Bakanlığın 'imar affı' reklamı yeniden gündem oldu: 'Kader değil tercih meselesi'
Büyük can kayıplarına ve yıkıma yol açan Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2019 yılındaki ‘imar affı’ reklamı yeniden gündem oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce, her imar affının güvensiz yapıların üretilmesine neden olduğunu dile getirerek "Hiçbir şey kader değil. Tercih meselesi" dedi.
Kahramanmaraş’taki depremin ardından iktidarın imar politikası ve sık sık çıkarttığı imar barışı politikaları tartışılmaya başlandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2019 yılında yayınladığı ‘imar affı’ reklamı da yeniden gündeme geldi. 20 yıllık AKP iktidarında yapılan 9. imar affı, söz konusu reklam filmiyle tanıtılmıştı.
Sosyal medya hesabından yaptığı bir dizi paylaşım ile bu reklam filmine tepki gösteren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce, bu reklam filminin toplumsal bellekte yerini koruyacağını söyledi.
Gökce, “İmar affı sağlıklı, nitelikli, güvenli konut stoğuna kavuşmamızın önünde engeldir. İmar afları 1948 yılından itibaren çeşitli zamanlarda gelir temin etme, gecekondu bölgelerine belli hizmetlerin götürülmesi ve kayıt altına alma amacıyla uygulandı. Ancak her imar affı güvensiz daha fazla yapının üretilmesine ve hukuk dışı üretimin yaygınlaşmasına neden oldu” dedi.
‘10 İLDE 294 BİN 166 YAPIYA KAYIT BELGESİ’
2018 yılında çıkartılan “İmar Barışı” uygulamasının daha önceki imar aflarından farklı olduğuna dikkat çeken Gökce sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kanunla 2018 yılına kadar imar mevzuatına aykırı durumlar beyanla kayıt altına alındı. Bakanlıktan alınan yapı kayıt belgeleri ile sorunlu konutlar korundu. Güncel verilere göre Türkiye çapında 3 milyon 152 bin yapı kayıt belgesi verildi. Depremin etkilediği 10 ilde 294 bin 166 yapı kayıt belgesi düzenlendi. Adana’da 59 bin, Hatay’da 56 bin, Gaziantep’te 40 bin, Kahramanmaraş’ta 39 bin yapı kayıt belgesi verildi. Deprem olacağı bilinirken, öngürülürken sadece 4 yıl önce 10 ilimizde 294 bin güvensiz, niteliği düşük konut yasal koruma altına alındı. Yani adeta vatandaşlarımız bir saatli bombayla yaşamak zorunda kaldı. 2003 - 2018 arasında da çeşitli kanunlarda yapılan değişikliklerle bir çok imar affı hayata geçirildi. Bu durum da 1999 depreminden sonra oluşan, depreme karşı daha güvenli konut ve şehirler üretmemize yarayacak düzenlemelerin hayata geçmesini engelledi. 23 yılda bina envanteri çıkartılmasından, yapı stoğunun yenilenmesine kadar bir çok alanda adım atılmadı. Çıkartılan imar afları ise 1999’dan sonra ortaya çıkan şansı heba etti. Hiçbir şey kader değil. Tercih meselesi."