CHP'li Aysu Bankoğlu'ndan TTK'ye 'Amasra' tepkisi

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü’nün Amasra maden faciasında ateşlemeyi yapan barutçuyu sorumlu tutmasıyla ilgili “Maden şehidimizi zan altında bırakan bu iddiaları ortaya atarken, kuralına aykırı iki ateşleme yapıldığını kontrol ettiniz mi, bundan emin misiniz diyoruz, hayır tahmin diyorlar. Tahminler üzerinden bir şehidimiz zan altında bırakılıyor, ama üzerinde delillerle suç isnat edilmiş olan idarecileri soruşturmaya bile zahmet etmiyorlar. Çünkü ATİM’deki bu facianın, faciaya sebep olan ihmallerin denetlenmesinden sorumlu olan yer, TTK. Kendileri yani” dedi.

ANKA

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Türkiye Taş Kömürü Kurumu Genel Müdürlüğü’nün Amasra maden faciasına ilişkin kanaat raporuyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

Bankoğlu, açıklamada şunları kaydetti:

“Bundan daha bir iki hafta önce mecliste bize yaptıkları sunumda, facianın oluşumuyla ilgili bile doğru düzgün bir bilgisi olmadığını belirten TTK Genel Müdürlük yetkilileri, geçtiğimiz hafta Bartın’da şok edici bir iddiayla karşımıza geldi. İddiaya göre patlamanın sebebi yanlış ateşleme ve bu ateşlemeyi yapan barutçu. Bu iddiayla ilgili halkımızın ve özellikle de maden şehitlerimizin ailelerimizin bilmesini istediğim çok önemli sorunlar var. Her şeyden önce, madende yangın hala devam ederken, elde yeterince kanıt yokken, kendini savunma imkânı bulunmayan bir maden şehidimizi bu şekilde zan altında bırakarak kamuoyunda kanaat oluşturacak bu gibi iddiaların ortaya atılması çok yanlış. Ayrıca şu da var, patlama iddia edildiği gibi ateşleme sebebiyle oluşmuşsa; arın bölgesinde ateşlemeyi yapan şehit barutçunun cenazesinde yanık bulunması gerekir ancak otopsi raporları bize böyle olmadığını gösteriyor. Otopsi raporlarında arında madencilerimizi zehirlenme sebebiyle kaybettiğimizi belirtiliyor. Öte yandan, patlamanın olduğu gün ve öncesinde metan gazı seviyesinin defalarca alarm seviyesini gösterdiğini de biliyoruz. Buna rağmen gerekli önlemleri almayan idarecilere suç bulunmazken, barutçunun üzerinden bir suç kanaati yaratmak düpedüz dikkatleri başka yere çekme çabasıdır.

(Aysu Bankoğlu)

“42 CANIN YİTİMİNE SEBEP OLDUĞU İDDİA EDİLEN HATA, BİR GÜNLÜK BİR HATA DEĞİL”

Biz TTK’ya iddialarını neye dayandırdıklarını sorduğumuzda, kurum görevlileri bize madencilerin kurum tarafından idari soruşturma geçirdiğini, oradaki ifadeler sebebiyle de ateşlemede sorun olduğu kanısına vardıklarını söyledi. Bize aktarılan madenci ifadelerinin hepsi daha önce barutçu olarak görev yapmış madencilerin ifadeleri ve bu ifadeler de ATİM’de ateşleme işleminin patlamadan çok öncesinden beri kurallarına uygun olmayan bir şekilde yapıldığını yönünde. Yani iddialar doğruysa, 14 Ekim’de 42 canın yitimine sebep olduğu iddia edilen hata, bir günlük bir hata değil. Bunu da denetlemesi gerekenler, böyle bir yanlış varsa bunu önlemesi gereken kişilerse ellerini kollarını sallayarak geziyor! Bu nasıl bir adalet? Barutçunun doğru ateşleme yapıp yapmadığını kim denetler diye soruyoruz TTK görevlilerine, sorularımız geçiştiriliyor. Maden şehidimizi zan altında bırakan bu iddiaları ortaya atarken, kuralına aykırı iki ateşleme yapıldığını kontrol ettiniz mi, bundan emin misiniz diyoruz, hayır tahmin diyorlar. Tahminler üzerinden bir şehidimiz zan altında bırakılıyor, ama üzerinde delillerle suç isnat edilmiş olan idarecileri soruşturmaya bile zahmet etmiyorlar. Çünkü ATİM’deki bu facianın, faciaya sebep olan ihmallerin denetlenmesinden sorumlu olan yer, TTK. Kendileri yani. TTK’nın sorumluluğunda bir yerde bir süredir yanlış ateşleme yapılıyorsa eğer, bu da TTK yöneticilerinin denetim zafiyetidir. TTK burayı denetlememiş, kendi sorumluluğunu görmek yerine, emrinde çalışan şimdi de şehit olan madenciye suç isnat ediyor. Yazıktır!”

“KURTULMA HESABI YAPANLAR BU MİLLETİN VİCDANININ DA AYRI BİR MAHKEMESİ OLDUĞUNU UNUTMASIN”

“TTK Genel Müdürü’nün, Genel Müdür Yardımcısının sorgulanması, görevden uzaklaştırılması ve hâkim karşısında hesap vermesi gerekmektedir. Bu kadar basit. Bu sorgulama kamu vicdanı için, Amasra halkının ve maden şehidi ailelerinin içlerinin bir nebze soğuması için, bu ülkede adaletin tecelli etmesi ve adalet inancının korunması için hayati önemdedir. Bizler bu adaletin yerine gelmesi için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz, ama kamuoyunun desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Bu ülkede yaşanan maden facialarının neredeyse hiçbirinde sorumlulular doğru düzgün hesap vermedi. TTK yetkililerinin de bu duruma ve siyasi bağlantılarına güvenerek ucuz iddialarla kendi sorumluluklarından kaçmaya çalıştığını üzülerek görüyorum. Benzetmek her ne kadar içimi acıtsa da adalete hükmeden tilki olduğunda, tavuklar daima suçlu bulunacak, diye bir söz vardır. Burada da onu görüyoruz, 42 madencinin vebalini yine onlardan birine yıkıp, kurtulma hesabı yapanlar bu milletin vicdanının da ayrı bir mahkemesi olduğunu unutmasın.”