CHP'li Tanrıkulu'ndan 'Kürt sorunu' çağrısı: Gelin irademizi ortaklaştıralım

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Esat Oktay Yıldıran'ın isminin bir okula verilmesine "Mesele o tabelanın oradan indirilmesi değildir. Mesele, sizin iktidarınız döneminde bu tabelanın oraya asılmış olmasıdır" diyerek tepki gösterdİ. 'Kürt meselesi'ne vurgu yapan Tanrıkulu, "Çözüm yeri dağ da değil, Brüksel'de de değil bir başka hiçbir yer de değil, Washington da değil, burasıdır, bu Meclis’tir. Gelin, irademizi ortaklaştıralım" çağrısı yaptı.

cumhuriyet.com.tr

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, dün TBMM Genel Kurulu’nda İzmir’in Buca ilçesindeki Belenbaşı İlkokulu’na 12 Eylül darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi’nde yapılan işkencelerle bilinen subay Esat Oktay Yıldıran’ın isminin verilmesine ilişkin konuştu.

Tanrıkulu, şunları söyledi:

“Son derece üzgünüm değerli arkadaşlar. Milletvekili olmadan önceki bütün yaşamım sivil toplumda, Diyarbakır Barosu Başkanlığı'nda, sonuçta Türkiye'nin Kürt meselesinin silah, şiddet, terör dışında barışçıl yöntemlerle çözümü için geçti. Bu parlamentoda da insan hakları için, adalet için Türkiye'nin bu meselesinin barışçıl çözümü için çaba içerisinde oldum. Geçtiğimiz zaman gerçekten zor zamanlar, toplum kutuplaştı, nefret söylemi hakim oldu maalesef geçen bu süre içerisinde. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 22 yılının sonunda bu sorunda hakim dil nefret söylemi oldu, kutuplaşma oldu.

"CO DENİLEN KÖPEKLE ORADA TANIŞTIM"

Neden bunları söylüyorum? Diyarbakır Cezaevi benim hafızamda da büyük bir travmadır. Benim ağabeyim 1980'den sonra tıp fakültesi öğrencisiyken tutuklandı, cezaevinde tutuklu kaldı. Öğrenciyken annemle beraber cezaevine gittim ve ‘Co’ denilen köpekle orada tanıştım. Onun nasıl bir travma yarattığını kendi yaşamımdan da biliyorum avukatken de dinlediklerimden biliyorum ve şimdi de o cezaevi mağdurlarından biliyorum. O cezaevinde bu mağduriyeti yaşatan bir komutanın adı tam da şimdi, bu dönemde İzmir'de bir ilkokulun adı olarak yazılmış. Şimdi ‘Kürt meselesi nedir’ derseniz tam da budur. Kürt meselesinin başka bir boyuta evrilmesine neden olan -Diyarbakır Cezaevi ki bütün literatüre göre dünyanın en vahşi 10 cezaevinden bir tanesi olarak anılır ve onda bu komutanın da büyük katkısı vardır- tam da budur yani bir adaletsizlik meselesidir. Mesele, bu saatten sonra o tabelanın oradan indirilmesi değildir. Mesele, sizin iktidarınız döneminde bu tabelanın oraya asılmış olmasıdır. Hem de ne zaman biliyor musunuz? Diyarbakır Cezaevi’nin Kültür Bakanlığı'nın kararıyla ve bu hükümetin kararıyla müzeye dönüştüğü tarihlerde. Alın, ikisini karşılaştırın; neden bunun yapıldığını anlarsınız, mesele bu."

"ÇÖZÜM YERİ DAĞ DEĞİL"

CHP'li Tanrıkulu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Her şeye rağmen söylüyoruz. Türkiye'nin Kürt meselesi bir adalet, insan hakları, demokrasi meselesidir ve çözüm yeri de bu Meclis’tir, başka bir yer değil. Dağ da değil, Brüksel'de de değil bir başka hiçbir yer de değil, Washington da değil, burasıdır, bu Meclis’tir. Gelin, irademizi ortaklaştıralım, bir yerden başlayalım, en geri noktasından başlayalım, adım adım gideriz ve bu meseleyi çözme konusunda adım atarız. O nedenle, bir kez daha söylüyorum. O tabela konusunda, o komutanın adı yazan tabela konusunda adım atın. Roboski konusunda da adaleti sağlama konusunda girişimler yapın. Adalet üzerinde bir noktaya gidebiliriz. Ben tekrar Roboski’de yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımızı burada 12'nci yılında saygıyla anıyorum, saygıyla eğiliyorum anıları önünde ve adaleti gerçekleştirme konusunda bir sözü daha bu kürsüden veriyorum.”