‘Giderlerse gitsinler’ denen hekimler neden Avrupa’ya göçtüklerini anlattı

Geçen yıl Almanya’ya giden anestezi hekimi Görkem Usta, iktidarın çizdiği toz pembe tabloya karşın ülkedeki sağlık sistemini eleştirdi. Türkiye’de doktorların bir günde beş kat fazla hasta baktığını söyledi.

Merve Kılıç

Hekimlerin yurt dışına göçü ve kamudan kaçışı sürerken; Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hekimlerin artık kamuda çalışmayı tercih ettiğini savunarak, “Yurt dışına giden arkadaşlarımız da geri dönmek istiyor” yorumunu yapıyor. Bir yandan sağlık emekçilerinin sağlıkta şiddet, mobbing (yıldırma), zorlu çalışma koşulları, düşük ücretler, özlük hakları için isyanı sürüyor; diğer yandan iktidar kanadı sağlıkta toz pembe bir tablo çiziyor.  Türkiye’den Almanya'ya bir yıl önce göç eden Anestezi Doktoru Görkem Usta, gidiş sürecini ve sağlık çalışanlarının neden yüzünü Avrupa’ya döndüğünü Cumhuriyet’e anlattı. 

Giresun doğumlu Usta, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 2019’da bitirdi. Henüz 3. sınıftayken bir B planı olması gerektiğini hissederek Almanca öğrenmeye başlayan Usta, şunları söyledi:

“Tıpta Uzmanlık Sınavı’na girip kazanma dönemim Covid-19 pandemisine denk geldi. Hacettepe Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı’nda Mayıs 2020'de mesleğe başladım. 3 yıl Türkiye’de çalıştım. Pandemi döneminde yoğun bakımda görevdeydim. Pandemi ve sonrasında olanlar, şehir hastanelerinin açılmasıyla üniversite hastanelerinin girdiği ekonomik dar boğaz, hastanelerin imkansızlıkları ve bunun bir şekilde sağlık çalışanlarının üstüne yıkılması beni çok yıpratmıştı. Yeni çalışmaya başlamış bir hekim olarak direkt pandemiyle karşılaşınca çok kötü bir dönemden geçtik. Sonrasında sağlık çalışanlarına karşı nefretin artması... Şubat ayında yaşanan deprem...Deprem dönemindeki ayrımcılık... O hava beni çok yıldırdı. Motivasyonumu kırdı. O şekilde buraya gelmeye karar verdim.”

'TÜRKİYE'DE OLANIN İKİ KATI'

Ailesinin Türkiye’de kaldığını kaydeden Usta, “Buradayken onlarla görüşmemde kolaylaşma oldu. Ailem Giresun’da. Türkiye’de asistan hekim olarak 3 hafta yıllık iznim vardı. En iyi ihtimalle ailemi 1 yılda 1 hafta görebiliyordum.  Ama burada 6 hafta yıllık iznim var. Türkiye’dekinin 2 katı. O yüzden ailemi çok daha rahat görüyorum” dedi. İş yerindeki stresinin Almanya’da yüzde 80-90 azaldığını kaydeden Usta, “Burada çarpışık bir alt-üst ilişkisi yok. Meslekten gelen ekstra mesaiye yönelik ‘Doktor kolay olunmaz, fedakârlık yapacaksın’ şeklinde bir bakış açısı yok” ifadelerini kullandı. Usta, “Türkiye’de asistan hekim olarak giriş saatiniz bellidir, çıkış saatiniz belli değildir. İş çıkışında bir plan yapamazsınız. Bunun da hiçbir maddi karşılığı yok. Kendi boş zamanımı planlayamadıktan sonra çalışmamın çok bir anlamı yokmuş gibi hissetmeye başlamıştım son zamanlarda” diye konuştu.

'24 SAATİN ÜSTÜNDE NÖBET YOK'

Almanya’daki nöbet sistemini anlatan Usta, “Burada nöbet sisteminde en fazla 24 saat çalışabiliyorsunuz ve Almanya’da bu süre çok bulunuyor. Bu değiştirilmeye çalışılıyor. Birçok klinikte düşmeye başladı” değerlendirmesinde bulundu. Usta, “Eleman eksiği olmasına rağmen birçok klinikte o günün nöbetçisi öğleden sonra 2 gibi geliyor işe... ‘Gece nöbetçisi öğleden önce dinlensin’ diye düşünülüyor. Benim şu an çalıştığım klinikte 24 saat nöbet tutuyorlar. Ama beni zorlamıyor. Daha yoğun bir nöbet çalışma şartlarından geldiğim için...” dedi. Türkiye’de anestezistlere “nöbet ertesi izin zorunluluğu” gelmesine karşın birçok meslektaşının 36 saat mesai yaptığına işaret eden Usta, “Ölen hekim arkadaşlarımız olmasına rağmen, bu kliniklerin CİMER üzerinden bakanlıklara şikayet edilmesine rağmen, Resmi Gazete’de ‘24 saat çalıştırılan hekimin dinlendirilmesi zorunludur’ şeklinde yazılmasına rağmen klinikler bunu uygulamıyor Türkiye’de. Şikayet ediliyor ama sonuç yok” ifadelerini kullandı. 

