CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Diyarbakır'da: 'Helalleşeceğiz, bir araya geleceğiz'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da esnafın ve yurttaşların sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu, “Biz, cebimizi değil milletin cebini düşünüyoruz. Milletin cebine helal para girmeli. Alın terinin karşılığı girmeli. Biz, bunu istiyoruz. Biz düzelteceğiz, beraber düzelteceğiz. Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi hep beraber olacak. Kucaklaşacağız, helalleşeceğiz, bir araya geleceğiz. Bütün kırgınlıklarımızı gidereceğiz” diye konuştu.
ANKACHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Diyarbakır’da esnafı ziyaret etti. Gazi Caddesi’ndeki dükkanları tek tek ziyaret eden Kılıçdaroğlu’na Diyarbakırlılar yoğun ilgi gösterdi. Bir kadın, dört yıldır esnaflık yaptığını ve işleri kötü gitmeye devam ederse esnaflığı bırakmak zorunda kalacağını söyledi. Kadın esnaf, Kılıçdaroğlu’nun “Alışveriş nasıl” sorusuna, “Hocam çok kötü, çok berbat. Maalesef Polyannacılık oynayamıyoruz” diye yanıt verdi.
Çocuklarıyla beraber döner satan esnaf ise Kılıçdaroğlu’na, “Geçim çok zor. Bizden daha iyi biliyorsunuz, takip ediyorsunuz. İnşallah bir şeyler olur” dedi. Kılıçdaroğlu da “Beraber düzelteceğiz” karşılığını verdi.
Bir esnaf, Kılıçdaroğlu’na, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını sorarak “Verin İstanbul’u, alın Türkiye’yi konusundaki düşüncelerinizi merak ediyorum” dedi. Kılıçdaroğlu, “Biz, bütün Türkiye’yi kucaklamak isteriz. Hiçbir ayrım yapmaksızın. Kişilerin inancı, kimliği, yaşam tarzı, dili ne olursa olsun. Önemli olan insansa ve o insanın bir sorunu varsa ben o insanın sorunlarını çözmeye talibim” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“KUCAKLAŞACAĞIZ, HELALLEŞECEĞİZ, BİR ARAYA GELECEĞİZ”
“Hiç merak etmeyin; öyle ‘İstanbul’u verin, Türkiye’yi alın’, biz o işlere pabuç bırakmayacağız. Asla ve asla. Ne demek İstanbul, ne demek? Türkiye’nin hepsi bizim… Öbürü, cebini düşünen adamın kendi ifadesidir. Biz, cebimizi değil milletin cebini düşünüyoruz. Milletin cebine helal para girmeli. Alın terinin karşılığı girmeli. Biz, bunu istiyoruz. Biz düzelteceğiz, beraber düzelteceğiz. Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi hep beraber olacak. Kucaklaşacağız, helalleşeceğiz, bir araya geleceğiz. Bütün kırgınlıklarımızı gidereceğiz.”
Kılıçdaroğlu’na Diyarbakırlı yaşlı bir CHP’li, eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yer aldığı bir tablo hediye etti. CHP’li yurttaş, Kılıçdaroğlu’na, “Biz iktidara geldiğimizde, maaşı az olanların, emekli olanların Hazine yardımını onlara yapacaksın. Ben bunu senden istiyorum” dedi.
HAYVANCILIK YAPAN KADIN: “PERİŞAN OLDUK”
Kılıçdaroğlu, yolda karşılaştığı Diyarbakırlı kadınlarla da sohbet etti. Bir kadın, hayvancılık yaptıklarını ve perişan olduklarını belirterek, “Hayvancılıkla uğraşıyoruz, perişan olduk bu sene. Çünkü yem alamıyoruz. Ben anneme bakıyorum, ama bakamıyorum. Bir umut kapısı açmanızı istiyoruz” diye konuştu.
ESNAF: “ARTIK BİRİLERİ DUR DEMELİ BU İŞE”
Başka bir esnaf da Kılıçdaroğlu’na iş yapamadıklarını anlatarak, “İki gün önce Antep’e gittim geldim. 200 liraya gittiğim yere 765 lira yakıt yaktım başkanım. Bu maliyetler yükselmesin de ne yükselsin? Sattığım hiçbir şeyi yerine koyamıyorum. Artık birileri dur demeli bu işe” dedi.
