Ekrem İmamoğlu hakkında hapis cezası ve siyasi yasak istemine CHP’lilerden tepki
CHP’liler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davada hapis cezası ve siyasi yasak talep edilmesi ve duruşmanın ertelenmesine tepki gösterdi. CHP'li Muharrem Erkek, “Savcı Cumhuriyetin savıcısı değil, Saray'ın savcısıdır. ‘Ahmak davası’ biliyorsunuz. Çünkü ahmak bir içişleri bakanı olunca maalesef ülke bu sorunları yaşıyor” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davada hapis cezası ve siyasi yasak talep edilmesi ve duruşmanın ertelenmesine tepki gösteren CHP’liler, Kartal Neyzen Tevfik Meydanı’nda bir araya geldi.
Partililere ve yurttaşa seslenen CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, “Bugün Ekrem İmamoğlu için ceza isteyen savcı, Cumhuriyetin savıcısı değil, Saray'ın savcısıdır. ‘Ahmak davası’ biliyorsunuz. Çünkü ahmak bir içişleri bakanı olunca maalesef ülke bu sorunları yaşıyor” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise “Bu dava, talimatlı bir davadır. Korkmuyoruz, yılmıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Hangi davaları açarlarsa açsınlar, başaramayacaklar. Korkuyorlar, gidecekler. Geliyor gelmekte olan” diye konuştu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, “Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği” iddiasıyla açılan davada, savcı mütalaasını verdi. İmamoğlu hakkında 4 yıl 1 aya kadara hapis cezası ve siyasi yasak talep edildi. Duruşma, 14 Aralık’a ertelendi.
CHP yöneticileri ve milletvekilleri, İmamoğlu’nun yargılandığı; İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki duruşmasının ardından Kartal Neyzen Tevfik Meydanı’nda partililer ve yurttaşlarla buluştu.
Buluşmada; CHP Genel Başkan yardımcıları Muharrem Erkek ve Seyit Torun, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, konuşma yaptı.
ERKEK: “BU DAVADA İSTANBUL HALKININ İRADESİNİ YARGILIYORLAR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı davanın bir demokrasi mücadelesi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
- Bu dava bir demokrasi davası aslında. Çünkü bu davada İstanbul seçmeninin, İstanbul halkının iradesini yargılıyorlar. Dün 10 Kasım’dı. Cumhuriyetimizin kurucusu, değişmez önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü büyük bir saygı ve minnetle andık. Atamızın bir sözünü burada vurgulamak istiyoruz. ‘Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet olarak varlığı kabul edilemez.’
- Bugün güzel ülkemiz, gerçek bir beka sorunuyla karşı karşıyadır. Çünkü devletin temeli olan adaleti çürüttüler. Demokrasiyi katlettiler. Yerel demokrasiyi de katlettiler. Ama asla unutmasınlar. İşte il başkanımız da yanımızda. O da çok haksız cezalarla karşı karşıya bırakıldı. Ama siyaset yapmasını hiçbir güç engelleyebildi mi? Engelleyemezsiniz. Üyemizden Genel Başkanımıza kadar; hangi davaları açarsanız açın, hangi cezaları isterseniz isteyin hiçbirimize bir milim dahi geri adım attıramayacaksınız. Çünkü bu mücadele adalet mücadelesi, bu mücadele demokrasi mücadelesi.
- Bugün Ekrem İmamoğlu için ceza isteyen savcı, Cumhuriyetin savıcısı değildir; Saray'ın savcısıdır. ‘Ahmak davası’ biliyorsunuz. Çünkü ahmak bir içişleri bakanı olunca maalesef işte ülke bu sorunları yaşıyor. Bu davalarla ülkeyi meşgul ediyorlar. Ama asla unutmasınlar; tüm kumpas davaları bir gün gelir mutlaka çöker. Unutmayın ve hiç kimsenin endişesi olmasın. Genel Başkanımızın her zaman vurguladığı gibi bu topraklara adaleti ya getireceğiz ya getireceğiz.
TORUN: “ADALET ADINA KARA BİR GÜN YAŞIYORUZ”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da İstanbulluların iradesinin yok sayıldığını belirterek, şunları söyledi:
- Adalet adına, bir kara gün yaşıyoruz. Bugün savcının iddiası gerçekten, bütün vicdanlara ve yargıya bir kara leke olarak geçti. 16 milyon İstanbullunun iradesini bir savcı, almak için karar veriyor, iddiada bulunuyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu davanın içi boştur. Bu dava hukuki değil tamamen siyasidir, talimatlı bir davadır. Biz asla ve asla yılmayacağız, korkmayacağız. Korkmuyoruz, yılmıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Hangi davaları açarlarsa açsınlar, başaramayacaklar. Korkuyorlar, gidecekler. Geliyor gelmekte olan.
ALTAY: 24 SAYFALIK BİLİRKİŞİ RAPORU 3 DAKİKADA OKUNDU
Duruşmada 24 sayfalık bilirkişi raporunun 3 dakikada okunduğuna dikkat çeken CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın konuşması şöyle:
- Zalimin zulmü varsa sevenin Allah’ı var denilmiş. Bizim de Mustafa Kemal Atatürk'ümüz var, Cumhuriyet Halk Partisi var, Bay Kemal var, Ekrem İmamoğlu var, Canan Kaftancıoğlu var, Bay Kemal’in adamları var. Velhasıl, kutlu emanet Cumhuriyetimizin kutsal bekçileri CHP’liler, korkmaya gerek yoktur, endişeye gerek yoktur, paniğe gerek yoktur. Bunlardan korkup da bir adım geri vitese takan, bir adım geri atan, diz çöken, boyun eğen, baş eğen namert oğlu namerttir.
