10 Ekim Ankara Tren Garı Katliamı davasında karar çıkmadı, 1 Temmuz'a ertelendi (26 Haziran 2024)

10 Ekim Ankara Tren Garı Katliamı davasının karar duruşmasına savcının olayı “insanlığa karşı işlenen suç” olarak değerlendirmemesine tepkiler damga vurdu. Avukatlar, bu kapsamda verilen ret kararlarına tepki göstermek için duruşma salonunu terk etti. Şikâyetçi avukatı İlke Işık, “Bu ret kararları, insanlığa karşı işlenen suçların kabul edilmemesidir. Katılanlar, yani olayın asıl mağdurları konuşacak. Biz cübbelerimizi bırakıp, ailelerin yanına gidiyoruz” dedi.Bir şikâyetçi “Ben ölen oğlumun hakkını istiyorum” derken, şikâyetçiler arasından “Biz çocuklarımızı kaybettik” sözleri yükseldi. Başka şikâyetçi ise “Sayın başkan bu özensizliktir. Çocuklarımızı, torunlarımızı kaybettik. Siz rutinleri okuduğunuz da benim içim yanıyor” dedi.

Aytunç Ürkmez

Yargıtay tarafından 2022’de “bir kısım sanıklar tarafından bozma” kararının ardından Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam eden 10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasının 25. duruşmasında karar duruşması gerçekleşti. Duruşma kapsamında 26 sanıktan 10’u hakkında karar duruşması düzenlendi. Saldırıya ilişkin IŞİD üyesi oldukları düşünülen 16 kişi hâlâ firari durumdayken, olayda ihmali bulunduğu düşünülen kamu görevlileri için de henüz soruşturma başlatılmadı.

‘İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇ’

Mahkeme savcısı 24. duruşmada mütalaasını “anayasal düzene karşı işlenen suç” kapsamında vermişti. Tanık avukatları ise olayın “insanlığa karşı suç işleme” kapsamında değerlendirmesi talebinde bulunmuştu. Avukatlar ve şikâyetçiler dünkü duruşmada savcının mütalaasını bu yönden eleştirdi.

SİYASİLER DE KATILIM GÖSTERDİ

Duruşmaya CHP milletvekillerinin yanı sıra HDP temsilcileri ile çeşitli STK ve sendika temsilcileri de katıldı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ile Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu da taraf avukatı olarak duruşmada yer aldı. Erinç Sağkan, duruşmaya katılma nedenlerini; “TBB’nin hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını koruma görevi vardır. Bu dava Türkiye’nin en büyük katliamının davası. Bu olay ve duruşmalar yüz yıl sonra da konuşulacak. Ayrıca bizim meslektaşlarımızı da koruma görevimiz var. Bu katliamda meslektaşımız Uygar Çoşgun’u kaybettik” sözleriyle açıkladı. Mahkeme heyeti TBB’nin talebini kabul etti.

‘IŞİD’İ KATLİAMCI SAYMAMAKTIR’

Mahkeme başkanı ardından gelen dosyaları ve talepleri okumasıyla duruşma başladı. Şikâyetçi taraf avukatlarından İlke Işık, mahkemenin önceki ret kararlarına ilişkin söz hakkı alarak, “Bu ret kararları, insanlığa karşı işlenen suçların kabul edilmemesidir. IŞİD’i katliamcı saymak bu kadar mı zor? Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, failler için ‘öfkeli çocuklar’ demişti. Hâlâ mı öfkeli çocuklar olarak görüyorsunuz? Biz burada konuşmayacağız. Katılanlar, yani olayın asıl mağdurları konuşacak. Biz cübbelerimizi bırakıp, ailelerin yanına gidiyoruz” diye konuştu. Katılan avukatları, katılanlar ve izleyicilerce alkışlanarak salondan çıktı. İzleyiciler, avukatlar salondan çıkarken, “Adalet istiyoruz” diye sloganlar da attı.

‘RUTİNLERİ OKUDUĞUNUZDA İÇİM YANIYOR’

Avukatların salondan çıkmasının ardından dava savcısı mütalaasını açıklamaya başladı. Savcının mikrofonsuz konuşmasına şikâyetçiler ve izleyiciler tepki gösterdi. Bir şikâyetçi “Ben ölen oğlumun hakkını istiyorum” derken, şikâyetçiler arasından “Biz çocuklarımızı kaybettik” sözleri yükseldi. Başka şikâyetçi ise “Sayın başkan bu özensizliktir. Çocuklarımızı, torunlarımızı kaybettik. Siz rutinleri okuduğunuz da benim içim yanıyor” dedi. Gelen tepkiler üzerine mahkeme başkanı salonun eski olmasından kaynaklı mikrofonların düzgün çalışmadığını açıklamasının ardından başka bir katılımcı da “Sorunu çözemiyorsanız, cübbelerinizi çıkarın” yanıtını verdi. Tepkilerin sürmesi üzerine mahkeme başkanı ses düzeninin kurulması için ara verdi.

