CHP, 9. yargı paketindeki görüşülecek olan soyadı düzenlemesine şerh düştü: 'Eşitlik ilkesine aykırı'

CHP şerhte kadınların soyadını düzenleyen maddeyle ilgili “Kadının evlenmeden önceki soyadını kullanmaya devam etmesinin aile birliğine nasıl bir zarar verebileceği konusunda tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır” dedi.

Sarp Sağkal

TBMM Adalet Komisyonu’nun CHP’li üyeleri Süleyman Bülbül, İsmail Atakan Ünver, Cumhur Uzun, Turan Taşkın Özer, Gizem Özcan ve İnan Akgün Alp Meclis’te görüşülecek 9. Yargı Paketi’ne ilişkin muhalefet şerhi yazdı. Teklifin pek çok maddesinin anayasaya aykırı olduğu belirtilen şerhte, kadının bekarlık soyadını evlendikten sonra tek başına kullanamamasını öngören maddeye de şerh düşüldü. Konuya ilişkin şerhte “AKP’nin sunduğu kanun teklifinin gerekçesinde sık sık aile bütünlüğünden bahsedilmesi, kadının bir birey olma özelliğini yok saymaktadır. Öte yandan, evlilik birliğinin ve aile bütünlüğünün korunması amacıyla fedakârlık yapmak zorunda bırakılan tarafın neden kadın olduğu hususunda mantıklı ve makul bir açıklama getirilmemiştir. Bu durum; anayasaya ve tarafı olduğumuz uluslararası antlaşmalara aykırılık teşkil etmektedir. Maddenin ‘Evlenen eşler kendi evlilik öncesi soyadlarını kullanmaya devam etmek veya içlerinden birisinin soyadını aile adı olarak kullanmak konusunda seçim hakkına sahiptirler. Aile adı kendi soyadı seçilmeyen eş, önceki soyadını aile adının önünde kullanabilir. Evlenme öncesi iki soyadı taşıyan eş, sadece tek soyadını aile adı olarak verebilir veya eşinin soyadının önünde kullanabilir’ şeklinde değiştirilmesi konusundaki önergemiz ne yazık ki kabul görmemiştir” ifadeleri yer aldı. 

‘PAKET BEKLENENİ VERMEDİ’

Yargı paketine ilişkin genel bir değerlendirme de yapılan şerhte, şunlar kaydedildi:

“Yargının siyasallaşması ile oluşan tarafgir yargı eliyle yok edilen hukukun yarattığı tahribat, her alanda hissedilmektedir. Yargıdaki çürümüşlüğü gözler önüne seren skandal bir gelişme yakın tarihimizde yaşanmıştır. Yargının kurucu unsurlarından birisi olan ve sayısı 180 binden fazla olan avukatlar, bu yargı paketiyle de görmezden gelinmiştir. İktidar, yargının var olan sorunlarını çözmek yerine bu sorunları, aldığı siyasi kararlar ve yargıya doğrudan müdahaleleri ile daha da büyütüp derinleştirmiştir. AKP’nin hukuk devleti ilkesine doğrudan müdahale eden siyasi kararları, avukatların mesleki bağımsızlığını etkilemiştir. Yargı Reformu kapsamında hazırlanarak komisyona getirilen daha evvel de 8 kez Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçirilen yargı paketleri toplumun istek, ihtiyaç ve beklentilerine karşılık vermemiştir.”