Aile hekimleri iş bıraktı: 'Hizmetler ücretli olma yolunda hızla ilerliyor'
Aile hekimliği çalışanları, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan performansa dayalı yeni "Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği”nin geri çekilmesi talebiyle 5 günlük iş bırakma eylemine bugün başladı. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelen sağlık çalışanları, “Yapılan düzenlemelerin hiçbiri halk ve hizmet sunan emekçiler açısından kalıcı çözüm getirmiyor. Aile sağlığı merkezlerindeki sağlık hizmetleri ücretli olma yolunda hızla ilerliyor” dedi.
ANKAAile hekimliği çalışanları, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan performansa dayalı yeni "Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği”nin geri çekilmesi için iş bırakma eylemine başladı. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelen sağlık çalışanları, yönetmeliğin bilimsel temellerden uzak olduğunu ve muayene sayısına dayalı teşvikin koruyucu sağlık hizmetlerinin amacına aykırı olduğunu söylediler.
Sağlık çalışanları adına ortak basın açıklamasını Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, Birlik Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, İzmir Sağlık Çalışanları adına hemşire Bergen Şenal ve Genel Sağlık-İş Sendikası üyesi Hemşire Derya Pekel yaptı.
Birinci basamak sağlık hizmetlerinde yapılan düzenlemelerin mevcut sorunları çözmediğini belirten AHESEN Genel Başkanı Kandemir, şunları söyledi:
“Yapılan düzenlemelerin hiçbiri halk ve hizmet sunan emekçiler açısından kalıcı çözüm getirmiyor. Aile sağlığı merkezlerindeki sağlık hizmetleri ücretli olma yolunda hızla ilerliyor. Bizler 1. basamakta her gün emek veren hekimler, sağlık çalışanları ve onların örgütleri olarak halkın sağlık hakkına erişimini engelleyen, hekimlerin mesleki özerkliğini yok eden ve sağlık emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldıran bu yönetmeliğin geri çekilmesini beklerken, TBMM’ye 25 Kasım 2024 günü bir kanun teklifi sunuldu. 28 Kasım’da komisyonda görüşülerek değişiklik yapılmaksızın Genel Kurula sevk edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun 5. maddesi ve 5510 sayılı kanunun 68. maddesinde değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişiklikler TBMM’de yasalaşacak olursa birinci basamak sağlık hizmetleri piyasa dinamiklerine tam olarak teslim edilecektir.”
''RAPORUMU VERMEK ZORUNDASIN' DİYEN HASTALARLA KARŞI KARŞIYA GETİRDİ
Birlik Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Mengücük, düzenlemenin sağlık çalışanlarıyla vatandaşları karşı karşıya getireceğinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:
“TBMM’ye sunulan yasa teklifi ile etkili ve güvenilir olduklarına ilişkin henüz yeterli bilimsel veriler bulunmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamaları aile hekimleri birimlerinde mesai dışında paralı olarak gerçekleştirilebilecek. Nitelikli ve görece daha yüksek maliyetli sağlık hizmetine erişim olanağı olmayan hasta grubunun, etkililiği belirsiz bu yöntemlere kamu eliyle yönlendirilmeleri, toplum sağlığına zarar verebilecek bu uygulamalara duyulan güveni yersiz bir biçimde artıracağı gibi sosyal devlet ilkesine ve devletin sağlık hakkını koruma yükümlülüğüne aykırıdır. Halkın sağlığı için birinci basamakta bilimsel koruyucu tıp uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekir, GETAT uygulamalarının değil. Yine aynı yasa taslağı, aile hekimliğinde ücretsiz olarak verilen raporları ücretli hale getirmektedir. Bu durum aile hekimi arkadaşlarımızı ‘parasıyla değil mi? Raporumu vermek zorundasın’ diyen hastalarla karşı karşıya getirecektir.
