşı tehdit etmeyi bırakacaksın.
Ne diyor insanlara? Bugün milleti oyla tehdit ediyor.
‘İstanbul'da bize oy vermediniz, ben onu engelledim’ diyor bugün. Engellediğini
de itiraf ediyor. Diyor ki, ‘Murat Kurum gelirse, işlerde aksama olmayacak’
diyor. Açıkça beni engellediğini itiraf ediyor. Yahu Allah aşkına,
televizyonlara çıkıp başkanları diyordu ya ‘Engelleme yok.’ Bak; Sayın
Cumhurbaşkanı söylüyor engellediğini. Bakalım bundan sonra ne yapacaksınız?”
“BU MİLLET TEHDİDE KULAK VERSEYDİ…”
“Ama bir şey söyleyeyim. Bu millet tehdide kulak verseydi,
seçimi iptal ettikten sonra, 13 bin 600 oyu, 806 bine çıkarmazdı. İkinci turda
806 bin oy alınca, ortadan üç, dört gün kayboldu; hatırlayın. Ben size bir şey
daha söyleyeyim. Tehditten sinen bir millet olsaydı bu millet, bir silahlı
darbeciye karşı sokağa dökülmezdi kardeşim. Sen, bu milletin ne olduğunu
bilmiyorsun. Onun için, bu milleti tehdit etmeye kalkma. Bu millet sana
cevabını verecek.
Bu millet, göreceksiniz önümüzdeki seçimde size öyle bir
ders verecek ki, size gerçek sorumluluğunuzu hatırlatacak. 1 Nisan'dan sonra
eliniz ayağınıza dolanacak. Bir an önce ekonomiyi düzeltmek için, gece gündüz
çalışmaya başlayacaksınız. Emeklilerin maaşını arttırmak için uğraşacaksınız.
Zam yapmamak için uğraşacaksınız. Bu millet size işinizin gücünüzün Ekrem
İmamoğlu olmadığını; işinizin gücünüzün bu memleketin ekonomisi, emeklinin
maaşı, asgari ücretin artması, pahalılığın bitmesi olduğunu, 31 Mart'ta
hatırlatacak.”
“ONLARIN YAPAMADIĞININ İKİ KATINI YAPTIK, YAPMAYA DEVAM
EDECEĞİZ”
“Hazırlığımız tam. Projelerimizi yaptık, yapmaya devam
ediyoruz. Onların yapamadığının iki katını yaptık, yapmaya devam edeceğiz.
Sizlerden elbette destek istiyoruz. Elbette Büyükşehir Belediye Başkanlığı
oylarınızı istiyoruz. Özellikle Tekin Başkan'a, Arnavutköy'de destek istiyoruz.
Tekin Başkan'a, Arnavutköy'de oy vermeye hazır mıyız? Arnavutköy'de, Meclis’te
bizim listemizi destekleye hazır mıyız? Peki.
İstanbul Gönüllüleri’ne üye olmaya, birlikte çalışmaya, sandıkta görev almaya, sandıkları güvende tutmaya, hep birlikte çalışmaya, milletçe demokrasi zaferi için uğraşmaya ve milletçe kazanmaya hazır mıyız? Hep beraber bu milletin İstanbul İttifakı’nı kurduğunu, bir vicdan ittifakı oluşturduğunu hak, hukuk mücadelesi verdiğini, hep birlikte, tekrar göstereceğiz. Sizleri çok seviyorum. Sizlerle birlikte israfı bitirdiğimiz, hizmeti getirdiğimiz dönemin, uzun yıllar bu şehirde var olacağını biliyoruz. Halkçı belediyenin var olacağını biliyoruz. Yeni nesil siyasetin, o güzel dilin Arnavutköy'deki temsilcisini bütün Türkiye'ye siz tanıtacaksınız. Ona destek vereceksiniz. Tekin Başkan’la birlikte Arnavutköy'de, hep birlikte İstanbul'da başarılı olacağız. Hep birlikte var gücümüzle ‘Tam yol ileri’ diyeceğiz. Her şey çok güzel olacak.”