Anadolu Ajansı, Özgür Özel'in sansür iddiasını sansürledi

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP'ye katılan Mehmet Ali Çelebi'ye rozet taktığı sırada "PKK'lıların 5 tane 10 tane çocuğu var" diyen AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve "Burunlarını bile çıkaramıyorlar" ifadelerini kullanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya gönderme yaparak tepki gösterdi. Özel, "Burunlarını çıkaramıyorlarsa 10 çocuk yapan PKK'lılar kim" diye sordu. Anadolu Ajansı, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in Meclis'te yaptığı konuşmada ajansın Erdoğan'ın sözlerini sansürlediği iddiasını sansürledi.

ANKA

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mehmet Ali Çelebi'nin AKP'ye katılmasına yönelik konuşan Özel, "Recep Tayyip Erdoğan; bir milletvekiline, siyasi tarihin en büyük ve en utanılacak 'U' dönüşlerinden birini yapan birine, rozet taktı bugün. Bütün yaz tweet sildi o bütün yaz. AK Parti'yi, Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren tweetleri temizledi. Konuşurken ona da o yakışır. Çocuk sayısı soruyor. Eşim kariyer yapınca deyince de eşinin kariyeri çocuk yapmak olsun diyor. Bu gerçekten çok üzücü. Tanık olduğumuza çok üzüldüm. Recep Tayyip Erdoğan'a yakışır ama Türkiye'ye yakışmaz. Bunları eşinin yanında duymak kimseye yakışmaz" dedi.

Erdoğan'ın bugünkü grup toplantısında Mehmet Ali Çelebi'ye parti rozetini taktıktan çocuk yapma tavsiyesinde bulunurken kullandığı cümlelere tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis'te yaptığı konuşmada Erdoğan'ın sözlerinin Anadolu Ajansı metinlerinden "ayıklandığını" belirtti. 

'UTANÇ VE ÖZÜR GEREKTİRİR, BUNA DAVET EDİYORUZ'

Özel'in konuşması şöyle:

  • Bir hanımefendiye bir partinin genel başkanının 'Onun kariyeri de çocuk yapmak olsun' demesi kadar kötü bir yaklaşım, kabul edilemez. Tüm kadınları küçük gören ve ayrımcı dil kuran bu yaklaşımı tamamen reddediyoruz. Aynı ifadelerin devamında, 'PKK'lılar 10 çocuk yapıyor, siz de yapın' demek, eğer Süleyman Soylu'nun dediği gibi ülkede 150 tane PKK'lı kaldıysa, ayakkabı numaralarını biliyorsanız, mağaradan burunlarını çıkaramıyorlarsa bu 10 çocuk yapan PKK'lılar kimdir? Cumhurbaşkanı bunu açıklasın. İçişleri Bakanlığı'nın kayıtlarında PKK'lıların çocukları yoksa kime PKK'lı diyor, kime terörist diyor? Bir ülkede yaşayan insanları kimliklerinden dolayı terörist ilan etmek büyük bir hadsizliktir. Bunu kınıyoruz. Bu cümlelerin alelacele Anadolu Ajansı'nın metinlerinden ayıklanıyor olması, birisinin şuursuzluğunu birilerinin örtmeye çalışması çabasıdır. Sansür değil, utanç ve özür gerektirir. Buna davet ediyoruz.

ANADOLU AJANSI'NDAN 'ERDOĞAN' SANSÜRÜ 

Anadolu Ajansı, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayı aktarırken söylediği, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin Anadolu Ajansı tarafından sansürlendiği" iddialarına yer vermedi.

Gazete Duvar'da yer alan habere göre, Özgür Özel, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, "10 çocuk yapan PKK'lılar kimdir? Cumhurbaşkanı bunu açıklasın. İçişleri Bakanlığı'nın kayıtlarında PKK'lıların çocukları yoksa kime PKK'lı diyor, kime terörist diyor? Bir ülkede yaşayan insanları kimliklerinden dolayı terörist ilan etmek büyük bir hadsizliktir. Bunu kınıyoruz. Bu cümlelerin alelacele Anadolu Ajansı'nın metinlerinden ayıklanıyor olması, birisinin şuursuzluğunu birilerinin örtmeye çalışması çabasıdır. Sansür değil, utanç ve özür gerektirir. Buna davet ediyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Özgür Özel'in, Erdoğan'ın sözlerini ayıklamakla suçladığı Anadolu Ajansı Meclis'teki konuşmalarla ilgili geçtiği haberde Özgür Özel'in bu iddiasını da sansürledi.

