DEM Parti'den Kobani Davası kararı sonrası 3 ilde eylem çağrısı

Kobani Davası'nda kararların açıklanması üzerine DEM Parti, Adana, Diyarbakır ve İstanbul olmak üzere 3 şehirde eylem çağrısı yaptı. Diğer yandan Adana ve Diyarbakır'da 4 günlük gösteri yürüyüş yasağı kararı aldığı bildirildi.

cumhuriyet.com.tr

Kobani Davası'nda kararların açıklanması üzerine DEM Parti, Merkez Yürütme Kurulu olağanüstü toplandı.

Toplantı sonrası açıklama yapan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Türkiye'nin umuduna dönük bir tuzak kurulmaya çalışıldığını söylüyoruz. Biz bu tuzağa düşmedik, düşmeyeceğiz. Yumuşama siyasetinin emareleri buysa normalleşmeyi düşünemiyoruz Muhalefet beraber ses yükseltseydi bugün HDP’li siyasetçiler içeride olur muydu? diye düşünmeye kamuoyunu davet ediyoruz. Yarın 'Herkes için demokrasi herkes için özgürlük' diyerek üç şehirde Adana’da, Diyarbakır’da, İstanbul'da bir araya geliyoruz” dedi.

Diğer yandan eylem çağrısı yapılan Adana ve Diyarbakır'ın da bulunduğu birçok ilde valilik kararlarıyla gösteri yürüyüş yapmanın 4 gün süreyle yasaklandığı açıklandı. 

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Kobani Davası'nda mahkeme toplamda 5 tahliye, 12 beraat, 13 tutukluluğa devam kararı verirken, firari 72 sanık hakkındaki dosya da ayrıldı. Çıkan kararlar sonrasında DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu olağanüstü toplandı.

Toplantıya ilişkin açıklamalarda bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Bu bir intikam davası dediğimizde, bile isteye bir iktidar bloğunun çıkarları uğruna kullanılıyor bu dava dediğimizde dünkü kadar karşılık bulsaydı bugün biz 400 yılı aşan cezalandırmadan bahsediyor olmazdık” dedi.

''TALİMATLI YARGILAR BİLE BU GERÇEĞİN ÜSTÜNÜ ÖRTECEK KARAR VEREMEDİ''

Kobani davasının iktidar tarafından araçsallaştırıldığını belirten Doğan, şunları söyledi:

''Kobani IŞİD'e karşı verilen mücadele ortaya koyulan dayanışma HDP’nin siyaset felsefesini, bedeller ödeyerek geldiği yolu alaşağı ettiği yüzde on barajını hatırlayalım. Farklı inançlar temsil edilmesin diye o baraj tutuldu. O baraj HDP tarafından alaşağı edildi. Siyasetçilere 400 yıl ceza verildi. Yumuşama tartışmaları sürerken. Yumuşama siyasetinin emareleri buysa normalleşmeyi düşünemiyoruz. Mahkumiyet kararlarının hukuken hiçbir karşılığı yok. Her defasında hukukun işletilmediğini söyledik. Bu talimatlı mahkemeler dahi bu gerçeğin üstünü örtecek bir karar veremedi. Kumpas nasıl kuruldu? 6-8 Ekim olayları gerekçe gösterildi, can çekişen bir çözüm süreci vardı. Kobani kuşatma altındaydı, bir çağrı yapıldı. Yaşanan her şeyin müsebbibi olarak HDP gösterildi. Öldürülen insanların HDP’li olduğunun söylenmesine rağmen, mecliste komisyon kurulması talebinin reddine rağmen, o insanları bu siyasetçiler öldürdü denildi. Mahkemeler bu konuda beraat verdi.''

''ERDOĞAN SİYASİ MÜHENDİSLİK YARATMAYA ÇALIŞTI''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın miting alanlarında Kürt siyasetçiler ve HDP ile ilgili algı yaratmaya çalıştığını söyleyen Doğan, ''Erdoğan siyasal mühendislik yaratmaya çalıştı. Yıllarca bu propagandayı yaymak ve toplumsal karşılık yaratmak için devletin bütün imkanları kullanıldı, kullanılmasına göz yumuldu.” dedi.

