Ankara'da üye katılım töreni: Yurttaşların 50'si AKP'den 30'u MHP'den istifa edip CHP'ye katıldı

Ankara'da; CHP Sincan İl Başkanlığı’nın düzenlenen törende 500 yurttaş CHP'ye üye oldu. Yeni üyelerden 50'sinin AKP, 30'unun ise MHP üyeliğinden istifa ettiği belirtilirken CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı burada yaptığı açıklamada, "CHP, başını örtenin de başını açanın da başı açık olanın da teminatıdır" dedi.

ANKA

CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, CHP Sincan İlçe Başkanlığı’nın düzenlediği üye katılım töreninde konuştu. Törende, 500 yurttaş CHP'ye üye oldu. Yeni üyelerden 50'sinin AKP, 30'unun ise MHP üyeliğinden istifa ettiği öğrenildi.

Salıcı, burada yaptığı konuşmada, "Az önce kürsüye Nurten Hanım geldi. Teşekkür ediyorum. CHP’ye katıldığı için ve güzel konuşması için… Nurten Hanım’ın başı örtülü. Başımızın üstüne. CHP başını örtenin de başı açık olanın da teminatıdır. İnancınız gereği takıyorsunuz, biz de saygı duyuyoruz. CHP, başını örtenin de başını açanın da başı açık olanın da teminatıdır. Bizi birbirimize düşürmeye çalışan, başörtüsünü yıllarca suistimal eden Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı önümüzdeki ilk seçimde sonlanacak. İster erken seçim yapsınlar, ister baskın seçim yapsınlar, ister zamanında seçim yapsınlar; Türkiye’yi sosyal demokrat siyasetle buluşturacak irade, o sandıktan çıkacak" dedi.

Salıcı'nın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

"HİZMET NASIL YAPILIYORMUŞ GÖSTERECEĞİZ"

Sincan, CHP’nin oyunun düşük olduğu ilçelerden bir tanesi. Neye kıyasla; Çankaya’ya, Yenimahalle’ye kıyasla. Ankara’nın ortalamasına kıyasla, daha düşük oy olduğumuz bir yer. Sincan’dan değerli kardeşlerimizin CHP’ye katılıyor olmasından, onlarla birlikte bu yolu beraber yürüyecek olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bir süredir partimizin oyunun geçmişte düşük olduğu yere, yoğunluk veren bir çalışma yapıyoruz. Zannetmeyin ki bugün Sincan’dayız ve bu tek olacak. Daha sonra Pursaklar’da, Keçiören’de üye katılım töreni yapacağız. Sayın Mansur Yavaş, bütün Ankara’ya hizmet vermek için özel bir çaba gösteriyor. Ama bu çalışmaları Ankara’nın tamamıyla bütünleştirecek bir çaba içine gireceğimiz dönemdeyiz. Önümüzde bir genel seçim var. O genel seçimde Türkiye’nin kaderini değiştirecek bir iş yapacağız. Tek başımıza değil, altılı masa ile beraber, hep beraber güç vererek önemli bir iş yapacağız. Ondan sonra da vatandaşlarımıza hizmet, insanları birbirinden ayırmadan hizmet nasıl yapılıyormuş, bunu hep beraber göstereceğiz. Amacımız bu.

İKTİDARA YAKIN MEDYAYI İŞARET ETTİ

Elinde öyle bir medya imkânı var ki bu iktidarın; olmayan şeyleri olmuş gibi her akşam anlatan, devletin televizyonunu da kullanan ve tüm Türkiye’ni kendi istediği şekilde görmesini sağlayan vatandaşın, bir medya imkanı var. İktidarın medyasına bakarsanız her şey güllük, gülistanlık… İktidarın şöyle bir çabası var: İstiyor ki Türkiye Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yaratmış olduğu önyargılarla devam eden bir ülke olsun. Türkiye sürekli sıkıntının içinde olan bir ülke olsun ve CHP’ye karşı söylemiş oldukları önyargıları büyüten bir Türkiye istiyorlar.

"MESELEYİ ABARTTILAR"

Sizler büyükşehirde Sayın Mansur Yavaş’a oy verdiniz, sayın Mansur Yavaş’ın belediye başkanı olmasını sağladınız; o da döndü size vermiş olduğunuz oyların karşılığında kimseyi ayırmadan hizmet veriyor. Ama o seçimin öncesini bir hatırlayın. Diyorlardı ki, ‘Aman CHP’nin adaylarına oy vermeyin, onlara oy verirseniz sosyal yardımları kesecekler, siz de yoksulluğunuzun devam ettiğini göreceksiniz. Açlıkla boğuşacaksınız, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, Cumhur İttifakı’nın adaylarına oy verin’ diyorlardı. Hatta meseleyi abarttılar, dediler ki ‘Bu bir beka meselesidir, eğer oy vermezseniz Cumhur İttifakı’nın adaylarına, ülke uçurumun kenarına geldi, düşer.’ 2019 yılından bu yana, üç yıl doldu. Ne Türkiye’nin bekasına bir halel geldi, ne de hizmetler aksadı. Sosyal yardımlar maalesef artarak devam ediyor. ‘Maalesef’ diyorum, çünkü biz vatandaşımızın sosyal yardımla geçindiği bir Türkiye istemiyoruz. Vatandaşımız, kendi işinin, aşının olduğu bir Türkiye’de yaşasın istiyoruz.

