Ortopedi uzmanı anlattı: Diz kireçlenmesi ve tedavisi

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Göksel Gültekin, "Dizde ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığına neden olabilen diz kireçlenmesi, farklı tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir ve ilerlemesi yavaşlatılabilir" dedi.

İHA

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Göksel Gültekin, kırklı yaşlarda sıkça görülen ve yaşam kalitesini etkileyen diz kireçlenmesi konusunda bilgi verdi. Diz kireçlenmesinin tanısı, evreleri ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Gültekin, hastaların belirtilerini ve tedavi seçeneklerini şu şekilde sıraladı:

"Diz eklemi, uyluk kemiği, kaval kemiği ve diz kemiği olmak üzere üç kemikten oluşur. Bu kemikler arasında kıkırdak kaplama bulunur ve zamanla bu kıkırdak aşınarak diz kireçlenmesine neden olabilir. Özellikle yaş ilerledikçe, diz ekleminin iç kısmında bulunan yük daha da artar ve kireçlenme meydana gelir. Klasik belirtiler arasında şiddetli yürüyünce olan ağrı, dinlenmekle azalan ağrı, dizden gelen sesler, diz eklemine takılma hissi ve ilerleyen evrelerde gece ağrıları yer alır."

Dr. Gültekin, diz kireçlenmesinin tanısının muayene ile konulduğunu ve röntgen, MR gibi görüntüleme yöntemleri ile desteklendiğini belirtti. Tanı sonrasında uygulanacak tedavi yöntemlerini hastanın kireçlenme evresi, ek hastalıkları ve beklentilerine göre belirlendiğini ifade etti. Tedavi seçenekleri arasında basit istirahat, buz uygulama, ağrı kesici kullanımı, diz içi steroid enjeksiyonları, kapalı diz ameliyatları, kıkırdak ameliyatları, diz protezi gibi yöntemler bulunduğunu söyledi.

Ayrıca, diz kireçlenmesinin geriye dönüşü olmayan bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Gültekin, hastaların özellikle kıkırdak hasarları, menisküs problemleri, fazla kilo gibi risk faktörlerine dikkat etmeleri gerektiğini belirtti. Bu faktörlerin önceden belirlenip tedavi edilmesinin, ileride diz kireçlenmesi riskini azaltabileceğini ifade etti.

Diz kireçlenmesi konusunda bilinçli olmanın önemine değinen Dr. Gültekin, hastaların belirtileri fark etmeleri durumunda uzman bir doktora başvurarak erken tanı ve tedavi sürecine geçmeleri gerektiğini söyledi.