Mide kanserinde sessiz tehdit: Helicobacter pylori
Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan hazımsızlık, iştah kaybı veya mide ekşimesi gibi şikayetler, genellikle yanlış beslenme veya stresin sonucu olarak düşünülüp önemsenmeyebiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün ise bu şikayetlerin mide kanserinin ilk işaretleri olabileceğini belirtti.
DHAMide kanserinin en önemli nedenlerinden birinin Helicobacter pylori bakterisi olduğunu belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, bu bakterinin dünya genelinde yaygın olarak midedeki sessiz enfeksiyonlara neden olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Ergün, Dünya Sağlık Örgütü’nün Helicobacter pylori'yi bir enfeksiyon hastalığı olarak kabul ettiğini ve tespit edildiğinde mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini belirtti.
“Helicobacter pylori, mide kanserinde önemli bir rol oynayan ve dünya genelinde yaygın olan bir bakteri. Gelişmekte olan ülkelerde nüfusun %70-80’inde, gelişmiş ülkelerde ise %10-30 oranında bu bakteri görülmektedir,” diyen Prof. Dr. Ergün, gelişmekte olan ülkelerde bu bakterinin mide kanseri riskini artırdığına işaret etti.
MİDE KANSERİNİN BELİRTİLERİ VE ERKEN TANI ÖNEMİ
Günlük yaşamda sıkça yaşanan hazımsızlık, iştah kaybı ve mide ekşimesi gibi belirtilerin çoğu zaman stres ya da yanlış beslenmeye bağlandığını belirten Prof. Dr. Ergün, “Bu belirtiler mide kanserinin ilk işaretleri olabilir” diyerek uyardı.
Prof. Dr. Ergün, mide kanserinin, bağırsak kanserinden sonra en sık görülen gastrointestinal kanser türü olduğunu ve diğer mide hastalıklarıyla karıştırıldığı için genellikle geç fark edildiğini vurguladı. “Erken tanı, tümörün diğer organlara yayılmasını önleyerek tedavi şansını artırır. Geç tanı ise tedavi başarısını düşürmektedir,” dedi.
RİSK FAKTÖRLERİ VE ALARM BELİRTİLERİ
Prof. Dr. Ergün, mide kanseri risk faktörleri arasında beslenme alışkanlıkları, Helicobacter pylori enfeksiyonu ve sigara kullanımının bulunduğunu belirtti.
“Ani kilo kaybı, sebebi bilinmeyen kansızlık, yeni başlayan mide şikayetleri alarm belirtileridir. ‘Taş yesem dokunmazdı, şimdi ne yesem dokunuyor’ diyen hastalar zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmalıdır.”
Ayrıca, özellikle menopoz sonrası devam eden kansızlığın ve orta yaş sonrası ortaya çıkan mide rahatsızlıklarının önemli birer alarm işareti olduğunu belirtti. Kesin tanının ise endoskopi ile konulabileceğini ekledi.
BESLENME ALIŞKANLIKLARI
Prof. Dr. Ergün, mide kanserinin beslenme alışkanlıklarıyla yakından ilişkili olduğuna dikkat çekerek şu bilgileri paylaştı:
-
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çok sıcak çay tüketimi, sigara ve tütün ürünleri kullanımı mide ve yemek borusu kanseri riskini artırıyor.
-
Yağlı, hamur işi ve et ağırlıklı beslenme şeklinde mide ve bağırsak tümörleri daha sık görülüyor.
“Akdeniz tipi beslenme, lifli gıdalar ve taze sebze-meyve tüketimi tercih edilmelidir. Fazla baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalı, sigara ve alkol bırakılmalıdır. Yaşam tarzında bu tür küçük değişiklikler mide kanseri riskini önemli ölçüdé azaltabilir,” dedi.
TEŞHİS VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Prof. Dr. Ergün, mide kanserinde kesin tanı için endoskopik inceleme, MR ve PET-CT gibi görüntüleme yöntemlerinin kullanıldığını belirtti. Erken evrede yakalanan mide kanseri vakalarında cerrahi tedaviye öncelik verildiğini ve 5 yıllık yaşam beklentisinin %50-70 aralığında olduğunu ifade etti. Ancak ileri evrelerde bu oranın düştüğünü söyledi.