'BAKAN DÖNMEZ KAFALARI KARIŞTIRIP GİTTİ'

Bartın'da meydana gelen maden faciasındaki ihmallere yönelik konuşan Özel, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in dün TBMM Genel Kurulu'ndaki Bartın’daki maden faciasına ilişkin bilgilendirmesi ile ilgili “18.15'te yaşandı olay. Bütün ajanslar böyle geçti. Sen de oradaydın, hepiniz bu bilgiyi verdiniz. Sonra bir şey ortaya çıktı. ‘Son ölçüm 18.09.’ Dün facia oluş saatini 18.10'a çekiyor. Neden? Çünkü ağır bir kusur var ya herkesin konuştuğu, 1.50'yi geçtiğiniz metan oranı alarma basacaklar, madeni boşaltacaklar. Ölçümle kaza arasını bir dakikaya indiriyor dün. Oysa kendi ifadeleri ile söylenen süre başka. Geldi, aydınlatacağına kafaları daha çok karıştırıp, şüpheleri artırıp çekti, gitti. Bu hem Meclis'i itibarsızlaştıran bir iş hem de artık Türkiye'nin nasıl yönetildiğini gözler önüne seren bir iş" dedi.

'SİZ NASIL DEVLET YÖNETİYORSUNUZ?'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Amerika Büyükelçisi ile görüşmediği yönündeki iddialara da yanıt veren Özel, "Hadi bakalım Recep Tayyip Erdoğan, dumanı üstünde dezenformasyon. Ne dedi, 'CHP heyeti Amerika'ya gitti, büyükelçimiz ile görüşmedi.' Bir; bak şimdi, büyükelçiliğin önünde fotoğraf. Bakıyor fotoğrafta büyükelçi yok. Ben bunu söyleyeyim, iki ihtimal var; büyükelçi ile 35 dakika, biz oturduk. Genel Başkanımız, büyükelçinin çayını içti. Soranlara da giderken devlet geleneğidir, ülkenin temsilcisine uğramadan olmaz dedi ve gitti. Çayını içti. Görüşmeyi yaptı. Nezaketle ayrıldı. Sadece büyükelçi ile fotoğraf paylaşma noktasında büyükelçinin de heyetin de bir talebi olmamış. Büyükelçilikte fotoğraf var, büyükelçiyle olan yok. Biz anlayış gösteriyoruz böyle şeylere. Büyükelçi de fotoğraf paylaşmamışlar. Ama görüşme var. Devletin kaydında var. Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz? Çıkıp bunu söyleyeceksin. Bir telefon açıp... Ülkenin ana muhalefet lideri gidecek, 35 dakika büyükelçi ile görüşecek, bundan Dışişleri Bakanlığı'nın haberi yok, Cumhurbaşkanının haberi yok" şeklinde konuştu.

Özel'i n konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

  • Kötü, keyifsiz bir haftanın içindeyiz. Amasra'da yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden 41 maden emekçimize bir kez daha Allah'tan rahmet, kalanlarına sabır diliyoruz. Bu konu dün Meclis gündemindeydi. Dün Meclis gündeminde gündem dışı olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatin Dönmez'i ağırladık. Normal şartlarda zaten o bakanın Meclis'e gelip hesap vermesi gerekiyor. Ancak gensoru diye bir müessese yok. Onlar hesabı bir kişiye veriyor. Onlar görevi bırakacak bile olsalar istifa edemiyorlar, af talep ediyorlar. Af talepleri uygun görülürse görevi bırakıyorlar. Böyle birisi gündem dışı konuşmadan yararlanarak, İçtüzük esnetilerek kürsüdeydi.

  • Bilgilendirme yaptı. Ama bilgilendirme eksikti, yetersizdi ve bir yönüyle de son derece hadsizdi. Şöyle, ona kimse taziye ziyaretine gittin mi, daha bugünden kime ne maaş bağlayacaksınız, kaç para bağlayacaksın; onu sormuyordu. Şunu soruyordu; dünyanın hiçbir yerinde artık böyle kömür madenlerinde ölümler olmuyorken Türkiye'de niye oluyor? Soma'dan ders alacaktık hani, niye almadık? Açıklamanda şüpheli konular var. Bunlara değinecek misin, onu bekliyordu herkes. Ama kendisi bunu yapmak yerine, saraydan eline tutuşturulmuş bir metni okudu.