"BİZE ‘SİVAS’IN ÖTESİNE GİDEMİYORSUNUZ’ DİYORLARDI"

Ne diyorlardı, ‘Bu CHP, Sivas’ın ötesine geçemez’ diyorlardı. Bunu en son Tayyip Bey söylediğinde, biz Hakkari’de CHP’ye katılan yol arkadaşlarımıza rozet takıyorduk. Tayyip Bey ondan sonra, bir daha söylemedi. Dedik ki, Tayyip Bey, bak biz Hakkari’deyiz, gözünü sevdiğim bundan sonrası sınır… Gitmemizi istediğin Türkiye’nin herhangi bir coğrafyası, herhangi bir ili ilçesi var mı? Varsa, biz oraya gidelim, senin de göreceğin şekilde siyasetimizi yapalım. Ne oldu? Tuzla buz oldu önyargılar. Bize ‘Sivas’ın ötesine gidemiyorsunuz’ diyorlardı, ama ben iddia ediyorum onlar Sincan pazarına inemiyorlar. Biz Türkiye’nin her yerine gidip, alnımız ak bir biçimde CHP’nin siyasetini anlatıyoruz, ama onlar çarşıya pazara inemeyecek hale geldiler. Ne Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri var çarşıda pazarda, ne MHP’nin vekilleri var çarşıda pazarda.

"DİYOR Kİ, ‘BEN CUMHUR İTTİFAKI’NA OY İSTEYEMEM’"

Daha bugün yeni bir haber. Büyük Birlik Partisi biliyorsunuz, Cumhur İttifakı’nı destekliyor. BBP’nin Merkez Yönetimi’nden bir arkadaşımız, istifa ediyor. Diyor ki, ‘Ben Cumhur İttifakı’na oy isteyemem.’ Ben onun için partiden ayrılıyorum, diyor. İlk değil, daha önce de ayrılanlar oldu.

"TÜRKİYE’Yİ SİNCAN’DAN DEĞİŞTİRECEĞİZ"

Türkiye doğruyu görüyor. Türkiye değişimin gelmesi gerektiğini görüyor. Türkiye değişime dair rotasında önemli mesafeler alıyor. Bu konuda, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, elinden gelen her türlü çabayı gösteriyor. Türkiye’yi karış karış geziyor, CHP örgütü de bütün gücü ile görkemi ile üyeleri ile Sayın Genel Başkanımızın bu çalışmasının arkasında. Biz Türkiye’yi değiştireceğiz. Biz Türkiye’yi Sincan’dan, Pursaklar’dan, Keçiören’den, Mamak’tan, Nallıhan’dan değiştireceğiz. Biz Ankara’yı nasıl değiştirmeye başladıysak, tüm Türkiye’yi de aynı mantıkla değiştireceğiz.

Az önce kürsüye Nurten Hanım geldi. Teşekkür ediyorum. CHP’ye katıldığı için ve güzel konuşması için… Nurten Hanım’ın başı örtülü. Başımızın üstüne. CHP başını örtenin de başı açık olanın da teminatıdır. İnancınız gereği takıyorsunuz, biz de saygı duyuyoruz. CHP, başını örtenin de başını açanın da başı açık olanın da teminatıdır. Bizi birbirimize düşürmeye çalışan, başörtüsünü yıllarca suistimal eden Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı önümüzdeki ilk seçimde sonlanacak. İster erken seçim yapsınlar, ister baskın seçim yapsınlar, ister zamanında seçim yapsınlar; Türkiye’yi sosyal demokrat siyasetle buluşturacak irade, o sandıktan çıkacak.

"İSTANBUL’U ALDIK, İÇLERİNE SİNDİREMEDİLER"

Şimdiye kadar millet iradesinden başka bir şey söylemezlerdi. Sandıktan ne oy çıkıyorsa, o oyun getirdiği iktidar, Türkiye’yi yönetir. 2019 seçimlerinde biz İstanbul’u aldık. İçlerine sindiremediler, seçimi iptal ettiler. Seçimi 6 Mayıs’ta, yargı darbesi ile iptal ettikten sonra, İstanbullu tekrar sandığa gitti, 800 bin oy farkı ile Ekrem İmamoğlu’nu tekrar göreve getirdi. O gün bugündür, Adalet ve Kalkınma Partisi millet iradesinden bahsetmez oldu. Siz duyuyor musunuz Tayyip Bey’in ağzından, ‘millet iradesi’ lafını, 31 Mart’tan sonra. Eğer millet iradesi, onların istediği gibi tecelli ederse, milletin iradesinin üstünde hiçbir şey yok. Ama istediği gibi ortaya çıkmazsa, bir daha millet iradesinden bahsetmiyorlar. Seçilen belediye başkanlıklarına kayyım atıyorlar, CHP’li belediye başkanlarının görevlerini yerine getirememesi için her türlü baskıyı yapıyorlar. Bunların hepsini aşacağız. Altı gün içinde pazartesi günü itibarıyla mazota dördüncü kere zam gelmiş olacak. Türkiye’yi yönetemeyen, savrulan, kendi hikayesinden kopmuş bir iktidarla karşı karşıyayız. Ama bunu hep beraber, tek tek, sokakta çalışarak, partimizi daha fazla büyüterek, CHP’ye katılmak isteyen tüm yurttaşlarımıza kucak açarak, bu mücadeleyi beraber vererek kazanacağız.”