Bel fıtığı hakkında doğru sanılan 9 yanlış bilgi
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, bel fıtığı hakkında toplumda doğru sanılan 9 hatalı bilgiyi anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
cumhuriyet.com.trBel ağrıları toplumumuzda her 10 kişiden 8’inin hayatında en az bir kez yaşadığı ciddi sağlık sorunları arasında yer alıyor. Her ağrı ‘fıtık’ anlamına gelmiyor, ancak bel ağrılarının sık nedenlerinden biri, omurlar arasındaki disklerde fıtıklaşma oluyor. Yaşam kalitesini oldukça düşürebilen bel fıtığı genellikle 30-50 yaş aralığında görülse de, günümüzde gelişen teknoloji nedeniyle daha durağan bir yaşam sürülmesi ve obezite sorununun giderek yaygınlaşması, bu hastalığın artık 20’li yaşlardaki gençlerin de sorunu haline gelmesine neden oluyor.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Murat Hamit Aytar, bel fıtığında erken tanı ile tedavinin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Ancak toplumda doğru sanılan bazı hatalı bilgiler ve bu doğrultuda hareket edilmesi zaman kaybına neden oluyor, bunun sonucunda tedaviden etkin sonuç alınmasını önleyebiliyor. Daha kötüsü kas gücünde azalma, ilerleyen zamanda ise felç gibi ciddi sorunlara bile neden olabiliyor. Dolayısıyla bel fıtığıyla ilgili doğru bilgi sahibi olmak ve bu doğrultuda korunma yöntemlerini uygulamak, fıtık sorunu başlamışsa gerekli tedavi planı için hekime ulaşmak büyük önem taşıyor” diyor.
Aytar'ın açıklamaları şöyle:
YANLIŞ: YERDE YATMAK BEL AĞRISINA İYİ GELİR.
DOĞRUSU: Toplumdaki yaygın inanışın aksine, belimizi korumak, destek almak ve dinlendirmek için yerde yatmak doğru değil. Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, “Omurganın hafif şeklini alan ama çökmeyen orta sertlikteki yataklar, yani tam ortopedik veya yoğun içerikli visco grubu yataklar en ideal yatak olarak görülüyor” diyerek şöyle devam ediyor: “Çok sert veya çok yumuşak yataklar uygun olmayıp, yerde yatmak kötü bir tecrübedir. Sizi belde tutukluk ve daha çok ağrı ile kalkar hale getirecektir.”
YANLIŞ: SÜREKLİ KORSE-KUŞAK TAKMAK BELE FAYDALIDIR.
DOĞRUSU: Sert veya yumuşak korsenin akut ağrıların olduğu erken dönemde, 1-2 hafta gibi kısa süreyle kullanımı fayda sağlıyor. “Korse beli destekliyor, ters hareketlerden kısmen de olsa koruyor, sıcak tutuyor, soruna karşı farkındalık da yaratıyor” bilgisini veren Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, ancak uzun süre düzenli kullanımın merkez bölge kaslarında tembelliğe ve güçten düşüşe yol açarak asıl istenen amacın tam tersine etki yapacağı uyarısında bulunuyor.
YANLIŞ: BEL FITIĞININ TEK TEDAVİSİ AMELİYATTIR.
DOĞRUSU: Toplumdaki yaygın inanışın aksine, tedavi planlamasında ilk seçenek konservatif, yani ameliyat dışı tedaviler oluyor. Sorunlu disk konservatif tedavi yöntemleriyle tamamen eski sağlıklı haline dönmese de hasta bu tedavilerle ömür boyu ağrısız bir yaşam sürebiliyor. İstirahat, korse, ilaç tedavisi ile başlanıp gereğinde fizik tedavi programları, bele lokal enjeksiyon tedavileri de uygulanıyor. Bel fıtığı sorunlarının yüzde 90’ında konservatif tedaviden oldukça başarılı sonuçlar alındığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, ”Ameliyat diğer tedavilerden fayda görmeyen ve artan şikayetleri olan hastaların son ama en etkin tedavi seçeneği olmakla birlikte çok şiddetli, tedaviye cevap vermeyen ve bacaklara yayılan ağrılar, nörolojik muayenede kayıplar ile idrar tutamama veya kaçırma gibi durumlarda ise ilk tedavi seçeneği haline geliyor” diye konuşuyor.
YANLIŞ: AMELİYAT DIŞI YÖNTEMLER FITIĞI KALICI OLARAK İYİLEŞTİRİR.
DOĞRUSU: Bel kemikleri arasındaki disklerde, eklemlerde ve kemik yüzeylerinde oluşan yıpranmalar uzun zamana yayılabilen ciddi süreçler olup, tamamen eski hallerine dönmüyorlar. Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, “İstirahat, ilaç ve korse gibi ameliyat dışındaki tedavilerle bu bölgeler daha iyi, yük kaldırır, sorun yaratmaz ve şikâyete neden olmaz hale geliyorlar. Özellikle sinir dokulara olan basılar azalıyor veya kayboluyor, bu sayede ciddi rahatlama sağlanıyor” bilgisini veren Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, “Ancak ameliyat sorun yaratan dokuları ortadan net olarak kaldıran yöntem iken konservatif tedaviler ılımlı, kısmi fayda ile kesin çözüm sunmayıp omurganın iyileşmesine katkı sağlıyorlar” diyor.
