Buğra Gökce adaylık başvurusunu teslim etti
İBB Genel Sekreter Yardımcılığı görevinden istifa edip İzmir Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olan Buğra Gökce, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’na adaylık başvurusunu teslim etti.
Yusuf Körükmezİzmir Büyükşehir Belediye eski Genel Sekreterliği görevinde bulunan Şehir Plancısı Dr. Buğra Gökce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı görevinden istifa ederek İzmir Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı oldu.
Gökce, bugün Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’na adaylık başvurusunu teslim etti.
ASLANOĞLU: CHP İÇİN DÜĞÜNÜ DÖNEMİ
Gökce’nin adaylık açıklaması öncesi, sevenleri ve CHP üyeleri İzmir İl Başkanlığı önünde toplandı. İl Başkanlığı önünde kurulan kürsüde konuşan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, “Demin yukarıda sohbet ederken sürekli partililerimiz sürekli diyor ki; ‘Çok yorulduğunuz, çok yoğun bir dönemden geçiyorsunuz.’ Aslında Cumhuriyet Halk Partisi için yerel seçim dönemleri düğün dönemleridir. Tabii ki düğün dönemlerinde görev alan tüm arkadaşlarımız yorulacak. Biz bu yerel seçimi de düğün havasında atlatacağız. Sonunda 30 ilçenin 30’unda ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını bir kez daha dalgalandıracağız. Bunun için çalışmaya söz veriyor musunuz? Sizler, çoğunuz sayın Buğra Gökce’yi yaptığı hizmetlerden, genel sekreterliğinden hatırlıyorsunuz. İzmir’e emeği geçmiş, uzun yıllar emek vermiş başarılı bir bürokratımız. Şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmak için yola çıkıyor, yolunuz açık olsun, başarılar diliyorum” diye konuştu.
GÖKCE: İZMİRLİLERİ GÖRDÜKÇE GÖĞSÜM KABARIYOR
Aslanoğlu’nun ardından konuşan Buğra Gökce, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün benim yanımda, İl Başkanlığımızda, belki de büyük bir düğün gününde burada olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Kuruluşun ve kurtuluşun kenti İzmir, Cumhuriyet’in de kalbi ve başkenti. Öyle bir yolculuğa çıktık ki, belki de benim açımdan hayatımın en özel ve en mutlu günlerini yaşıyorum ve büyük bir coşkuyla bugün benim yanımda bulunan İzmirlileri gördükçe göğsüm kabarıyor. İzmir özgürlüğün ve hoşgörünün timsali. Belki de özgürlüğün, hoşgörünün başkenti. İzmir bir çift mavi göze aşık, eşsiz bir şehir ve Cumhuriyet’in devrimlerinin laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinin, Cumhuriyet’in de simgesi ve güvencesi. Ve biz bu güzel duruşa aşık, Cumhuriyet’e aşık demokrasiye sevdalı Cumhuriyet’e aşık İzmirliler olarak bugün burada belki de bir bayram gününün başlangıcını yapıyoruz.”
“BU KENTE SEVDALI OLDUĞUMU DA…”
2008’den beri İzmir’e çeşitli görevlerle hizmet verdiğini hatırlatarak devam eden Gökce, “İzmir annemin evi, kalbimin mücevheri. İzmir büyük Atatürk’e kalpten bağlı, büyük Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürüyenlerin yolu. İzmir benim 2008’de ilk defa koruma kurulu üyesi olarak atandığım, 18 ay İstanbul’a gittiğim, ikametgahımı bıraktığım, kalbimi İzmir’de bıraktığım, benim eşsiz hizmet şehrim. Bu güzel şehre 2008’den bu yana çeşitli kademelerde hizmet edebilme onurunu İl Başkanı’nın da söylediği gibi çok farklı vesilelerle yaşadım ve bundan çok büyük bir onur duydum. Şimdi yepyeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Hedefimiz belli: Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in öncülüğünde, partimizin iktidar yüzyılı değişimi çabasına katkı sunmak ve 2028 yolculuğunu yerellerden 2024’te, İzmir’den bayrağını taşıyarak başlatmak, bu güzel şehre birbirinden güzel Cumhuriyet, Atatürk sevdalılarına İzmir’den hizmet etmek. Sadece Türkiye’nin değil; geniş Akdeniz ve Ege kıyılarının da, bu havzanın da lider kenti yapmak. Bugün burada, Türkiye’de ilk defa akademik kariyer sahibi bir doktoralı şehir plancısı büyükşehir belediye başkanlığına adaylığını açıklıyor. Bunun büyük bir önemi var ama daha önemlisi ben Kınık’ın Soma’ya komşu Atmaseki Köyü’nden, Kiraz’ın Nazilli’ye Alaşehir’e Ören İderi Köyü’ne kadar İzmir’in her köyüne adım atmış, her köşesine, her mahallesine hizmet etmek için çaba sarf etmiş bir süreçten geliyorum. Bu; benim bu kente sevdalı olduğumu da, bu kentin güzel insanlarına bağlı olduğumun da, burayı aile gördüğümün de yaklaşık 15 yıllık mazisidir” ifadelerini kullandı.