- Erdoğan; savcıların, hâkimlerin üstünden nefesini çek. Yargıyı daha fazla kirletme. Bugün senin sayende bir dünya rekoru kırıldı. 24 sayfalık uzman bilirkişi raporu 3 dakikada okundu. Yazıklar olsun. 24 sayfayı 3 dakikada okuyup karar veren bir savcının, adaletinden bir şey beklersek namerdiz.
- Herkes şunu bilsin bu ülke kimsenin malı değil ama sahipsiz de değil. Sahibi sizlersiniz, sahibi CHP, sahibi 85 milyon. Bu devlete; adaleti, ahlakı, liyakati egemen kılana kadar CHP’nin tek bir neferine diz çöktüremeyecekler. İçiniz rahat olsun. Sabredin, 6 ay kaldı. 6 ay sonra motorları mavilikleri hep beraber süreceğiz. Endişe etmeyin, içiniz rahat olsun. Biz daha ölmedik.
KAFTANCIOĞLU: ELBETTE KORMUYORUZ AMA BİRİLERİ ÇOK KORKUYOR
Sözlerine; meydanı dolduran yurttaşlara ve partililere, adalet mücadelesine verdikleri destek için teşekkür ederek başlayan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise şunları söyledi:
- Elbette korkmuyoruz. Biz niye korkalım ki? Ama birileri çok korkuyor. Korktukları da çok belli. Son örneği… Bir flash bellek modası çıkardılar. Benim duruşmamda da öyle olmuştu. Bugün Ekrem Başkan’ın duruşmasında da aynı şey yaşandı. Gittiğimiz gitmediğimiz, bütün duruşmalarda; tanıklar dinlenmeden, savunma hakkı verilmeden… Bilirkişi raporları rekorlar kitabına girecek hızda, okunduğu iddia edilerek ne hikmetse ceplerinde hazır tuttukları flash bellekler hemen çıkıyor ve flash bellekte yazılanlarla suçsuz ama cezalandırılanlar için cezalar isteniyor.
- Bu, korku değil de nedir? Kendine güvenen insan davranışı değildir. Benim bu flash bellekte yazılı olan senaryonun figüranlarına, yazarlarına, adı, sanı kim olursa olsun hiç kimseye söyleyecek bir sözüm yok. Bizim figüranlarla, emir alıp, emri yerine getirenlerle işimiz olmaz.
- Ama bu senaryoyu yazanları; akıl, ahlak ve adalet temelinde bir araya gelmiş sizler 6 ay bile kalmadı, sandıkta göndereceksiniz. O yüzden ben çok rahatım. O nedenle ben çok mutluyum ve sizlerin sayesinde çok umutluyuz.
- Hiç sözü uzatmaya gerek yok. Zaman; akıl, ahlak ve adalet üçgeninde adaletin altında hep birlikte inanarak çalışma, çalışma, çalışma zamanı. Onların korkularının onlara ne yaptıracağını biliyoruz ama hep birlikte biz de ne yapacağımızı biliyoruz. Bugün Ekrem Başkanımızın davası 14 Aralık’a ötelendi.
- Ne olur ne olmaz. Önemli ama bugün için umurumuzda değil. ‘Bu ülkeye adaleti getireceğim. Bir tane çocuk bile yatağa aç girmeyinceye kadar mücadelemi bedeli ne olursa olsun sürdüreceğim’ diyen Genel Başkanımızın izinde ve selamıyla hep birlikte mücadeleyi büyüteceğiz. Korkularının da ecele faydasının olmadığını sandıklar açıldığında hep birlikte göreceğiz.
YAVUZYILMAZ: İSTANBUL SEÇİMLERİNİN SONUCU AKP’Yİ KORKUTMAYA DEVAM EDİYOR
Ekrem İmamoğlu hakkında istenen hapis cezası ve siyasi yasak talebini ANKA Haber Ajansı’na değerlendiren CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz da şunları dile getirdi:
- Şaşırtmadı. Çünkü siyasi bir dava. Ekrem Başkan, CHP ve 16 milyon İstanbullunun, İstanbul seçimlerinde başardığı sonuç AKP’yi korkutmaya devam ediyor. Sürekli olarak bir baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Çok acı bir tablo. İfade özgürlüğü kapsamında olan ve tamamen bağlamından koparılarak söylendiği kişiye değil bir başka kuruma yöneltilen zorlama bir iddia var ortada. Ve bu iddia ile ilgili görülen duruşmada bugün bir kez daha erteleme kararı çıktı. Vatandaşlarımız korkmasın, yılmasın. Bu ve benzeri iddialara en güzel cevap hepimizin sahip olduğu mesleği, çağdaş ve aydınlık Türkiye doğrultusunda, Atatürk’ün ilkeleri ve devrimleri doğrultusunda gerçekleştirmesidir. Biz bu yolda yürümeye, bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz. İstanbul’un ikinci seçiminde olduğu gibi farkla kazanmaya ve iktidara gelme sürecini hızlandırmaya devam edeceğiz.