'AMELİYATHANE KAPANIR'

Usta, “Burada nöbet ertesi çalıştırılmak tartışılabilir bir konu bile değil. Türkiye’de eleman eksiği olduğunda çalışan kişiler, eksik kişinin yerini doldurmaya çalışır. Bir kişi 2 kişilik iş yapmaya çalışır. Burada eleman yoksa, “Bugün çalışacak elemanımız yok. Ameliyat yapılamaz” denilir ve  ameliyathane kapanır. Askıya alırlar” diye konuştu. Bir hastaya en az yarım saat ayırdığını kaydeden Usta, “Ona göre planlanıp ona göre randevu veriliyor. Polikliniklerdeki arkadaşlarıma baktığımda da 20’nin üstüne çıkmıyor günde baktıkları hasta sayısı. Türkiye’deki 100’lere,150’lere burada çalışanlar inanmıyorlar. ‘Mümkün değil’ diyorlar. Siz 2 dakikada alınan sağlık hizmetinden sonuç alabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

'IRKÇILIKLA KARŞILAŞMADIM'

Usta, “Sağlıkta şiddet burada asla yok. Ben böyle bir şeyden bahsettiğim zaman anlayamıyorlar. Buradaki çalışanlara ‘Bizim meslektaşlarımız öldürüyorlar Türkiye’de. Geçenlerde bir hekim arkadaşımızı silahla poliklinikte vurdular. Böyle yüzlerce örnek var’ dememiz, ‘Biz mızrakla avlanıp, etini yiyoruz’ demekle eş değer onlar için. Karşılığı yok onlarda. ‘Yok artık, saçmalama’ diye tepki veriyorlar” dedi.Türkiye’den Almanya’ya göçen sağlıkçılara “ayrımcılık” yapıldığına ilişkin iddialara da yanıt veren Usta, “Almanya’nın neresinde çalıştığınıza bağlı. Ben liberal seçmenlerin fazla olduğu, daha göçe açık bir bölgesinde çalışıyorum. Tam tersi ben kendi meslektaşlarımdan ‘Sizin gibi iyi yetişmiş hekimlerin buraya geliyor olması bizi çok mutlu ediyor’ şeklinde geri bildirimler aldım. Irkçı bir tavırla karşılaşmadım” değerlendirmesinde bulundu.

'VERİLERİN KORUNMASINDA TİTİZLER'

Usta, “Türkiye’deki çalışma sistemimizden çok farklı olarak burada dökümantasyon ve resmi evrak işi, kişisel verilerin korunması konusunda titizlik var. Türkiye’de bir doktorun telefonu, hastaların sonuçlarıyla fotoğraflarıyla doludur. Burada öyle bir şey mümkün değil. Birçok meslektaşım mesai sırasında cep telefonunu çıkarmıyor bile. Hatta bizim hastanede bir grup hemşire mesaide özçekim yapıyorlar. Arkadaki bilgisayarda bir hastanın sadece ismi açık. O hastanın, o hastanede yattığını belli ettiği için sosyal medyada sözleşmesini feshettiler” dedi. 

'YARATILMAYA ÇALIŞILAN BİR ALGI'

Bakan Koca’nın göç eden sağlıkçılara yönelik yaptığı para sayma işaretini anımsatan Usta, “Doktorların para için geldiğini çok vurguluyor. Türkiyede bir özel hastanede anestezi uzmanı olarak çalışıyor olsam, buradaki kazandığımdan daha fazla kazanabilirim. Daha fazla kazanacağım için şu an Türkiye’deki bir hastanede çalışmak istemem. İnsanlar 2 kat maaş verilse huzursuz bir ortamda çalışmak istemez. Kesinlikle benim için huzurum çok daha önemli. Para bir şekilde kazanılıyor” ifadelerini kullandı. Bakan Koca’nın “doktorların geri döndüğü” yönündeki iddialarına yönelik konuşan Usta, “İllaki özel nedenlerle dönen doktorlar vardı. Ama ben çevremdeki doktor arkadaşlarımdan hiç geri dönen duymadım. Tam tersine Türkiye’den her geçen gün daha fazla insan geliyor” dedi. Usta, “Evrak toplama sürecinde valilik personeli bile ‘Sen orada 3 kuruşa geçinebilecek misin’ diyordu. Bana kalırsa bu yaratılmaya çalışılan bir algı” ifadelerini kullandı. 

'AİLE HEKİMLİĞİ İYİ İŞLİYOR'

Almanya’daki sağlık sistemini anlatan Usta, “Burada aile hekimliği sistemi çok iyi işliyor. İnsanlar, sağlık sorunlarının yüzde 80’ini aile hekimliklerinde gideriyorlar. Eğer gerçekten bir hastaneye ihtiyaçları varsa aile hekimleri tarafından sevk ediliyorlar” diye konuştu. Usta, “‘Boğazım ağrıyor, ateşim çıktı’ diyen bir hasta bulamazsınız hastane koridorunda. Türkiye’de mesai saati dışında hastanenin koridoru, buranın mesai saatinden daha kalabalıktır. Sadece randevusu olan insanlar geliyor” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’deki açık randevu sistemini eleştiren Usta, “Şu an siz sadece canınız sıkıldığı için, kendinize tanı koyduğunuz için randevu sisteminden bir yandal uzmanından randevu alabilirsiniz. İnsanlar bu yüzden gerçekten ihtiyaçları olduğunda randevu bulamıyorlar” dedi. Usta, “Burada da kişi başına düşen doktor sayısı belki bizden fazladır ama randevular hastalar için insani sürelerde planlandığından bir sağlık personeli eksiği hâlâ var. O yüzden hastalar ameliyat için uzun süre bekleyebiliyor” ifadelerini kullandı.