YANLIŞ: SÜLÜK, HACAMAT, KUPA ÇEKME GİBİ YÖNTEMLER ETKİLİ TEDAVİ YÖNTEMLERİDİR.
DOĞRUSU: Sülük, hacamat ve kupa çekme gibi yöntemler ciddi bir tedavi seçeneği olmayıp belin kendi kendini iyileştirme mekanizmalarına kısmen hizmet eden, bir nevi basit konservatif teknikler arasında yer alıyor. Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, “Bel fıtığı deriden çok derinde, birçok anatomik koruyucu yapıyla örtülü ve omurlar arasındaki disklerde gelişiyor. Dolayısıyla bu tür cilt ve cilt atını etkileyebilecek yöntemlerin o derinliğe ulaşıp tedavi sağlaması beklenmemelidir” diyor.
YANLIŞ: AMELİYAT BEL FITIĞINI KALICI OLARAK İYİLEŞTİRİR.
DOĞRUSU: Yine yaygın inanışın aksine ameliyat bel fıtığını kalıcı olarak iyileştirmiyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, ameliyatın en etkili, en hızlı ve faydanın en net sağlandığı tedavi yöntemi olsa da bel fıtığında kalıcı iyileşme sağlamadığına işaret ederek, “Ameliyat yırtılmış, patlamış ve sinir dokuları ezip bası yaratan disk parçalarının ortadan kalkmasına, sinirleri daraltan kanal yapılarının genişletilerek rahatlatılmasına net fayda sağlıyor. Ancak dejenere bozuk disk eklem yapı yine yerinde kalıyor ve bu nedenle koruma, kilo kontrolü, egzersiz gerekirse fizik tedavi – rehabilitasyon yöntemleri kalıcı, uzun dönem fayda için elzemdir. Dolayısıyla ameliyat fıtık sorunuyla mücadelede ilk raundu bize hızla kazandırıyor ama net kalıcı fayda için tüm koruma ve tedavilerin de yapılması büyük önem taşıyor” diye konuşuyor.
YANLIŞ: BEL FITIĞI AMELİYAT SONRASI HEP NÜKS EDER.
DOĞRUSU: Bel fıtığı ameliyatlarında başarı oranı yüzde 90’lar gibi çok yüksek oranda görülüyor. Tekrarlama ihtimali ise ameliyatın yeterliliğine (örneğin; bel kayması da var ise sadece fıtık temizlemekle ilgili ameliyat yeterli olmayabiliyor), omurga yapısına ve disk, eklem, bağ ile kas dokularının yeterliliğine ve kişinin kendini koruma kapasitesine göre değişmekle birlikte, bu risk yüzde 5-10 gibi düşük bir oranda seyrediyor. Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, “Tabi ki doğru hastada doğru seçilmiş ameliyat yöntemi çok önemlidir. Mikroskop eşliğinde yapılan mikrodiskektomi ameliyatı ya da endoskopik diskektomi, yani kapalı kamera sistemiyle girilerek gerçekleştirilen ameliyatlarda işlemler çok küçük bir alanda gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla eklem, kemik, kas dokuları ve disk kapsülü gibi sağlıklı yapılarda minimum hasar oluşturup, güvenle uygulanıyor” diyor. Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, belimize yapılan ameliyat ne kadar minimal invaziv, bir başka deyişle sağlıklı dokulara en az zarar verecek, en kontrollü yöntem ise toparlama ve iyileşme süresinin de o kadar kısa sürede gerçekleşeceğini belirterek, “Hastaların fazla kiloları varsa bu yükten kurtulmaları ve zamanı geldiğinde uygun egzersizlerle güçlü bir omurga sağlamaları bel fıtığı nüksünü minimum seviyelere indiriyor, hatta hastaların büyük çoğunluğunda hiç tekrarlamıyor” diyor.
YANLIŞ: BEL FITIĞI GENETİKTİR.
DOĞRUSU: Bel fıtığı genetik bir hastalık değildir. Ancak omurganızın yapısı, disk kalitesi, eklem yapılarınızın gücü, bağ doku çatınız ve vücut kitle indeksiniz genetik olabilir. “Bunlar bele ait sorunları kolaylaştıran faktörler olarak genetik yatkınlık nedeni olabilirler” diyen Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bel fıtığı sorunu ise multifaktöriyeldir, yani genetik ve sonradan çevresel birçok etkenden neden alır. Ailenizde bel ile omurga sorunları sık görülüyorsa bu daha dikkatli olmanız ve koruma önerilere uymanızın daha da önemli olduğu anlamına gelir.”
YANLIŞ: BEL FITIĞI AMELİYATLARI CİNSEL FONKSİYON KAYBI YAPAR.
DOĞRUSU: Sanılanın aksine ameliyat değil, asıl omurilik kanalına ciddi bası etkisi yapan fıtık sorunları cinsel fonksiyon kusurları ve idrar kaçırma gibi sorunlara yol açıyor. Dr. Öğretim Üyesi Murat Hamit Aytar, “Tabi ki hatalı ameliyat sinir yapılarına zarar verirse böyle bir risk oluşur ama bu cerrahi tedavinin normal seyri değil, olması asla istenmeyen ve beklenmeyen bir komplikasyon olarak karşımıza çıkabilir” diyor.