Cenaze töreninde Kuran okuyan Bekir Bozdağ kendini böyle savundu: Adalet Bakanı'nın Kuran okuması laiklikle ilişkilendirilemez
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Amasra'daki maden faciasında yaşamını yitiren madenci Berkay Kesim'in cenaze töreninde, üç din görevlisinin yanında Kuran okuması tepkilere neden oldu. 'Adalet Bakanlığı' koltuğunda oturan Bozdağ, "Adalet Bakanı'nın Kuran okuması laiklikle ilişkilendirilemez" diyerek savundu.
cumhuriyet.com.trBartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü'ne bağlı maden ocağında 14 Ekim Cuma günü akşam saatlerinde “grizu patlaması” meydana geldi.
Sayıştay’ın TTK Amasra Müessesi hakkında 2017 ve 2019 yılında hazırladığı raporlar da yaşanan facianın ‘göz göre göre’ geldiğini gösterdi. Yaşanan faciada 41 madenci yaşamını yitirdi.
Facianın ardından ilçeye giden AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan, “Bizim kader planına inanmış insanlarız, kader planına inandığımız için de bunun ne dünü ne bugünü ne de yarını hiçbir zaman olmayacaktır” demişti.
Yaşamlarını kaybeden madenciler toprağa verilirken, acılı aileler ihmal iddialarında bulundu.
'ADALET' BAKANI KURAN OKUDU
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, faciada yaşamını yitiren maden işçisi Berkay Kesim'in cenazesinde üç din görevlisinin arasına girerek Kuran okudu. Bozdağ, bu davranışına yöneltilen eleştirilere sosyal medya hesabından cevap verdi.
'Adalet Bakanlığı' koltuğunda oturan Bozdağ, kendisini "Herkes vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz, suçlanamaz" sözleriyle savundu.
Bozdağ, bakan veya bir devlet yetkilisinin Kuran okumasının 'laiklikle ilişkilendirilemeyeceğini' iddia etti.
Bozdağ paylaşımlarında şu ifadeleri kullandı:
"Herkes vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz, suçlanamaz. Adalet Bakanı veya başkaca bir yöneticinin Kur’an okuması ya da okumaması, laiklikle ilişkilendirilemez.
Kur’an okumak Adalet Bakanlığı yapmaya, Adalet Bakanlığı yapmak da Kur’an okumaya engel değildir. Şehit madencimizin mezarında Kur’an okumak kınanacak bir amel değildir, en büyük duadır. Asıl kınanacak, Kur’an okuyan Bakan değildir; Bakan’ın Kur’an okumasından rahatsız olandır.
Kaldı ki şehit madencimizin mezarında "Kur’an okudu” diye ayıplanmak, kınanmak ya da suçlanmak her Müslüman için olduğu gibi benim için de şereflerin en büyüğüdür. Rabbim bizi de son nefesini verene kadar kınayıcıların kınamasından korkmadan Kur’an okuyanlardan eylesin…"