Cumhurbaşkanlığı’nın yeni anayasa için düzenlediği sempozyumun kitabı yayımlandı

Sempozyuma katılanların bazıları, anayasanın değiştirilemez maddelerinin fazla olduğunu savunarak laikliğin anayasaca güvencesi altından çıkarılıp “değiştirilemezliğinin” kaldırılmasını istedi.

Aytunç Ürkmez

Yeni anayasa tartışmaları sürerken, iktidar tarafından 12 Eylül 2023’te Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde “1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu” düzenlenmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sempozyumun açılış konuşmasını yapmış, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da sempozyuma katılmıştı. Sempozyumun konuşmalarının yer aldığı kitap ise önceki gün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yayımlandı. Yeni anayasayanın yapısı, ideolojisi ve yönteminin nasıl olması gerektiğine değinilen konuşmalarda cumhuriyetin laik yapısının hedef alındığı, yeni yasada laikliğin “değiştirilemezlik” güvencesinin olmaması gerektiği savunuldu.

LAİKLİĞİN ‘DEĞİŞTİRİLEMEZLİĞİNİN’ KALDIRILMASI SAVUNULDU

Bu kapsamda dikkat çeken konuşmalardan biri Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe’den geldi. Karatepe konuşmasında 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunu (1924 Anayasası) ile 1961 Anayasası’nda sadece “Türkiye Devleti bir cumhuriyettir” hükmünün bulunduğu 1. maddenin değiştirilemez olduğunu anımsattı. Karatepe, bir anayasada değiştirilemez maddelerinin fazla olmasının gelecek kuşaklara güvensizliği doğurduğunu savunarak, “Yeni düzenlemede, 1924 ve 1961 Anayasalarında olduğu gibi sadece ‘Türkiye Devleti bir cumhuriyettir’ hükmünün yer aldığı 1. maddenin değiştirilmesi yasaklanmalıdır” dedi. Böylece Karatepe, “Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir” hükmünün de yer aldığı 2. maddesi ile 3. maddesini kapsayan değiştirilemez hükmünün kaldırılmasını savundu.

ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİ HEDEF ALINDI

Diğer bir katılımcı İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla ise yeni anayasanın “liberal demokrasiye” dayanması gerekitğini, bu nedenle halihazırdaki “resmi ideolojinin” anayasadaki en büyük sorun olduğunu savundu. “Resmi ideolojinin” Milli Eğitim Yasası ve YÖK Yasası gibi yasalarda varlığını sürdürdüğünü vurgulayan Yayla, şu açıklamalarda bulundu:

“Mevcut Türkiye anayasası bütünüyle liberal değerlere dayanmıyor. Karma bir anayasa. Bu anayasanın en önemli problemi anayasanın resmî ideolojisidir. Eğer anayasanın insan haklarını gerçekten tanıyan bir anayasa olmasını istiyorsak, anayasanın mevcut resmi ideolojisinden arındırılması ve liberalleştirilmesi gerekir. Anayasanın insan haklarına saygılı bir anayasa olması resmi ideolojiden arındırılmasına bağlı; çünkü bugünkü anayasanın resmi ideolojisi insan haklarını esas almamaktadır.”

‘SORUNUMUZ ANAYASANIN UYGULANMAMASI’

Sempozyumdaki görüşleri gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendiren anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, Yayla’nın 40 yıl önceki tartışmaları tekrarladığını belirtti. Halihazırda “resmi ideolojinin” yer değiştirdiğini aktaran Boyunsuz, “Anayasa yüzeysel bir maske haline geldi. Bu anayasanın temel hakları koruyan çok güzel hükümleri de var. Bunların ve Anayasa Mahkemesi’nin kararları uygulanmazken, anayasanın hiç uygulanmayan bir maddesi üzerinden yeni anayasayı savunmak tabiri caizse dam üstünde saksağandır” dedi. Değişitirilemez hükümlerin çıkarılması taleplerine ilişkin Boyunsuz, “Anayasanın değiştirilemez hükümlerine baktığımızda orada gördüğümüz; ‘İnsan haklarına dayalı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir’ kısmı çoğulcu demokratik hukuk sistemlerinde bulunması gereken hükümlerdir. Bunların hangisi çıkarılınca Türkiye daha demokratik bir ülke olacak? Bizim sorunumuz anayasanın temel haklarını koruyan hükümlerinin uygulanmaması. Bizim sorunumuz resmi ideolojinin dinci bir ideolojiye dönüştüğü sivil otoriterlik içerisinde oluşumuz. Bu tür eleştiriler içi dolu eleştiriler değil” ifadelerini kullandı. 

AKP’NİN ANAYASA KARNESİ: 3 REFERANDUM, 134 MADDE

AKP döneminde 3 tane anayasa refandumu yapıldı. Bunlardan ilki 2007 Anayasa Referandumu oldu. Bu referandumda anayasanın 96., 101. ve 102. maddelerinde değişikliğe gidildi. 2007’nin ardından yapılan 2010 Anayasa Referandumu’nda ise 26 maddesinde değişiklik gerçekleşti. En son yapılan 2017 Anayasa Referandumu’nda da 18 madde değiştirildi. AKP döneminde ise toplamda anayasanın 177 maddesinin 134’ü değiştirildi.

ANAYASANIN RESMİ İDEOLOJİSİ NE? 

1982 Anayasası’nda net bir ifadeyle resmi bir ideoloji belirtilmiyor. Ancak anayasanın değiştirilemez hükümlerinde de atıf da bulunulan başlangıç kısımındaki temel ilkeler anayasanın ideolojik boyutunu oluşturuyor. Bu kapsamda anayasanın ilgili kısımında; “Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı üzere Türk milleti tarafından, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur” ifadeleri yer alıyor.