“İZMİR’İN GÜCÜ YÜZYILIN DEĞİŞİMİNE GÜÇ VERECEK”
CHP’de başlayan ‘değişim’ rüzgarından bahsederek devam eden Buğra Gökce, “Yüzyılın değişimi ve halkın iktidarına öncülük etmek 2028 yolculuğunda yine İzmir’e yakışacak ve biz bu yolculuğa İzmir’den seslenerek diyoruz ki; ‘Biz işte sizin verdiğiniz bu iktidarı kurmak görevine talibiz, İzmir’de bunun köşe taşlarını döşeyeceğiz’. Biz Genel Başkanımızın dediği gibi yüzyılın değişimi diyoruz, biz halkın iktidarını kurmak, demokrasiyi adaleti bu ülkeye geri getirmek ülkeyi Atatürk’ün tarif ettiği muasır medeniyet seviyesine çıkarmak için söz veriyoruz. İzmir örnek olacak, İzmir’in gücü yüzyılın değişimine güç verecek, katkı sunacak. Benim ihtisas alanım şehircilik, ben deprem, kentsel dönüşüm, ulaşım ve altyapı konularında doktorası olan bir şehir planlamacısıyım. Uzmanlık alanımda en çok nitelikli hizmet bulabildiğim şehir de 8,5 yıl büyükşehir, 3 yıl koruma kurulu olmak üzere İzmir. Buradan ilan ediyorum; hizmette çok büyük bir yarış içerisine gireceğiz. Dünyadaki en iyi şehircilik örnekleriyle, örnek projelerle sadece Türkiye’de değil; dünyada adı yıldız gibi parlayan bir belediyeciliği İzmir’den inşa edeceğiz. Bu şehrin, bu güzel şehrin karşı karşıya olduğu deprem, altyapı, kentsel dönüşüm, ulaşım gibi sorunları 7/24 çözmek için büyük bir emek vereceğiz. Kamusal alanları çoğaltmak, depreme dirençli bir kent için de vazifemiz; katılımcı bir sosyal demokrasiyi var etmek, ülkeye demokrasiyi getirmek için de görevimiz. Biz şeffaf belediyecilik ilkeleriyle yeni bir şehircilik anlayışını kurmak için de öncü olacağız” dedi.
“6 ŞUBAT’TA İNSANLARIMIZI SADECE DEPREM ÖLDÜRMEDİ”
Depremlerden ve ülkede yaşanan barınma krizine dikkat çekerek vaatlerini açıklayan Gökce, “Biliyorsunuz konut ve barınma krizi kentlerimizi kasıp kavuruyor. Evladını yurda gönderip üniversiteyi kazandırıp yurt bulamayandan, kiralık ev bulacak maaşı kazanamayana kadar kentlerimiz ağır ve her geçen gün derinleşen bir barınma kriziyle yüz yüze. Biz bu krizleri çözmek için yaratıcı çözümler üreteceğiz. Ankara’daki beyefendileri de bu çözümleri hayata geçirmeye zorlayan, bu krizleri çözmeye mecbur eden bir güç odağı haline getireceğiz İzmir’i. Dezavantajlı grupların düşük faizli, uzun vadeli kredi ve finansman odaklarına kavuşabilmesi için çözüm modellerini hükümetin de önüne koyacağız, bankacılık, sigortacılık sektörüyle de işbirliği yapacağız. Kamu kurumlarının konut hakkını, barınma hakını koruyarak rantiyeye hizmet eden lüks konutlar değil; halk için arsa üreten, konut üreten, çeşitli tiplerde halk konut, kiralık konut, kiralık sosyal konut üretmesini sağlayan modelleri İzmir’de inşa edeceğiz. Halkı ev sahibi yapan, İzmirlilerin makul fiyatlarda kirada oturması için çalışan, konut üretimi için kredi sağlayacak kurumları çeşitlendiren, olanakları arttıran, yurt içi ve yurt dışı finans olanaklarını İzmir için seferber eden bir belediye olacağız. Biz 21. yüzyılın tekniklerinden, imkanlarından yararlanmak zorundayız ve 21. yüzyıla yakışır, 21. yüzyıl çözümlerini sunacağız. İklim kriziyle mücadele İzmir’in öncelikli mücadele alanıdır. Biz İzmir’in ekolojik varlığını korumak, sürdürülebilir kalkınma ile gelecek kuşaklara çok büyük bir miras bırakmak yükümlülüğündeyiz. Biliyoruz ki; Ankara’daki beyefendilerin ise uzun yıllardır böyle bir derdi yok. Biz şehirlerimizin afet direncini arttırmak, iklim