Atalay’la ilgili yargı kararının kesinleştiğini iddia eden AKP, ‘hayır’da ısrarlı

Muhalefetin, Can Atalay’la ilgili AYM kararının Meclis’te okunması için ilk verdiği olağanüstü toplantı dilekçesinde, “Atalay’ın bir an önce tahliye edilip milletvekilliği andını içmesi ve devlet krizine dönüşen sürecin TBMM tarafından ele alınarak çözümlenmesi” isterenek, TBMM Genel Görüşmesi açılması talep edildi. Ancak Meclis’teki kavgayla tamamlanan oturumda bu istek AKP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Yaşanan bu gelişmeleri değerlendiren CHP Merkez Yönetim Kurulu, önceki gün Can Atalay için ikinci bir olağanüstü toplantı çağrısı yapma kararı aldı. Buna göre CHP, yeni çağrısında doğrudan Atalay’la ilgili AYM kararının okutulmasını isteyecek. Parti kurmayları bu kapsamda olağanüstü toplantı öncesi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile de görüşebileceklerini söylüyor. Meclis’in olağanüstü toplantı için 120 milletvekilinin imzasının yettiğini ve imza teslim edildikten sonra toplantının yapılmasının zorunlu olduğunu vurgulayan partililer, “İlk toplantı kavgayla gölgelenmişti. Bu kez konunun gerçekten ele alınması gerek” dedi. Ayrıca ilk toplantının Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararını Meclis’te okutan TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından yönetildiğini de anımsatan kurmaylar, “Meclis’teki nöbet sırasına göre Gülizar Biçer Karaca’nın oturumu yönetmesi gerekiyordu. Ancak bir sonraki oturum için yapacağımız çağrıda da buna uymayacaklar gibi görünüyor. İç Tüzük, Meclis Başkanı’na olağanüstü oturumda istediği kişiyi başkanvekili seçme yetkisi veriyor ancak burada başkanın yetkisini kötüye kullandığı görülüyor. İkinci toplantı talebi de kabul olursa yine Bekir Bey yönetecek gibi duruyor” ifadelerini kullandı. 

‘AYNI GÜNDEMLE TOPLANAMAZ’

Ancak iktidar cephesi, CHP’nin TBMM Genel Kurulu’nu ikinci kez “aynı gündem ile bir kez daha olağanüstü toplantıya çağıramayacağını” ifade ediyor. CHP’nin başka bir gerekçe ile TBMM Genel Kurulu’nu ikinci kez toplantıya çağırması durumunda ise “Atalay ile ilgili sonucun değişmeyeceğine” vurgu yapılıyor. İktidar kanadı, bunun gerekçesini de mevcut anayasanın 84. ve 85. maddelerine dayandırıyor. Mevcut anayasanın 84. maddesinde, “Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının genel kurula bildirilmesiyle olur” hükmü anımsatılarak, yine anayasanın 85. maddesinin “84. maddedeki bu hükme atıf yaptığına” işaret ediliyor. Söz konusu hüküm gereğince TBMM’nin “Atalay ile ilgili Yargıtay’ca onaylanmış 18 yıl hapis cezasının okutulup, milletvekilliğinin düşürülmesi kararının yerinde bir karar olduğu” savunularak, “TBMM Genel Kurulu, muhalefetin çağrısı üzerine toplandı, gerekli karar da alındı. Atalay ile ilgili TBMM’nin verdiği karar, anayasaya uygun. Ancak muhalefet, ‘anayasaya uygun olduğunu’ kabul etmek istemiyor. Yeniden toplantı çağrısı yapacaklarını açıklıyorlar ancak ‘genel kurul ikinci kez aynı gündem ile toplantıya çağrılamaz.’ Başka bir formül üzerinden toplantıya çağırmaları halinde de sonuç değişmez. Çünkü Atalay hakkında kesinleşmiş bir hüküm var ve anayasa kesin hüküm karşısında çok açık” değerlendirmesini yapıyor. 

‘HAKKIN SUİSTİMALİ’

MHP Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da CHP’li Deniz Yücel’in Atalay ile ilgili açıklaması üzerine sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, TBMM’nin her yıl ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplandığını ve Meclis’in bir yasama yılında en çok 3 ay tatil yapabileceğini belirtti. TBMM’nin ara verme veya tatil sırasında Cumhurbaşkanı’nca toplantıya çağrılacağını dile getiren Yıldız, “Meclis başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı sistemi üzerine, Meclis’i toplantıya çağırır. Ara verme veya tatil sırasında toplanan TBMM’de toplantıyı gerektiren konu görüşülmeden ara verme veya tatile devam edilemez. (Anayasa hükmü) Toplantıyı gerektiren konu görüşüldükten sonra, aynı konuda Gazi Meclis tekrar olağanüstü toplantıya çağrılamaz. Bir hakkın suiistimalini anayasa da kanun da himaye etmez” dedi.