Kandaki protein, şeker hastalığı ve kanser riskini önceden gösteriyor

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, “Şeker hastalığı ve kanser gelişim riskinin daha fazla olduğunun önceden saptanması, koruyucu bazı yaklaşımlar açısından kıymetli olabilir” dedi.

İHA

Diabetologia dergisinde geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir çalışmada, vücudunda prostasin isimli protein düzeyi yüksek olan bireylerde şeker hastalığı gelişme riskinin yüksek olduğu ve aynı zamanda kansere bağlı ölümlerin bu kişilerde daha fazla olduğu gösterildi. Bu çalışmanın oldukça önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Uğur Coşkun, şeker hastalığı ve kanser gelişiminin önceden saptanmasının kıymetli olacağını söyledi. 

"KANSERDEN  ÖLME RİSKİ YÜZDE 43'DEN FAZLA"

Kanser ve şeker hastalığının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli sağlık problemlerinden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Coşkun, “Birkaç gün önce yayınlanan bir çalışmada, vücudunda prostasin isimli protein düzeyi yüksek olan bireylerde şeker hastalığı gelişme riskinin yüksek olduğu ve aynı zamanda kansere bağlı ölümlerin bu kişilerde daha fazla olduğu gösterildi.

Diabetologia dergisinde Xue Bao ve arkadaşları tarafından yayınlanan bu ilginç çalışmada, yaklaşık 4 bin kişinin kanından alınan örnekler incelendi ve 22 yıllık takibin sonunda, prostatin düzeyi en yüksek dilimde olan grupta, en alt dilimde olanlara göre diabet riskinin yüzde 76 daha fazla olduğu gösterildi. Yine benzer şekilde prostatin seviyesi en yüksek dilimde olan kişilerde kanserden ölme riski en alt dilimdekilere göre yüzde 43 daha fazla bulundu” ifadelerini kullandı. 


Prostatin epitel hücrelerinde bulunan bir protein ve vücuttaki tuz dengesi ve kan basıncını düzenlediği bilgisini veren Coşkun, “Aynı zamanda kan şekeri regülasyonu ile ilgisi etkisi de bulunmakta. Şeker hastalığı olan bireylerde pankreas, rahim ve karaciğer kanseri başta olmak üzere bazı kanserlerin daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu çalışmada saptanan sonuçlar gerçekten çok önemli.

Şeker hastalığı ve kanser gelişim riskinin daha fazla olduğunun önceden saptanması koruyucu bazı yaklaşımlar açısında kıymetli olabilir. Ayrıca bu ilişkideki mekanizmanın çözülmesi ile tedavide de büyük yol alınabilir. Bu sonuçların pratik hayatımıza girebilmesi için ülkemiz dahil tüm toplumları kapsayan daha büyük katılımlı çalışmalar yapılmasına ihtiyaç var” ifadelerine yer verdi.