krizine hazırlamak için çalışırken, konut krizine çözüm bulmak için uğraşırken Ankara’daki beyefendilerin derdinin rant ve rantiyeye hizmet olduğunu uzun yıllardır bu kent en acı şekilde yaşayarak gördü. Onlar şehirlerimize rant gözüyle, kentsel dönüşüme rantsal dönüşüm gözüyle bakarken, biz halka hizmet, halkın dönüşümü, halkın barınma sorunu olarak bakacağız. O zihniyetin yarattığı acı manzaranın sonuçlarını da imar aflarıyla, imar barışlarıyla yarattığı acı reçeteyle 6 Şubat’ta çok ağır biçimde, bu ülke yüreği yana yana, kana kana yaşadı. 6 şubat’ta insanlarımızı sadece deprem öldürmedi; imar aflarıyla çürük yapılara ruhsat veren zihniyet de öldürdü. Şehirlerimize deprem direnci kazandırmak, şehirlerimizi dayanıklı hale getirmek zorundayız. Bugün hala bu konuya, ‘Biz deprem konutlarından nasıl para kazanırız?’ diye bakarak inşa etmeye çalışıyor isek bu bakış açısını değiştirmek ve bunları büyütmek, bunları değiştirmek, bizim büyük bir çalışma alanımız olacak” şeklinde konuştu.
“KISA ÇÖP, UZUN ÇÖPTEN HAKKINI ALACAK”
“Bizim insanları tabutlarında yaşamaktan kurtarma zorunluluğumuz var” diye devam eden Buğra Gökce, “Buradan çok açık söylüyorum; kentlerimizin afet direncini yok eden, insanlarımızı bu çağda barınma sorununa mahkum eden, öğrencilerimizi yurtsuzluğa, milletimizi kirasını bile ödemekte zorlandığı tabuttan evlerinde yaşamaya mahkum eden hükümete hayır diyeceğiz. Size söz veriyorum; kısa çöp, uzun çöpten hakkını alacak. Size söz veriyorum; örgütüyle barışık, örgütünü kucaklayan, hiçbir örgüt mensubunu ötekileştirmeyen, halkıyla barışık, bir arada bir belediye olacağız. Size söz veriyorum; Cumhuriyet Halk Partimize, genel başkanımıza, il yönetimimize İzmir’de en yüksek oyu biz getireceğiz, 30 belediyenin 30’unu da alma hedefinde olacağız. İzmir’in ulaşım, altyapı, deprem güvenliği, konut krizi, sığınmacılarla ilgili problemleri de ciddi bir biçimde gözümüzün önüne alıp masamıza koyacağız. Öneriler geliştireceğiz, projeler üreteceğiz, çalışacağız, çalıştıracağız, yapmayanları zorlayacağız, deşifre edeceğiz, illa ki çözüm bulacağız, illa ki. En önemlisi İzmir’e bir vefa ve hizmet borcumuz, görevimiz var. 30 yıla yaklaşan tecrübemizle deneyimli, başarılı ve çok önemlisi Genel Başkanımız Özgür Özel’in de dediği gibi, liyakatli kadrolarımızla, belediyecilik anlamında yepyeni ve bambaşka bir çıtayı daha yukarı koyacağız, yepyeni bir sayfa açacağız” sözlerini kullandı.
“BEN SİZE ÇOK ÇALIŞMAYI VAAT EDİYORUM”
İzmir’in tüm sorunlarını çözmek için çalışacağını aktaran Gökce, “İzmirlilerin yüzü gülsün diye 7 gün 24 saat çalışacağız. İzmirliler mutlu olsun diye gecemizi gündüzümüze katacağız. Hani filmde diyor ya; ‘Uyursan ölürsün’. Bu çağda durursun da başarısız olursun. Durmayacağız, hep ilerleyeceğiz, çalışacağız. Biz İzmirliler gurur duysun diye ileri bakacağız, durmadan çalışacağız, uyumayacağız. İzmir belediyecilik anlamında, tarihe bu dönem bir damga vuracak. Ben size kepçeyle, baretle, montla ter akıtarak kentin hangi sorunu varsa yerinde görmeyi ve kentliyle birlikte o sorunları çözmeyi vaat ediyorum. Ben size çok çalışmayı vaat ediyorum. Ben size emek vaat ediyorum, ter vaat ediyorum. Alnımın terini vaat ediyorum. İzmir’e 7/24 durmayan, dinamik bir belediye, örnek bir belediye, İzmir’in gurur duyacağı, İzmirlinin sahip çıkacağı bir belediye... Biz bunu sizlerle birlikte başaracağız” dedi.