‘KİMSE YARGILAMAZSA BİZ YARGILAYACAĞIZ’

Verilen aranın ardından mahkemede şikâyetçilerin ifadelerini dinlenmeye başlandı. Bu kapsamda konuşan olayda yaşamını yitiren Korkmaz Tedik’in annesi Zöhre Tedik konuştu. Tedik, “İnsanlık suçunu reddediyorsunuz ama bunun ucu size de yol verenlere de dokunacaktır. IŞİD bomba atarken, poliste gaz bombası attı. Bunları gazetelerden de mi görmediniz? 9 yıldır, insanlığa karşı suç işlemiş bir katile suçsuz diyorsunuz. Bir gün sıra bizi yönetenlere de gelecek. Kimse yargılamazsa biz yargılayacağız. Çocuklarımız yargılayacak. Emekçi sınıfımız yargılayacak. Bir gün hesap vereceksiniz” dedi.

‘KARAR EMEKÇİLERİN GÜVENCESİ OLACAKTIR’

KESK adına konuşan Ayfer Koçak, “Kararınız emekçilerin hakları için sokağa çıkma güvencesi olacaktır. Burada adalete olan güvenin, umudun yeşermesini istiyoruz. Emekçilerin, halkın sesinin kesilmemesi için güvence istiyoruz” diye konuştu.

‘İNSAN OLARAK ETİK KARAR VERMELİSİNİZ’

Katılan Ankara Barosu adına konuşan Ankara Baro Başkanı Mustafa Köroğlu, yargılamada etik tartışmasının yapılması gerektiğini belirtti. Köroğlu, “Bu dosyadan insanlığa karşı suç kavramının tartışılacak bir yanı yok. Bizim hukukumuzda tanımlanması sizin kararınızda yazacağınız en üst metin olacak. Size, bir insan olarak etik bir karar vermeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum” dedi.

‘BU ÜLKEDE BİR ŞEYLER DEĞİŞECEK’

CHP adına konuşan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bu bir siyasi dava. Bunun bir hukuki dava olması sizin elinizde. Eğer siz davaya hukuk açısından bakıp siyasi erkten kurtaracak bir karar verirseniz bu ülkede bir şeyler olacak. Büyük acılar yaşadık. İnatla anti-demokratik koşullara karşı mücadele veriyoruz. İnanın, sizin de haklarınızı koruyoruz. Bu ülkede ‘faili meçhul, cezasızlık’ diye bir şey yok. Suç hep mağdurlara veriliyor, suçlular kahraman ilan ediliyor. Ya bir cesaret göstereceksiniz ya da zulme ortak olacaksınız. Buna karşı bir irade koymak zorundasınız. İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçu başka türlü açıklayamazsınız.”

‘MADIMAK’A ZAMAN AŞIMI VEREN RAHAT MI?

Saldırıdan sağ çıkan ve şikâyetçi olarak konuşan Mustafa Çeker, canlı bombaların Gaziantep’ten geldiğini, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın o dönem Gaziantep Valisi olduğunu anımsatarak, Yerlikaya’nın olayla ilgili neden araştırılmadığını sordu. Çeker ifadesinde; “Bu katliamda devletin sorumluluğu vardır. Patlama olacak diye 61 bildiri geliyor ama 1’i bile ciddiye alınmıyor. Kamu görevlilerinin hiç mi suçu yok? Oraya gaz atıldı. Biz size daha gazı kabul ettiremedik. Biz davanın zaman aşımına uğramasını istemiyoruz. Acaba Madımak Katliamına zaman aşımı veren savcı rahat mı?” sözlerini kullandı. Konuşan şikâyetçilerin tamamı olayın “insanlığa karşı işlenen suç” olarak değerlendirilmemesine, olayda ihmali bulunan kamu görevlilerinin yargılanmamasını eleştirdi. 

Duruşma ertelendi

Verilen aranın ardından, mahkeme başkanı bazı sanık avukatlarının mazeret bildirerek duruşmaya katılmadığı için sanık savunmalarını alamayacağını belirtti. Bu nedenle duruşma 1 Temmuz'a ertelendi.