İstemsiz hareketler serebral palsi belirtisi olabilir
Çocuk Gelişimci ve Aile Danışmanı Yıldız Karakaya Güneştepe, serebral palsinin (SP) beyin dokusundaki kalıcı hasar sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirterek, "SP belirtileri genellikle bebeklik veya çocuk yaşlarda, okul öncesi yıllarda ortaya çıkar. Abartılı refleksler, vücut duruşunda bozukluk, istemsiz hareketler, kas koordinasyonu zayıflığı yaygın serebral palsi belirtileri arasındadır” dedi.
İHASivas Numune Hastanesi’nde görevli Çocuk Gelişimci ve Aile Danışmanı Yıldız Karakaya Güneştepe, 6 Ekim Dünya Serebral Palsi Farkındalık Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Serebral palsinin (SP) genellikle bebek daha anne karnındayken ya da doğumdan sonraki kısa süre içinde meydana gelen beyin dokusundaki kalıcı hasar sonucu ortaya çıkan ve hareket etme kabiliyetinde azalma ile seyreden bir hastalık olduğunu söyleyen Güneştepe, “SP, beynin bir grup nörolojik bozukluklarını içeren geniş bir terimdir. SP’li çocuklarda hareket ve postür bozukluğuna eşlik eden çeşitli bulgular olabilir. Bunlar mental retardasyon, nöbetler, konuşma ve öğrenme güçlüğü, işitme ile ilgili sorunlar, göz ile ilgili sorunlar ve diş defektleridir” dedi.
SP’nin nedenlerini belirten Güneştepe, “Gelişmekte olan beyinde çeşitli nedenlerle oluşan, ancak ilerleyici, kötüye gidici özelliği bulunmayan bir zedelenmedir. Bu beyin zedelenmesinin gebelik döneminde, doğumdan hemen önce, doğum sırasında veya doğumu takip eden 3-5 yıl içerisinde olmuş olması gerekmektedir” diye konuştu.
SP'NİN BELİRTİLERİ
Hastalığın belirtilerinin bebeklik ve çocuk yaşlarda ortaya çıktığını ifade eden Güneştepe, “SP belirtileri genellikle bebeklik veya çocuk yaşlarda, okul öncesi yıllarda ortaya çıkar. Abartılı refleksler, vücut duruşunda bozukluk, istemsiz hareketler, kas koordinasyonu zayıflığı yaygın serebral palsi belirtileri arasındadır” dedi.
Hastalığın tedavisine ilişkin de konuşan Güneştepe “SP’de klinik tablo zaman içinde değişebilmekte, örneğin başlangıçtaki hipotoninin (kasın harekete karşı gösterdiği direnç) yerini daha sonra spastisite ya da istemsiz hareketler alabilmektedir. Serebral palsili çocuklarda hareket ve postür bozukluğu temel klinik tabloyu oluşturmakla birlikte bazı durumlarda mental retardasyon, nöbetler, göz problemleri propriosepsiyon bozuklukları ve işitme bozuklukları tabloya eşlik edebilmektedir. Bu durumda rehabilitasyon süreci daha zorlu geçmekte ve fiziksel bağımsızlığı kazanmak daha zor olmaktadır.
Vücutta farklı sistemlerin aynı anda etkilenmesi SP’li çocukların multidisipliner izlenimini gerektirmektedir. SP’li hastaların problem ve gereksinimlerinin doğru, gerçekçi olarak saptanması ve zamanında tedavi edilmesi ile bu çocukların fiziksel ve ruhsal olarak daha iyi duruma gelebilmeleri mümkündür. Rehabilitasyon uzun süreler devam eder ve doğru yönlendirmelerle gerçekçi sonuçlara ulaşılabilir.
Başarılı bir rehabilitasyon programı hasta ve ailesi ile birlikte ortopedist, pediatrik nörolog, çocuk psikiyatristi, fizyoterapist, psikolog, çocuk gelişimci, iş-uğraşı terapisti, dil ve konuşma terapistinden oluşan bir ekibin multidisipliner çalışması ile yürütülebilmektedir. Ayrıca çocuğun gelişimsel takibinin düzenli olarak yapılması da son derece önemlidir. Sonuç olarak; SP yaşam boyu süren, ilerleyici olmayan ancak yaşla birlikte değişebilen bir hastalıktır. SP hastalarının tamamen iyileşmesini sağlayan kesin bir tedavi olmasa da uygulanan tedaviler çocuğun becerilerini ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olmaktadır” diye konuştu.