CHP’den sağlık çalıştayı: Sağlıkta gemi karaya oturdu

CHP, dün Ankara Zübeyde Hanım Sosyal Tesisi’nde “Birinci Basamak ve Koruyucu Sağlık Hizmetleri Çalıştayı” gerçekleştirdi. Çalıştayda sağlıkta birinci basamağın örgütlenmesi, finansmanı, hizmet sunumu, toplum ruh sağlığı, koruyucu sağlık hizmetleri ile ağız ve diş sağlığı konuşuldu.

Merve Kılıç

Çalıştaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap ile MK üyeleri, Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Mine Coşkun, CHP Sağlık Alanından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz’ın yanı sıra çok sayıda genel başkan yardımcıları, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Türk Eczacılar Birliği Başkanı Arman Üney, Türk Veteriner Hekimleri Birliği Prof. Dr. Murat Arslan, tabip odaları başkanları ile hekim sendikalarından temsilcileri katıldı.

Çalıştayın açılışını yapan Şahbaz, “Paran kadar sağlık değil, her vatandaş için eşit, nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti üzerinden tanımlanan sağlık sistemini hep birlikte kuracağız” dedi. CHP lideri Özel de konuşmasında sağlık alanında geminin tam anlamıyla karaya oturduğunu kaydetti. Özel, “İktidar olduğumuzda Türkiye’nin sağlık politikalarını bu salonun ortak aklı yönetecek. Bu sorunlar kökünden çözülecektir. Hastaneler milletin, hizmet etme görevi devletin, onuru ile yaşama hakkı da bu milletindir” ifadelerini kullandı.

'ÜCRETSIZ SAĞLIĞIN VASFI KALMADI'

31 Mart yerel seçimlerinden bu yana taşıdıkları sorumluluğun daha da arttığını kaydeden Özel, "Seçimlerde, hükümetin bugüne kadar girdikleri tüm seçimlerden birinci parti olarak çıkmanın verdiği özgüvenle, ücretsiz sağlık hizmetlerinin neredeyse kimse için hiçbir vasfının kalmadığı bir süreçte bir dokunulmazlığı vardı. ‘Eğer vatandaş memnun olmasa bu kadar çok oy verir mi? Bizi birinci parti yapar mı?’ diyorlardı" ifadelerini kullandı. Özel, "Sağlık alanı, bu alanda aslında en derin hataların yapıldığı ama ilk başta daha önce hepimizin kabul ettiği, eleştirdiği, düzeltilmesi gereken yapısal ve yıkıcı sorunların üzerine gelmiş görece iyileşme döneminden dolayı kamuoyu anketlerinde sağlık hizmetlerinin diğer hizmetlere göre memnuniyetinin daha yüksek olduğu bir süreci; maalesef sağlığı ticarileştirmek, sağlık hizmetlerini artık sınıfsal mesele haline getirmek için fırsata çevirdiler. O alanı dokunulmaz gördüler. Bu konuda yanlışları, eksikleri söyleyen kim varsa kamuoyu önünde mahkum edilmeye çalışıldı" dedi. 

'PARASI OLMAYAN TEDAVİYE ERİŞEMİYOR'

Sağlık alanında geminin tam anlamıyla karaya oturduğunu kaydeden Özel, "‘Ne yaşandı?’ derseniz. Bir kelimeyle, bir cümleyle söylemek gerekirse, bu salon haklı çıktı. Bu salon yıllardır ne dediyse, bugün sahada o yaşanıyor" ifadelerini kullandı.  Özel, "Örneğin konumuz birinci derece sağlık hizmetleri, aile hekimliği sistemi. İlk başta TTB aile hekimliği sistemine temelden itiraz ederken birileri doktorlara diyorlardı ki, ‘Daha iyi şartlarda çalışacaksınız, kendi işinizin sahibi olacaksınız, hem patron olacaksınız, hem sağlık emekçisi olmaya devam edeceksiniz. Vatandaş mutlu olacak.’ En temelindeki itirazlar duyulmaz, görülmez oldu" diye konuştu. Özel, "Randevu sürelerinin uzadığı, randevuların alınamadığı, hastaların telefon başında sinir krizleri geçirdiği, hastaneye gidince tartıştıkları, kavga ettikleri ve boşu boşuna kaynakların, zamanın israf edildiği bir sürecin içindeyiz. Herkes her yere başvurabilecek diye bir övünçle başladı mesele. Bugün herkes her yere başvurabildiği için hiç kimse, parası yoksa tedaviye erişilmez bir hale geldi" değerlendirmesinde bulundu.

'HASTANELER MİLLETİNDİR'

Uzun zamandır ağır bir ekonomik krizin içinde olunduğunu ancak istemeyen iktidarla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Özel, "Bu ekonomik kriz, özellikle eğitim ve sağlık hizmetlerine yansıyan sosyal krize dönüşmüş durumda" dedi. Özel, "Hiçbir konuda işini ciddiye almayan ve artık bugünkü süreci, ‘Bakalım, bugünler de geçecek, bu krizi atlatacağımıza inanırsak her sorunun çözüleceğine inanacaklar’ diyen iktidarın boş vermişliği, sağlığı doğrudan tehdit etmektedir" tepkisini gösterdi. Özel, "Biz geçtiğimiz günlerde tüzüğümüzü demokratikleştirerek, partiyi nasıl yöneteceğimizde tam bir mutabakat sağladık. Sekiz ay sonra ülkeyi nasıl yöneteceğimizde tam bir mutabakat sağlayıp ondan sonra seçimlere gitmeye, iktidarı devralmaya hazırlanıyoruz. İktidar olduğumuzda Türkiye’nin sağlık politikalarını bu salonun ortak aklı yönetecek" ifadelerini kullandı. Özel, "Gerçek anlamda halkın iktidarı kurulduğunda bu sorunlar kökünden çözülecektir. Hastaneler milletin, hizmet etme görevi devletin, onuru ile yaşama hakkı da bu milletindir” ifadelerini kullandı. 