  • Nereden biliyoruz? Şuradan biliyoruz, Fahrettin Altun, biliyorsunuz bir Dezenformasyon Birimi kurdu, yasası yokken. Başına da bir dezenformasyon ustası getirdi. Dezenformasyon ustasının saraydan yayınladığı maden kaza ile ilgili raporda ne yazıyorsa onu okudu. Kardeşim bu raporu biz okuyoruz zaten. Basın mensuplarında da var bu. Sen bu raporu okumaya kürsüye çıktıysan çok yazık. Bunun dışında bir şey söylemiyorsan durum çok daha vahim.

'MADEN MÜHENDİSLERİ İLE BİLGİ PAYLAŞACAĞIZ DEMİYOR'

  • Son ölçüm; kendileri MYK'dan perde arkası sızdırıyorlar, gazeteye haber oluyor. Yalanlamıyorlar da. MYK'ya bilgi verirken son ölçüm, 1,89 diyor, Meclis kürsüsünde 1,69 diyor. Tutanaklarda var. Milletvekili arkadaşlarımız dikkatle takip etmiş. 1,89 mu, 1,69 mu onu bile düzeltmiyor. Ya da tekrar söz alıp bu sorular cevap vermiyor. Maden Mühendisleri Odası'nın istediği bir sürü şey var. Diyorlar ki 'Biz bu olayı aydınlatabilmek ve bir sonrakinin yaşanmasını önlemek için hızla madenin haritası, tertip planı lazım, kurtarma raporu lazım. Hangi madencimiz nereden alınmış, o kişinin otopsi raporu lazım, eşleştirilebilecek bir şekilde. Böylelikle biz yananı, boğulanı görürüz, olayın nasıl olduğunu.' Bu konuda bir kelime söylemiyor. Maden Mühendisleri Odası ile bilgi paylaşacağız demiyor.

'SAYIŞTAY'IN NAL GİBİ RAPORU VAR'

  • Dezenformasyon raporu; 'Sayıştay raporundaki öneriler dikkate alınmadığı iddiası...' Kardeşim alınmış mı? Sen buna nasıl dezenformasyon diyorsun. İşte dezenformasyon kanunu bunların ellerine emanet. Onu söylüyoruz. Sayıştay'ın nal gibi raporu var. Altında imzası var. İşine gelir gelmez. Devlet Bahçeli de diyor, 'Sayıştay yetkisi...' Ne yetkisini aşmış. Keşke her denetim böyle yetki aşımı ile sonuçlansa. Tehlikeye dikkat çekmiş. Ama gidiyor, dezenformasyon diye açıklama yapıyorlar. Hadi bakalım, İdris Kardaş dezenformasyonun ustası, üstadı gelmiş burada bunları söylüyor.

  • İstanbul Valisi (Ali Yerlikaya) Kadıköy'deki patlama konusu ile ilgili İBB'ye kusur yüklemek için doğal gaz patlaması dedi ya onu yaz. İstanbul Valiliği'nin doğal gaz patlaması yalanı... Niye yok raporda. Peki AFAD'ın trafo patladı dezenformasyonu... Sonradan çekilmiştir yazarsın altına. Niye yok. Sen dezenformasyon ile mücadele ediyorsan işine gelmeyen gerçeklere dezenformasyon, buz gibi yalanlara sessiz kalıyorsan nasıl olacak.

'CUMHURBAŞKANININ YALANINI YAZARSAN SENDEN ÖZÜR DİLEYECEĞİM'

  • Bir; ya buz gibi yalan söylüyor, dezenformasyon olsun diye; onu dinleyenler diyecek ki 'Kemal Bey de ayıp etmiş.' İki; bunların artık yönetim yetisi kalmamış. Olacak iş değil. Dumanı üstünde dezenformasyon. Haftaya göreceğim bakalım, İdris Kardaş... Dezenformasyon raporunda birinci maddeye Cumhurbaşkanının, ‘Kemal Kılıçdaroğlu Amerika'ya gitti büyükelçiyi ziyaret etmedi’ yalanını yazarsan vallahi de billahi de Meclis'te tutanak altında senden özür dileceğim. Yazamazsın. Yaz, diyeceğim ki Cumhurbaşkanının dezenformasyonunu ortaya koydu, bu kurum görevini yapmaktadır diyeceğim. Ama olacak iş değil.

  • 1946'da Almanya'da son madenci kömür madeninde ölmüş. İngiltere'de 73'te, Fransa'da 74'te. Milletin 50 sene önce son şehidini verdiği yerde Soma'dan bugüne 675 madenci daha ölmüş. Soma ile Amasra arasında iki Soma, iki Amasra daha var. Kimse buradaki sorumluluğunu örtmeye, görmezden gelmeye çalışmasın.

'BAHÇELİ… SEN SOMA'DAN SONRA KAZA MI DEDİN, CİNAYET Mİ DEDİN?'

