Ankara Tabip Odası, bakan değişimini değerlendirdi: ‘Bakan Koca’yı iyi bilmezdik’

Ankara Tabip Odası’ndan Fahrettin Koca’nın Sağlık Bakanlığı koltuğunu Kemal Memişoğlu’na devretmesine ilişkin yapılan açıklamada “Sağlık hizmetlerini piyasalaştırarak, sağlık sisteminde enkaz yaratarak görevden ayrılan Sayın Koca’nın bakanlık dönemini ne yazık ki iyi bilmezdik" denildi.

ANKARA / Cumhuriyet

Ankara Tabip Odası, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın koltuğunu Kemal Memişoğlu’na devretmesine ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı. Odadan yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

 “Fahrettin Koca dönemi, pek çok açıdan Türkiye sağlık sistemi açısından değişikliklere ve dönüşümlere sahne olmuştur. Sayın Koca, kendisinden önceki sağlık bakanlarının yaptığı gibi, Dünya Bankası tarafından hazırlanan Sağlıkta Dönüşüm Programının tüm bileşenlerini sürdürerek, kamusal sağlık sistemini özel sektör mantığında idare eden anlayışı takip etmiş, sağlık alanında neoliberal politika setlerini hayata geçirmiştir. Sayın Koca dönemini iyi anmak isterdik ancak gerek göreve geliş süreci, gerekse görev süresi boyunca sağlık sistemimizdeki yapısal sorunları çözmekten yana bir anlayış yerine, yeni sorunlara yol açan politikalarda ısrarcı olmuştur. Bu durum sadece Fahrettin Koca’nın şahsiyetiyle sınırlandırılamaz; kendisi, bir zincir hastane sahibi olarak, ulusal ve uluslararası sağlık sermayesinin temsilcisi olarak göreve getirilmiştir.” 

Koca’nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Sağlık Bakanı lduğu anımsatılan açıklamada “Sayın Koca, kamu politikalarını doğrudan patronların belirlediği ilk başkanlık kabinesinde görev almıştır. Türkiye’nin en büyük zincir hastanelerinden birinin yönetim kurulunda yer alan Sayın Koca, kamusal sağlık sisteminin dümenine geçirilmiştir. Ne yazık ki, gemi karaya oturmuştur” denildi. 

‘NÜFUZUNU HASTANESİNE KULLANDI'

Açıklamada Koca’nın yanlış sağlık politikaları şöyle sıralandı:

  • Sayın Koca, ülkemizi ve hekimlik camiasını sarsan COVID-19 Pandemisinden 6 Şubat Depremlerine, sağlık alanında krizlerin yoğunlaştığı günlerde sağlık çalışanlarının ve halk sağlığından yana tutum alan, mesleki birikim ve deneyimiyle görev almak isteyen TTB ve Tabip Odalarının uyarılarını dinlememiş, bizlerle görüşmekten kaçınmıştır.
  •  Hekim, hemşire, ebe, teknisyen, paramedik, hastane işçisi, 522 sağlık çalışanını COVID-19 sebebiyle yitirmişken, TTB ve Tabip Odalarının ısrarla sürdürdüğü ‘COVID-19 illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalıdır’ mücadelesine kayıtsız kalmıştır.
  • COVID-19 Pandemisiyle mücadelede hayati öneme sahip unsurlardan birisi olan, doğru ve şeffaf veri akışını gerçekleştirememiştir. 
  • Sağlıkta şiddet karşısında pasifist bir yönetim performansı sergilemiştir. 
  • Asistan hekimlerin ağır iş yükü, çalışma koşulları, eğitim ve nöbet sorunlarına ilgisiz kalmıştır.
  • Görevi boyunca halkın kamu sağlık hizmetlerinden memnuniyet verileri düşüş göstermiştir. 
  • Açlık sınırının altında maaşla geçinmek zorunda kalan emekli hekimlerin durumunun iyileştirilmesi hususunda hiçbir yapıcı adım atmamıştır.
  • Şehir Hastaneleri için devlet hastanelerinin kapatılmasına ses çıkarmazken, kurucusu olduğu Medipol Hastanesi’ni destek kapsamına dâhil ederek 4 yılda 5.9 milyon liralık teşvik almasını sağlamıştır. Ayrıca Medipol Hastanesi, 18 Nisan 2023 tarihinde toplam 4 milyar 834 milyon 799 bin TL yatırım teşviki almıştır. Teşvikler arasında gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, iki yıllık sigorta primi işveren hissesi, yüzde 50 vergi indirimi de yer almaktadır.
  • Sayın Koca, başka konularda kullanmadığı kamusal nüfuzunu kendi hastanesi için kullanmıştır. 2019 yılında kurucusu olduğu Ankara Medipol Üniversitesi’ne 50 bin metrekarelik Ankara Tren Garı alanını tahsis ettirmiştir. TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi’nin, Medipol’e tahsis edilen arazinin imar planı değişikliğine ilişkin davasında bilirkişi raporu usulsüzlüğü gözler önüne sermiştir.
  • Aile hekimleri ve aile sağlığı merkezi çalışanlarının taleplerini uzaktan izlemekle yetinmiştir.
  • Hem sağlık hizmeti organizasyon yapısında sorunlara yol açan, hem de kamu bütçesinde kara deliğe neden olan ‘şehir hastaneleri’ projelerini durdurmamış, devam ettirmiştir.
  • Hekimlik mesleğinin onurunu ve meslektaşlarının haklarını savunması gerekirken, ‘Giderlerse gitsinler’ sözü karşısında sessiz kalmıştır.

‘TEDAVİ EDİCİ DEĞİL, KORUYUCU SAĞLIK'

  • Yalnızca bakanın değil, sağlık sisteminin de değişmesi gerektiği vurgulanaün açıklamada sağlık sistemi için şu öneriler sıralandı:
  •  Şiddetten arındırılmış çalışma ortamları yaratılmalıdır.
  • Sağlık çalışanlarının başta yemek, dinlenme, kreş ihtiyaçları olmak üzere çalışma koşulları düzenlenmeli ve iyileştirilmelidir. Yoğun ve yorucu çalışma ile nöbetlerin yarattığı olumsuzluk bir an önce giderilmelidir
  •   Çalışırken alınan ücretlerin emekliliğe yansıdığı tek kalemde maaş uygulanmalıdır.
  •    Aile sağlığı merkezlerinde çalışanlar başta olmak üzere alınan vergi yüzde 15’i geçmemelidir.
  •   150 milyon başvurunun gerçekleştiği acil servisler, acil hizmetleri sekteye uğratan poliklinik hizmetlerinden (yeşil alan) arındırılmalıdır.
  •   Hekimlerin muayene sayı ve süresini kendisinin ayarlayacağı (mahkeme kararıyla da onaylanan) bir sisteme geçilmelidir.
  •   Sağlığa tedavi edici değil, sağlığı koruyucu bir gözle bakılmalı.