'ÜLKEMIZ BİLİMLE İDARE EDİLMİYOR'

Birinci basmak sağlık hizmetleri güçlü olmadığı sürece sağlık alanında yaşanan sorunların çözülemeyeceğinin altını çizem Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Alpay Azap, "Tüm dünyada sağlıkta başarı elde edilmiş ülkeler, sağlığa ayırdıkları parayla değil, aslında birinci basamak sağlık hizmetlerine verdikleri değer ve önemle öne çıkmış ülkeler. Bilim bize bunu söylüyor ve bilimsel ortamda açıkçası bununla ilgili hiçbir tartışma yok. Ama hepimiz yaşıyoruz, malesef ülkemiz akıl ve bilimle idare edilmiyor" dedi. Azap, "Şöyle bir örnek vereyim. Sağlık Bakanlığı'nın 2024-2028 Stratejik Planı'nda bir risk analizi yapılmış ve bu risk analizine göre 2-5 yıl içerisinde Türkiye'de yeni bir pandemi olabilir, göç büyük bir sorun yaratabilir, savaş olabilir ve  deprem gibi büyük bir afet olabilir. Ama bu plana baktığımızda bu risklere karşı sağlık sistemini güçlü tutmanın tek yolu olan birinci basamağı güçlendirmesine dair çok ama çok az şey görüyoruz" ifadelerini kullandı. Sağlık alanının tam bir sorunlar yumağına dönüştüğünü söyleyen Azap, "Nereye elinizi atsanız çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız ve halkın sağlığı giderek kötüye gidiyor. Bunun en önemli nedeni Sağlıkta Dönüşüm programı" diye konuştu.

'9 MILYON KİŞİYE HİZMET VERİLEMEYECEK'

Azap, "Plan, hizmetleri birleştirmeyi esas almıştı. SSK hastaneleri kapatıldı. Sosyal güvenlik tek çatı altında toplanacaktı. Her ne kadar gün borcu olanlara her yıl uzatmayla sağlık hizmeti veriliyor olsa da geçen hafta içerisinde tam 9 milyon 'gün borcu' olan kişiye 'Gün borcunuzu ödemezseniz sağlık hizmetine ulaşamayacaksınız diye kısa mesaj geldi" açıkşamasını yaptı. Türkiye'nin gayri safi yurt içi hasıladan sağlık harcaması oranının OECD ülkeleri arasındaki en düşük ülke olsuğuna dikkat çeken Azap, "Bu sağlığın ne kadar piyasalaştığı ve önemli ölçüde vatandaşların cebinden daha fazla para çıktığının göstergesi" dedi. Azap, "Kalite çok arttı mı derseniz, maalesef kalite de artmadı. Sağlıkta Dönüşüm Programı zaten kaliteye hiç önem vermeyen bir program. Yani kısaca sayan ama saygı duymayan, değer vermeyen bir program olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı. Hekime başvuru sayısının kişi başına 11.3 olduğunun altını çizen Azap, "Bu bir ölçü kaynağı değildir. Çok büyük bir üzüntü kaynağıdır. Vatandaşlarımızı sağlıklı tutamıyorsunuz demek ki bu kadar çok sağlık başvurusu yapmak zorunda kaldılar" dedi.

'SEVK ZiNCİRİ HAYATA GEÇİRİLMELİ'

CHP Bursa Milletvekili Halk Sağlığı Profesörü Dr. Kayıhan Pala, CHP’nin birinci basmağa nasıl baktığını anlattı. Pala, “Birinci basmağa gelirken adım adım sağlığı nelerin belirlediğine bakmak gerekir. Birçok şey var ancak en temel kriter kişinin dünyaya gözünü açtığı sosyal sınıftır. Klinik bakımın sağlığın belirleyicileri içerisindeki oranı yüzde 20’dir. Birinci basmakta erken dönemde hastalıkların önlenmesi, rehabilitasyon, palyatif bakıma kadar giden ve toplumun tamamını kapsayan bir sağlık anlayışıdır. Neoliberal sağlık reformları sağlığın hak olmaktan çıkartılması kavramını karşımıza getirdi” dedi. Belli temel değerler üzerine kamucu ve herkese eşit, ücretsiz ve nitelikli sağlığın sunulmasının önemlidir diyerek devam eden Pala, “Birinci, ikinci ve üçüncü basmaklı bir sevk zincirinin hayata geçirilmesini istiyoruz” dedi. Toplumun giderek yaşlandığını ifade eden Pala, yaşlıların sağlıklarını izleyen bir politikaya da ihtiyaç olduğunu söyledi. Okul sağlığı hizmetlerini birinci basamağın bir parçası olarak gördüklerini kaydeden Pala, bir sorunu etken saptamak açısından, okul çağı çocuklarının kapsamlı sağlık taramalarından geçirilmesinin önemli olduğunu söyledi. İlk yarısında konuşmaların yer verildiği çalıştay atölyelerle devam edecek.