“GENÇLER VE KADINLARA ALTIN BİR SAYFA AÇMAYI VAAT EDİYORUZ”
Buğra sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bir başka sözüm daha var; Cumhuriyet Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir ve biz bu kimsesizlere sahip çıkmayı, kimsesizlere kredi vermeyen devleti kredi olanakları yaratırken, evinde gıda paketi alamayan vatandaşın yanına koşarken de yapacağız. En dezavantajlı gruplar kim ise biz onların yanında olacağız. Özellikle gençler ve kadınlar, bu dönemde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendilerinin yanında çok daha güçlü ve kararlı olduğunu görecek. Uygulamalarımız ve projelerimizle gençler ve kadınlar için altın bir sayfa açmayı vaat ediyoruz. İzmir’in bütün güzellikleri ve gücü kentlerimize ve kadınlarımıza açılacak, İzmir’in bütün sokaklarının denize açıldığı gibi. Gençlerimizin ve kadınlarımızın katkısıyla İzmir inanın daha büyüyecek, daha gelişecek.
“DEĞİŞİMİN RUHUNU YANSITACAK NEFER OLARAK SİZLERİN HİZMETKARI OLACAĞIM”
Behçet Uz’dan Asfalt Osman’ına, İhsan Alyanak’tan Burhan Özfatura’ya, Yüksek Çakmur’dan Ahmet Piriştina’ya, Aziz Kocaoğlu’ndan Tunç Soyer’e bu kente hizmet eden, taş üstüne taş koyan tüm başkanlarımıza vefa ve teşekkür borcumuz var. Vefat eden tüm başkanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Yaşayan başkanlarımıza sağlık, esenlik ve mutluluk diliyorum. Bugün aramızda olanların bilgisinden sonuna kadar yararlanacağız, faydalanacağız. Onların deneyimleri bize ışık tutacak. Onlara saygımızdan asla ödün vermeyeceğiz ama artık değişimin ruhunu bu kentte var etmemiz gerekiyor. Değişimin ruhu biziz, değişimin ruhu sizsiniz, değişimin ruhu İzmirliler. Değişimin ruhunu Türkiye’ye yansıtacak bir nefer olarak da ben sizlerin hizmetkarı olacağım.
“2023’TE KAPATAMADIĞIMIZ HESABI 2028’DE ÇOK KESKİN ŞEKİLDE KAPATACAĞIZ”
Biz bu yolu hep birlikte yürüyeceğiz, birlikte başaracağız. İnanın, yolumuz uzun. Bu yolu da hep birlikte yürüyeceğiz. Kalbi kırık olan hangi arkadaşımız var ise kimin sitemi var ise biz onun yanında olacağız. Kimseyi küstürmeyeceğiz. İl başkanlığımızın, örgütlerimizin önderliğinde, tüm partimizle barışık, tüm halkımızla kucaklaşan bir belediyecilik anlayışını halkımıza seferber edeceğiz. Hiç kimse dışlanmayacak. Bizim amacımız kalp kırmak değil, kalpler kazanmak, sevgiyi büyütmek, İzmirlileri birleştirmek, el ele, kol kola yürümek. Önce 2024, sonra 2028 diyeceğiz ve 2023’te kapatamadığımız hesabı 2028’de çok keskin şekilde kapatacağız. Biz kazandıkça Türkiye kazanacak, biz kazandıkça haksızlık alacak, hukuk gelecek, hak gelecek, adalet gelecek, değişim gelecek, yenilik gelecek. Gençlerimizin, kadınlarımızın, dezavantajlı tüm grupların yüzü gülecek, huzur gelecek, güven gelecek. Bu büyük yolculuğa destek olan, yanımda olan, burada olamadığı halde bizimle beraber olan tüm yol arkadaşlarıma, katkı sunan tüm parti örgütlerimize, il başkanımızın ve parti örgütlerimizin tümünün şahsında teşekkür ediyorum. Güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar!”