Bir lokantacı da işlerinin kötü olduğunu belirterek, “Pahalılık bayağı bir var. Yağ, tüp desen, var. Akşama kadar o günkü masrafımızı kurtaramıyoruz, karşılayamıyoruz” diye konuştu.
“TERÖRİST DEĞİLİZ. DİNİME İMANIMA TÜRKİYELİYİZ”
Diyarbakırlı başka bir yurttaş da “Biz terörist değiliz. Dinime, imanıma Türkiyeliyiz. Dinime, inamıma Türkiye’ye zarar verenin Allah belasını versin” dedi. Kılıçdaroğlu, “Gel bir kucaklaşalım” diyerek yurttaşa sarıldı.
Kürt ve Türk ayrımcılığı yapmadıklarını dile getiren esnaf, Kılıçdaroğlu’na, “25 senelik esnafım. Dün dükkan sahibim gelmiş, Bana diyor ki ‘Dükkanı boşaltacaksın.’ Sözleşmem yok diye beni bu ayın 30’unda dükkandan çıkarıyor. Evim Sur’daydı, yıkıldı. Hiçbir yardım alamadım. 5 bin lira sadece eşya parası almak zorunda kaldım. İki çocuk babasıyım, vallahi mağduruz” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, hatıra fotoğrafı çektirdiği kadınlara, Diyarbakır’a bir sonraki gelişinde birlikte kahvaltı yapma sözü verdi.
Bir esnaf, elindeki litrelik ayçiçeği yağını Kılıçdaroğlu’na göstererek, “Markete gittim. 100 lira alışveriş yapılan bir markette indirimi 15 lira yaptı. Peki bu 15 liraya kurtarıyorsa niye 39 liraya kurtarmıyor. 15 liraya kurtarılıyor da niye 39 lira kurtarmıyor? Demek ki bir şeyle kaçırma yapıyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, kaset satan bir esnafın dükkanına girdi. Kılıçdaroğlu esnaf ile sanat üzerine sohbet etti ve özçekim yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu Diyarbakır sokaklarında gezerken bazı yurttaşlar evlerinin penceresine çıkarak Kılıçdaroğlu’nu alkışladı.
KILIÇDAROĞLU DENGBEJLERİ DİNLEDİ
Kılıçdaroğlu, esnaf ziyaretinin ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin tarihi Dengbej Evi’ne gitti. Diyarbakırlı kadınlar, Kılıçdaroğlu’nu burada zılgıtlarla karşıladı. Kılıçdaroğlu, burada dengbejlerin (köyden köye dolaşarak, söyledikleri destanlar, ilahiler ve hikayeler ile hayatlarını sürdüren kişiler) hikayelerini dinledi. Kılıçdaroğlu, Dengbej Evi’nde hatıra fotoğrafı çektirdi.
“HERKES GELİR, KAZANÇ, HUZUR İSTİYOR. KUCAKLAŞMAK İSTİYOR”
Fotoğraf çekiminin ardından bir muhtar, Kılıçdaroğlu’na hırsızlık ve uyuşturucu konusunda yaşadıkları sorunları anlattı. Muhtar, “Yetkililere haber vermemize rağmen hiçbir şey çözülmüyor” diyerek rögar kapaklarının bile çalındığını aktardı. Kılıçdaroğlu ise muhtara şunları söyledi:
“Herkes gelir, kazanç, huzur istiyor. Kucaklaşmak istiyor. Biliyorum, büyük sıkıntılar var. Farkındayım. Ben bunları görmek ve sizi dinlemek için buraya geldim. İnşallah önümüzdeki süreç içerisinde bütün bunları aşacağız. Kucaklaşacağız. Sorunlarımızı paylaşacağız. Uyuşturucu sorununa değindiniz. Çok ağır bir sorun bu. Türkiye’nin her yerinde maalesef var. Bakın hiçbir uyuşturucu baronu hapiste değil. Ama bir laf etti diye yakalayıp hapse atıyorlar. Niye uyuşturucu baronları hapiste değil? Uyuşturucu barolarının arkasında siyasi güç hangisi? Bunları da düşünün, sorgulayın.
“İŞSİZLİK BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR”
İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Kişinin işi olursa, işi gücü olursa, evine ekmek götürürse, alın terinin karşılığını alırsa bu tür olaylar da olmaz. İşin derinine inmek lazım. İşin kökenine inmek lazım. Hiçbir insan gidip de rögar kapağını çalmak istemez. Ama açsa ne yapsın bu adam? Olaya biraz da bu cepheden bakmamız lazım.”