Babacan: 'HDP ile diyaloğumuz var, diyalog ayrı işbirliği ayrı... Altılı masada HDP yok' (20 Temmuz 2022)
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “HDP’yle diyaloğumuz var. Diyalog ayrı, işbirliği ayrı konu. Altılı masada HDP yok. Hükümete yakın basına bakacak olursak, ‘Masa örtüsünün altını kaldırın, altında’ falan filan. Ben açıyorum bakıyorum, yok. Dolabın içinde falan da yoklar” dedi.
ANKADEVA Partisi lideri Ali Babacan, dün Erzurum’da partisinin il teşkilatıyla ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi. Babacan, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'altılı masa' ve 'HDP' iddialarına yanıt verdi.
Babacan, şunları söyledi:
“TEMERRÜT PARAYLA BİLE BENZİN, MAZOT BULUNAMAMASI DEMEK”
“Şu anda ülkenin temerrüt riski, güncel tabirle iflas riski tam 900 baz puana çıkmış durumda. Takip edenler CDS rakamı artık öğrendiler, biliyorlar. Çocuklardan bile ‘CDS gene yükselmiş’ diye duymaya başladım. Bu çok yüksek bir rakam. Bu konuda ben uyarı yaptım, tarihe not düştüm. Acil tedbirler konusunda önerilerde bulundum.”
’Temerrüt’ deyince peki o nasıl bir şey? ‘Hiç yaşamadık ki’ diyorsunuz değil mi? Cumhuriyet tarihinde hiç yaşamadık… Temerrüt ülkenin tamamen perişan olması demek. Parayla bile benzin, mazot bulunamaması demek. ‘100 lira vereyim’ diyorsunuz ama yok. Günde 6 saat, 8 saat, 10 saat elektriklerin kesilmesi demek. Esnafın kapısına kilit vurması, çiftçinin toprağını ekememesi, pazarda tezgaha sebze meyve gelememesi demek. Emekli için torunuyla gezmenin tamamen hayal olması demek. Her fırsatta uyarıyorum. Bunun şakası yok. İşini bilen dürüst, ehil kadroların acilen iki kurumun başına getirilmesi gerekiyor, bir Merkez Bankası, iki TÜİK.
“YOKSULDAN ZENGİNE DOĞRU BÜYÜK BİR SERVET TRANSFERİ YAŞANIYOR”
Bu devlet faize ödediği parayı nereden buluyor? Hepinizden topladığı vergilerden. 84 milyon tüketirken Katma Değer Vergisi (KDV) ile Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) vergileri topluyor, bir avuç insana 400 milyar TL faiz ödüyor. Şu anda büyük bir servet transferi yaşanıyor Türkiye’de. Bu servet transferi yoksuldan zengine doğru bir transfer. Yakın tarihimizde böyle bir şey görmedik. ‘Sosyal devlet’ diye vurgu yapa yapa iş başına gelenler bugün toplumu da hakkı da sosyal devleti de unuttu. Şu anda Türkiye’de mutlu bir azınlık parasını bankaya yatırdıysa faiz geliri, kur farkı… Bunlar gayet mutlu. Hiçbir iş yapmıyor, üretmiyor. Sadece parası bankada duruyor ve devlet de onlara 400 milyar lira faiz ödüyor.”
“Türkiye aslında çok zengin bir ülke ama kötü yönetiliyor. Zenginliğimiz birtakım siyasi ilişki ağlarına, dar bir çıkar çevresine peşkeş çekiliyor.”
“ALTILI MASADA HDP YOK”
Babacan, HDP’ye ve geçiş sürecine ilişkin sorular üzerine şunları söyledi:
“HDP’yle diyaloğumuz var. Başka partilerin de diyaloğu olabilir. Diyalog ayrı, işbirliği ayrı konu. Altılı masada HDP yok. Hükümete yakın basına bakacak olursak, ‘Masa örtüsünün altını kaldırın, altında’ falan filan. Ben açıyorum bakıyorum, yok. Hiçbir toplantıya katılmadılar. Dolabın içinde falan da yoklar.”
“ORTAK BİR HEDEF OLUŞTURMA NİYETİ VARSA BİZ BUNU HERKESLE OTURUP KONUŞURUZ”
“Bugünkü anayasaya, yasalara göre kurulmuş bir siyasi parti ve belli bir kimliğin, iddianın temsilcisi olan partinin demokratik sistemimizde yok görünmemesi lazım, yok varsayamayız. Eğer yarınlar konusunda uzlaşma diyorsak, mutabakat arayışı diyorsak, sadece bu sayısal meseleler değil işte; anayasayı değiştirmek için gerekli olan milletvekili sayısı ya da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gerekli olan oy bunlardan bağımsız söylüyorum; şu anda Türkiye’nin yarınları konusunda eğer ortak bir hedef oluşturma niyeti varsa biz bunu herkesle oturup konuşuruz. Çünkü bu kavga, bu çatışma artık bitmeli bu ülkede.”
“AYNI MİLLÎ MÜCADELE RUHUYLA DEMOKRASİ DEMEMİZ GEREKİYOR”
“İlk kurulan Meclis’teki ortamı bir düşünün. Eğer o birlik ve beraberlik Meclis’te kurulamasaydı Millî Mücadele başarılı olmazdı. Şu anda Türkiye’nin içine düştüğü çok derin bir çukur var. Buradan Türkiye’yi kaldırmak için aynı Millî Mücadele ruhuyla, birlik ve beraberlik içerisinde demokrasi dememiz gerekiyor. Bu birlik ve beraberlik içerisinde hukuk ve adalet arayışına girmemiz gerekiyor.”
“GEÇİŞ DÖNEMİNİ ÇOK UZATMAYALIM”
“Geçiş süreci şu demek. Parlamenter sistemi hedef olarak koyduk. Karşımıza ilk seçimde parlamenter sisteme geçene kadar ki sürede, o ara dönemde ya da geçiş sürecinde ülke nasıl yönetilecek. Bunu iyi tasarlamak gerekiyor. Eğer bunu hedefliyorsak, ilk seçimden itibaren parlamenter sisteme geçene kadar ki süre içinde de ülkenin, parlamenter sistemin ruhuna uygun yönetilmesi lazım diye düşünüyoruz. Bu sürenin mümkün olduğunca kısa olması gerektiğini düşünüyoruz. Bazıları ‘Cumhurbaşkanının yetkileri çok önemli, şöyle birkaç yıl kullanılmalı’ diyor. Ben de onlara diyorum ki: Bir dakika! Eğer o yetkiler çok önemliyse niye parlamenter sisteme geçiyoruz ki? Eğer bir kişi aklına estiği gibi ülkeyi yönetecekse, bu da iyi bir şeyse devam etsin. Yok, parlamenter sistem iyiyse, özünde istişare varsa, bir an önce buna geçelim. Geçiş dönemini çok uzatmayalım. Bizim görüşümüz bu yönde ama diğer partilerle de görüşülmesi lazım. Çünkü, güçlendirilmiş parlamenter sistem mutabakat gerektiren bir husustu. Geçiş döneminin tasarımı da mutabakat gerektiren bir husus olacak.”