Her 200 bebekten yaklaşık 1'i bu enfeksiyonla doğuyor
Dünya genelinde her yaştan bireyi etkilemesine karşın yeterince tanınmayan Sitomegalovirüs (CMV) özellikle gebelik döneminde karşılaşıldığında bebeği de etkileyebiliyor. Fetüste “Konjenital CMV enfeksiyonu” olarak tanımlanan enfeksiyona karşı uzmanlar uyarıyor.
DHADünya genelinde önemli bir sağlık problemi olarak kabul edilen konjenital CMV enfeksiyonu gelişmiş ülkelerde yüzde 0.6 civarında gözleniyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde, yaklaşık üç çocuktan birinin, beş yaşına kadar CMV ile enfekte olduğunun bilindiğini söyleyen Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. E. Manolya Kara, özellikle gebelik döneminde bu virüsle enfekte olan bebeklerde, doğumdan sonraki erken dönemden itibaren ciddi sorunlar yaşanabileceğine dikkat çekti.
BU ENFEKSİYON HER YAŞTAN BİREYİ ETKİLİYOR
CMV’nin her yaştan bireyi etkileyebilen yaygın bir virüs olduğunu ancak sağlıklı bir kişinin bağışıklık sisteminin virüsün hastalığa neden olmasını genellikle engellediğini anlatan Doç. Dr. Kara, sözlerine şöyle devam etti:
“Yetişkin dönemde toplumun yarısından fazlası bu virüs ile enfekte olmuştur. CMV, bir kişinin vücuduna girdikten sonra ömür boyu orada kalır ve özellikle bağışıklık durumunun baskılandığı kanser hastalığı, kemoterapi kullanımı, organ nakli gibi durumlarda yeniden aktifleşebilir. Bir kişi ayrıca virüsün farklı bir türü ile yeniden de enfekte olabilir. CMV enfeksiyonu olan çoğu kişinin ya semptomu yoktur ya da hafif viral enfeksiyon bulguları olduğundan enfekte olduklarının farkında değildir. Bu nedenle, enfeksiyonu çevreye yayabilirler.”
“ÖNEMLİ BİR SAĞLIK PROBLEMİ”
Verilere göre, her 200 bebekten yaklaşık 1'inin konjenital CMV ile doğduğunu söyleyen Doç. Dr. Kara, bebeklerde ortaya çıkabilecek semptomlarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Konjenital CMV enfeksiyonuna sahip bebeklerde, doğumdan sonraki erken dönemde ciltte döküntü, sarılık, baş çevresinin küçük olması (mikrosefali), doğum ağırlığının küçük olması, karaciğer ve/veya dalak büyüklüğü, görme problemleri, nöbet geçirme (konvülziyon) gibi bulgular saptanabilir.”
İŞİTME KAYBI İLK BELİRTİ OLABİLİR
Bebeklerin bir kısmının doğum anında tamamen normal olup, tarama testi ile saptanan işitme kaybının hastalığın ilk bulgusu olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Kara sözlerine şöyle devam etti:
“Yeni doğan döneminde işitmesi normal olan bir çocukta da ileri dönemde işitme kaybı görülebilir. Doğumda klinik bulguları olan bebeklerin yaklaşık yarısında, asemptomatik (hiçbir bulgusu olmayan) bebeklerin ise dörtte birinde uzun dönemde işitme kaybı meydana gelebilir. Yeni doğanda işitme testinin yapılması ve şüpheli bebeklerin periyodik olarak kontrol edilmesi, işitme kaybının erken saptanması ve tedavisi için çok önemlidir.”
GEBELİK DÖNEMİNDE ENFEKTE OLUNURSA NE YAPILMALI?
CMV enfeksiyonu olan çoğu insanda klinik bulgu görülmediğinden hastaların bu durumun farkında olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Kara, hamilelik döneminde virüs ile enfekte olan (çoğu zaman ilk kez karşılaşan) kadınların bu virüsü bebeğine bulaştırabileceklerini söyledi. Doç. Dr. Kara, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Gebelik öncesi yapılan serolojik testler kişinin bu virüs ile karşılaşıp karşılaşmadığını gösterebilir. Ancak, daha önce virüs ile karşılaşmış kişilerde de yeniden enfeksiyon gelişme riski ve bebekte konjenital CMV enfeksiyonu görülme ihtimalinin olacağı unutulmamalıdır. Gebelik sırasında CMV enfeksiyonu için rutin olarak tarama testi yapılması önerilmez. Bunun nedeni, laboratuvar testlerinin hangi bebeklerin CMV ile enfekte olacağını veya uzun vadeli sağlık sorunları yaşayıp yaşamayacağını ön görememesidir. Gebenin ultrason kontrollerinde bebek ile ilgili bulgulardan şüphelenildiğinde tanıya yönelik testler istenmelidir. Bununla birlikte, konjenital CMV enfeksiyonu olan bir bebeğin doğum öncesi kontrollerinin de tamamen normal olabileceği akılda tutulmalıdır.”
ENFEKSİYONUNUN YAYILIMINDA KÜÇÜK ÇOCUKLARA DİKKAT
5 yaşına geldiğinde, her üç çocuktan birinin CMV ile enfekte olduğunun ancak genellikle semptom göstermediğinin altını çizen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. E. Manolya Kara, bu nedenle toplum genelinde küçük çocukların yaygın bir CMV kaynağı olduğunu belirtti. Özellikle küçük çocukların yanında çok bulunan kişilerin CMV enfeksiyonu açısından daha büyük risk altında olduğunu belirten Doç. Dr. Kara, alınması gereken önlemlere ilişkin şu bilgileri verdi:
“Virüs, enfeksiyondan sonra aylarca çocuğun tükürük ve idrar gibi vücut sıvılarında kalabilir. Bu nedenle ebeveynler ve çocuklara bakım veren diğer bireyler (örn. sağlık çalışanları, öğretmenler), bilhassa gebelik döneminde küçük çocukların tükürük ve idrarla temasını azaltarak CMV alma risklerini azaltabilirler. Bu dönemde yiyecek ve su kaplarının küçük çocuklarla paylaşılmaması, bebek bezi değişimi ya da tuvalet sonrası bakımın ardından ellerin su ve sabun ile yıkanması bulaşmayı engellemek için önemlidir.”
ERKEN TANI VE TEDAVİYLE ETKİLİ SONUÇLAR ALINABİLİYOR
CMV tedavisinde kullanılabilen antiviral ilaçlarla, özellikle yaşamın ilk ayında tedaviye başlandığında etkili sonuçlara ulaşılabildiğini söyleyen Doç. Dr. E. Manolya Kara, “Bu sayede işitme kaybını azaltıcı etki gözlenebilir, ancak ilaçların potansiyel yan etkileri sebebiyle hastalar tedavi sürecinde ve sonrasında, fizik muayene ve laboratuvar testleri ile yakın izlenmelidir” şeklinde ifade etti.