Bu yasa teklifi ile katkı katılım payı artırılmakta halk cebinden daha fazla ödeme yapmaya zorlanmaktadır. Hasta eğer daha az katkı payı ödemek istiyorsa 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşuna aile hekimliğinden sevkle gitmesi gerekecektir. Ancak ‘Eziyet Yönetmeliği’ 2. 3. basamağa yaptığı sevklerden dolayı aile hekimini, gelirini keserek cezalandırmaktadır. Bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Sağlık Bakanlığı’nı bir kez daha uyarıyoruz! Sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini, performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak yönetmelikler ile düzeltemezsiniz. Alanın öznesi olan bizlerin, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin örgütlerinin yapılan değişikliklere yönelik görüşlerimizi ve önerilerimizi dikkate almayarak, yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz.”
ŞENAL: CAYDIRICI TEDBİRLER ALINMALI VE SAĞLIK ÇALIŞANLARININ CAN GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI
Sağlık çalışanlarının taleplerini sıralayan hemşire Bergen Şenal, şunları kaydetti:
“Buradan bir kere daha hatırlatıyoruz… Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak, tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.”
Genel Sağlık-İş Sendikası üyesi hemşire Pekel ise talepleri karşılanana kadar eylemliliğe devam edeceklerini belirterek şunları söyledi:
“Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin iptalini ve Meclis’e sunulan yasa taslağının geri çekilmesini istiyoruz. Bu eylemlerimiz sadece sağlık emekçileri için değildir. Bizler meslek onurumuza sahip çıkarken, bilimsellikten uzak uygulamalara karşı dururken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Bu nedenle de bir hak olan sağlık için cebinden daha fazla para ödemek istemeyen, nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen halkımızın da desteğini bekliyoruz. 2- 6 aralık 20204 tarihleri arasında aile sağlığı merkezleri çalışanları olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz. Bu haklı taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.”
ÖZYURT: BİRÇOK HEKİM ARKADAŞIMIZI KAYBEDECEĞİZ
Yönetmeliğe ilişkin konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Ceyhun Özyurt, şu ifadeleri kullandı:
“Hiçbir arkadaşımın istifa etmesini istemem. Ama bu zorlamalar neticesinde varacağımız nokta muhtemelen orası olacak. Birçok hekim arkadaşımızı kaybedeceğiz. Olumlu bir sonuç olmayacağını kesin Ne hekimlere, ne sağlık çalışanlarına ne de hastalara hiçbir yararı olmayacak. Aksine hepsinden bir şeyler koparacak.”
UZUNOĞLU: BÜYÜK İSTİFALAR GELECEKTİR
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Şükriye Kaplan Uzunoğlu, istifaların geleceğine dikkat çekerek, “Halkımız ve hekimlerimiz için son derece sakıncalı bir yönetmelik. Bir an önce geri çekilmesini arzu ediyoruz. Büyük istifalar geçektir bunun arkasından” dedi.
KANDEMİR: BİRİLERİ SAÇMA SAPAN BİR YÖNETMELİK ÇIKARDI DİYE DE İSTİFA ETMEYECEĞİM
Aile hekimliği çalışanı Fatma Çelik Kandemir, istifa etmeyip mücadele edeceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İstifa etmek geçiyor içimden aslında. Ama sonuna kadar da direnmeyi düşünüyorum. Beni bu yerler bunlar getirmediler. Ben büyük bir emek vererek buralara kadar geldim. Birileri saçma sapan bir yönetmelik çıkardı diye de istifa etmeyeceğim. Çünkü bizden sonra gelecek genç nesiller için tufan.”
YÜKSEL: HEDEFLERE ULAŞILMAYACAK BİR YÖNETMELİK VAR
İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, yönetmeliğe ilişkin şunları söyledi:
“Yeni çıkan yönetmelikle birçok hak kaybı yaşayacağız. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz meslek onurumuzu, önlüğümüzün beyazını ve halkın sağlığını korumak adına bir mücadele içindeyiz. İstifalar olacaktır. Çünkü hedeflere ulaşılamayacak bir yönetmelik var. Bu yönetmelik, halk sağlığını korumak adına geliştirilen bir yönetmelik değildir. Mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Koruyucu hekimlik özel bir alandır, gönülden yapılan bir iştir. Özveriyle yapılan bir iştir. Bu şekilde müdahalelerle, bu insanların onurları kırılmakta, motivasyonları kırılmaktadır.”