''MAHKEME HENÜZ A HARFİNDEYKEN TWEET ATTI''

Kobani davasının kararları okunurken sosyal medya hesabı üzerinden paylaşım yapan İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’ın kullandığı ifadelere de tepki gösteren Doğan, ”İçişleri Bakan yardımcısı, mahkeme henüz a harfindeyken bir tweet attı. Aynı algıyla devam ettiler. Kobani davası hakikaten bir kumpas davasıymış. Sadece Kürt siyasetçilere değil bizatihi Türkiye'ye kurulmuş bir kumpas. Buna tepki koymazsak hepimize hep birlikte kaybettirir. Biz o yüzden herkes için özgürlük ve demokrasi diyoruz. Can Atalay davası, Gezi davası, Kobani davaları arasında ayrım yapmadan tutum alınması gerektiğini söylüyoruz. Türkiye'de bir arada yaşama dönük bir kumpas davası bu.” dedi.

Ayşegül Doğan, sözlerini şöyle devam etti:

''MİLLİ KARAKTERİ DEĞİL, ADİL KARAKTERİ''

Türkiye'nin umuduna dönük bir tuzak kurulmaya çalışıldığını söylüyoruz. Biz bu tuzağa düşmedik, düşmeyeceğiz. Siyaseten ısrardan vazgeçmeyeceğiz. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ milyonların iradesi. Siz milyonlarca insanın iradesiyle böyle talimatlarla, bazı siyasi partilerin koridorlarında kararlar veremezsiniz. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı diyor ki; ‘Milli yargımızla ne kadar gurur duysak az’ gurur duyulması gereken şey yargının milli karakteri değil, bağımsız, adil karakteri olmalı. Bir parti lehine kararlar veren bir yargı nasıl olabilir. Cezaların nedeni söz konusu siyasetçilerin yaptığı konuşmalar ve açıklamalar başka bir şey yok.

Muhalefet beraber ses yükseltseydi bugün HDP’li siyasetçiler içeride olur muydu? diye düşünmeye kamuoyunu davet ediyoruz. Hepimiz biliyoruz ki Demirtaş’ları, Yüksekdağ’ları özgürleştirecek tek güç adalet ve eşitlik talebini örgütlemektir. Tarih bunun ispatlarıyla dolu. Hiçbir iktidar ve mahkeme adil bir yargılama söz konusu olmadığı için milyonlarca kişinin seçtiği, kendine adına konuşma yetkisi verdiği insanları bu kadar yıl haksız hukuksuz yere hapiste tutamaz. Bu davada sonuç, Kürt meselesinde çözümsüzlük politikalarına dönüldüğü ve bu yöntem tercih edildiği için karşımıza çıktı. Tahliye edilmeyen herkesin o hapishanelerde çıkarılması lazım. Aksi halde bizim normalleşmeden bahsetmemiz mümkün olamaz.

''ADANA, DİYARBAKIR VE İSTANBUL’DA BULUŞMA YAPACAĞIZ''

Yarın 'Herkes için demokrasi herkes için özgürlük' diyerek üç şehirde Adana’da, Diyarbakır’da, İstanbul'da bir araya geliyoruz. Bir arada ses çıkarmazsak bizi daha da zor günler bekler. Zor günleri yan yana gelerek, sesleri çoğaltarak alt etmeyi başardı. Adana'da Diyarbakır'da İstanbul'da yapacağımız buluşmaya demokratik kamuoyunu, özgürlük eşitlik talebi olan herkesi davet ediyoruz. Bu buluşmalar sürecek. Kobani davası kararları DEM Parti için yeni bir mücadele kavşağı. Mümkün olsa demek ki idam cezası verilecekti siyasetçilere; sadece düşüncelerini açıkladıkları için."