Bahçeli’nin çıkışı ve PKK elebaşısı Öcalan’ın durumunu hukukçular Cumhuriyet’e anlattı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamasına ilişkin hukukçular Türk Ceza Kanunu’nda ve infaz yasasında böyle bir hakkın olmadığını, Öcalan için yasal değişiklik yapılması gerektiğini belirterek, bu açıklamanın YPG’ye resmiyet kazanması için yapıldığını belirtti.

Aytunç Ürkmez

Tarih 1 Temmuz 2007. Erzurum Mitingi’nde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan için “Sen niye asmıyorsun? Asacak ipin mi yok” diyerek urgan attı. Bahçeli, 1 Ekim’deki yeni yasama yılı için düzenlenen Meclis açılış oturumunun kapanmasının ardından ise DEM Partililere "el verip" tokalaştı. Bahçeli dün grup toplantısında "el yükseltti", Öcalan için çağrıda bulunarak; “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın” dedi. “Yeni çözüm süreci mi geliyor?” tartışmaları sürerken Bahçeli’den bu açıklamanın gelmesi tepkilere neden oldu. Umut hakkının ne olduğu ve Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkının olup olmadığı konuları tartışılmaya başlandı.

‘TERÖR ELEBAŞISININ MEKTUBUNU MEYDANLARDA OKUYAN KİŞİLER’

Öcalan'ın durumunu Cumhuriyet’e anlatan hukukçu Bülent Yücetürk, “Öcalan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir kişi. Bizim yasalarımıza göre bu ceza terör faaliyetleri için verildiyse şartlı salıverilme durumu uygulanmıyor. Öcalan’ın avukatları 2013'ten beri Öcalan'ın umut hakkından faydalanması için çalıştı. AİHM başka bir dava için 25 yıl yattıktan sonra umut hakkı olabileceğini belirtti. AİHM, Öcalan dosyasında da aynı kararı vermiş ve sözleşmeye göre uyulması gerektiğini belirtmişti. Ama Türkiye bu kararı uygulanmamıştır. Şimdi Bahçeli, eğer DEM Parti grubunda örgütü dağıtılırsa AİHM kararına uygulanabileceğini belirtiyor” dedi. “Bizim için asıl sıkıntı terörden dolayı ömür boyu müebbet cezası almış bir kişinin Meclis'te konuşturulmak istenmesi” diyen Yücetürk, “Bu uygun değil ama bunlar terör elebaşısının mektubunu seçim meydanında okuyan bir gelenekten geliyorlar. Bunu yapmak için yasal zemin oluşturulmak isteniyor. DEM Parti’ye böyle bir çağrı yapıyorlar ki, Suriye’nin kuzeyinde koşullar değişecek. Bahçeli’nin ‘Önce iç çephe tanzim edilmeli’ çıkışı ile düşünmek lazım. Burada da DEM Parti’ye böyle yaparsanız kalırsınız, yapamazsınız kapatılırsınız mesajı verilmeye çalışılıyor olabilir” ifadelerini kullandı.

‘AMAÇ KÜRT DEVLETİNİN KURULMASI’

Hukukçu Başar Yaltı ise “Bahçeli’nin ilk çıkışından itibaren bir senaryo koyuldu. Bu da Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulanmaya konması. Bu çıkışıyla da süreç başlamış. Biz PKK diyoruz ama kalmadı artık PKK. Öbür taraftan Suriye'nin kuzeyinde bir YPG var. Senaryonun asıl amacı İsrail’i güvence altına alacak bir Kürt devletinin kurulması. Türkiye’ye de sınır ötesi harekatlarla oluşturduğu güvenlik bölgesinin kontrolü bırakılacak. Böylece YPG resmiyet kazanacak. İçeride de şovenist bir tutumla ‘PKK’ye silah bıraktırdık’ denilecek. Bunun fitili de şovenist milliyetçi Bahçeli’ye yaktırıldı” diye konuştu. Son dönemde süren ilk 4 madde tartışmasına da bu açıdan bakılması gerektiğinin altını çizen Yaltı, “İlk dört maddenin asıl amacı üniter devlet yapısını korumak. Eğer ilk dört madde kaldırılırsa Türkiye'nin üniter yapısı korumasız kalır. Doğunun özerkliği konuşulur” dedi.

‘YASAL DEĞİŞİKLİK GEREKİYOR’

Hukukçu Turgut Kazan da Bahçeli'nin çıkışının anayasa değişimi için olduğunu vurgulayarak, “Putinvari bir anayasa değişikliği istiyorlar. Bunun için oynanan bir oyundur. Bunların tek derdi Putinvari bir rejime ulaşmak. Öcalan için ‘koşullu sarlıverilme’ yasağı var. Bu haktan faydalanabilmek için yasal değişiklik lazım. Anayasa değişikliği için süren pazarlıklarda o partiye yasal değişikliği teklifiyle gidecekler” ifadelerini kullandı. Kazan, söz konusu yasa değişikliği teklifinin DEM Parti Grup Başkanvekilleri Sezai Temelli ve Gülistan Kılıç Koçyiğit tarafından eylül ayının sonunda yapıldığını aktararak, bunun bir “paslaşma” olduğunu söyledi. 

UMUT HAKKI NEDİR?

“Umut hakkı” ömür boyu hapis cezasına çarptırılan hükümlülerin “belli bir süreden sonra toplumla buluşmasını sağlayan bir hak” olarak biliniyor. Başka bir ifade ile umut hakkı, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek, kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlıyor. AİHM, umut hakkı kararını ise 2013 tarihli Vinter kararında tartışırken, müebbet hapis cezasının 25 yıl geçtikten sonra değerlendirilebileceği belirtildi. Türk Ceza Kanunu ve İnfaz Kanunu’nda bu yönde bir hüküm bulunmuyor. Bahçeli’nin de belirttiği gibi bu konuda yasal bir düzenleme yapılması gerekiyor.