  • Gelelim Devlet Bey'e... Devlet Bey, şuna dönmüş; 'Maden ocağındaki patlamayı bahane ederek felakete siyaset karıştırmak için el ovuşturan kim ya da kimler varsa samimi değildir. Amasra'yı konuşurken Soma'yı hatırlatmak maksatlı, hastalıklı yaklaşımdır.' İnsan bu cümleyi kurmak için… Kafama silah dayayacaklar, ‘vururuz seni diyecekler’; bu cümleyi kurmam. 41 kişi daha ölüyor ve Soma'nın üzerine kurulan komisyon raporundaki 111 öneriden bir tanesi yapılmadı diye ölüyor; Soma'yı hatırlatmak kötü niyetmiş. Ve ne diyor, efendim biz diyormuşuz ki kaza değil cinayet... Ona kızıyor beyler. Devlet Bahçeli, Soma'dan sonra ne dedin sen, kaza mı dedin cinayet mi dedin? Soma'ya cinayet deyip Amasra'ya katliam, cinayet demeyi suç ilan ediyorlar. Aç bak bakalım Erkan Akçay, Necati Özensoy. Neler yazmışlar Soma Komisyonu'na muhalefet şerhine. Bir aç bak bakalım.

  • Bir kazadan siyaset yapılmaz da sen Soma'dan sonra aylar niye siyaset yaptın kardeşim. Senin milletvekillerin neler neler söyledi. Şimdi taraf değişince vicdan da mı değişiyor? Taraf değişince kalbin mi değişiyor? İnsafın mı değişiyor? Bir de tutmuş, bunu söyleyen odur, budur. Esas senin söylediğini söylemek için kalpsiz olmak lazım. Ben siyaseti bırakmayı, hayatımı kaybetmeyi göze alırım ama 'Amasra ile Soma'yı birlikte anmak hastalıklı yaklaşımdır' demem. Denmez kardeşim. Kimse dedirtemez. Sarayı da onları olsun size verdikleri makamlar da öyle olsun, Sayıştay'a koyduğunuz, seçtirdiğiniz kişiler de sizin olsun derim bırakır giderim kardeşim. Olacak iş değil bu.

'MUHTEREM İNCE, O TWEETLER SİLİNECEKSE NEDEN ATILDI?'

  • Muhterem İnce. Bu da bütün yaz tweet sildi. Sildiği tweetler milletvekillerimize hakaret ettiği tweetler. Ey Muhterem İnce. O tweetler silinecekti ise neden atıldı? Bugün bir AYM üyesinin sahiplenemeyeceği, kabullenemeyeceği bir siyasi partiye hakaretlerle dolu tweetleri varsa bu nasıl Anayasa Mahkemesi üyesi olabilir? Nasıl tarafsız davranabilir? Nasıl yeminindeki tarafsızlıkla ve hakka saygı duygusu içerisinde her türlü etki ve kaygıdan uzak Anayasa'nın dayandığı temel ilkelere uygun hukuk anlayışı içinde sadece vicdanının emrine uyarak yerine getireceğine namusu ve şerefi üzerine ant içti bu adam. Nasıl olacak? CHP’ye terörist diyen yalancılar diyen, CHP'ye provokatör diyen, terörist besleyicileri diye CHP’li belediyelere iftira atan birisi nasıl CHP’nin anayasa başvurularında tarafsızlıkla ve vicdanla karar verecek? Tweetin silinmesi değil bu tweetleri atan birinin böyle bir makama layık görünmesi sorun.

'ANAYASA İHLALİNE GÖZ YUMMAYIZ'

  • Sanayi Bakanı Varank’a düzeltme yapmak durumundayız. Ben Varank'ı düzeltmekten yoruluyorum ama o gerçekleri çarpıtmaktan yorulmuyor. Biz Anayasa Mahkemesi’ne gitmişiz. Beyefendi girişim fonları tahsis ediyoruz diyor, CHP bu maddeyi AYM’ye götürüyor diyor. CHP’nin içinde benden akıllı bir sürü insan var. Bu kadar büyük yalana ihtiyaç duyuyorsan, senin o bakanlık koltuğunda 8 ay ömrün kalmış. Bir yere fon koymak Meclis’in işi. CHP, ‘fon sağlanacaksa kanun çıkması lazım, denetimi bizde olur.’ Sen bunu Cumhurbaşkanı kararına tanımlarsan; ben yaptım onlar bozdu diyorsun. Biz göz göre göre hiçbir Anayasa ihlaline göz yummayız. Bu yalanı tekrar ettin. Seni bu yalana sürdürmekten menediyoruz"