İzmir'de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü

HIV pozitif olduğu bilinmeyen çocuğun, son evrede kemik erimesi nedeniyle hastaneye yatırıldığı öğrenildi.

Şevval Aydoğan

İzmir’de kemik erimesi şüphesiyle hastaneye kaldırılan 13 yaşındaki bir erkek çocuk AIDS (HIV) nedeniyle hayatını kaybetti. HIV pozitif olduğu bilinmeyen çocuğun, son evrede kemik erimesi nedeniyle hastane yatırıldığı öğrenildi.

13 yaşındaki bir çocuğun AIDS nedeniyle yaşamını yitirmesiyle ilgili tartışmalar sürerken çocuğun ölümüne ilişkin de yeni detaylar ortaya çıktı. Yaşamını yitiren çocuğa 2021 yılında bademcik ameliyatı öncesi rutin HIV testi yapıldığı ve bu testin negatif çıktığı öğrenildi.

Öte yandan çocuğun babasının HIV pozitif, annenin ise HIV negatif olduğu belirtildi. Çocuğun daha önce yaptırdığı testte HIV negatif çıkması ve annesinin de HIV negatif olması nedeniyle çocuğun bu virüsü cinsel istismar sonucu kapmış olacağı ihtimali üzerine yoğunlaşıldı. Olaya ilişkin soruşturma devam ederken, söz konusu durumu uzmanlarıyla konuştuk. Uzmanlar HIV bulaşında yalnızca cinsel istismar bulgusu üzerinde yoğunlaşılmaması gerektiğine dikkat çekti.

10 YILDA 150’DEN 250’YE ÇIKTI

HIV virüsüne ilişkin sorularımızı yanıtlayan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı üyesi ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’de AIDS bulaşı konusunda çocuklarda bir artış olduğunu fakat patlama denecek kadar yüksek olmadığını kaydetti. 10 yıl içerisinde bakanlığa bağlı verilere göre çocuklardaki AIDS vaka sayısının 150’lerden 250’ye çıktığını kaydeden Ceyhan, “Bu istatistiğe girmemiş vakalar da olabilir. HIV tanısı koymak için önce HIV’den şüphelenip test yaptırmak lazım. Ancak HIV belirli klinik bulgusu olan bir hastalık değil. Kuluçka süresi de uzun bir hastalık, bazen yıllarca devam edip belirti vermeyebilir. Toplumda az da olsa bir artış olması mutlaka tedbirlerin arttırılması gerektiğini gösteriyor” dedi. 

KAN YOLUYLA BULAŞ İKİNCİ SIRADA YER ALIYOR

“HIV anneden bulaşmadıysa kesin bir istismar söz konusudur demek doğru değil” diyen Ceyhan, “Bu vakadaki çocukta HIV virüsü bademcik ameliyatı işlemleri sırasında kullanılan solüsyonlardan geçmiş olabilir. Veya o sırada çocukta virüs var olup da testte pozitif çıkmamış da olabilir. Babada bilinen bir HIV varsa bu çocuğun düzenli olarak testlerinin yapılması gerekirdi. Çocuk vakalarının çoğunda bulaş kaynağı anne değilse ikinci sırada kan ve kan ürünleriyle bulaş yer alır. Kan örneklerini çok iyi değerlendiremezseniz HIV’li bir yetişkinin kanını çocuğa verebilirsiniz veya kanı solüsyon vs aracılığıyla bulaştırmak da söz konusu olur” dedi. 

HIV, HPV ERKEN YAŞTA GÖRÜLÜYOR

AIDS’in sanıldığı gibi sarılmakla, öpüşmekle bulaşmayan bir hastalık olduğunun altını çizen Ceyhan, “Hemen bir istismar damgası vurmamak gerekir ancak Türkiye’de çocuklarda ilk cinsel ilişki yaşı diğer ülkelere göre daha düşük. Özellikle kız çocukları düşük yaşta cinsel temasta bulunuyorlar bunun nedeni de adölesan evlilikleri. HIV, HPV gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar maalesef Türkiye’de daha erken yaşta görülebiliyor” dedi. Ceyhan son olarak HIV testlerinin toplumda bir önyargı unsuru olduğunun da altını çizdi.