Su ülkesi Hollanda

Hollanda tarihinde İkinci Dünya Savaşı sonrası en büyük felaket, deniz taşması sonucunda sahilleri suların basmasıydı. Büyük sel felaketinde 1836 kişi hayatını kaybetmişti. Bu yıl felaketin 70. yıldönümüydü.

Mehmet Emin Alkanlar/ Hollanda(Rotterdam)

Avrupa’nın büyük akarsularının oluşturduğu geniş bir deltada, kuzeyden gelen fırtınalara açık bir coğrafyada bulunan Hollanda’nın yüzde 26’sı deniz düzeyinin altında, kalan yarısı da yanlızca bir metre üstünde bulunuyor.

Türkçede bu ülkeye Hollanda diyoruz. Aslında Hollanda, Kuzey ve Güney Hollanda eyaletlerinin bulunduğu bölgenin adı. Bu ülkenin kendi dilindeki adı Nederland, yani deniz düzeyinin altında olan alçak ülke. İngilizce The Netherlands de aynı anlamı taşıyor. Özellikle büyük felaketin olduğu o yıllardan bu yana su ile ciddi bir mücadele verilmiş, sonucunda dünyanın en uzman ülkesi unvanını alarak, su taşkınlarının olduğu ülkelere önce Hollandalı uzmanlar çağrılır olmuş. Hollanda’nın, bilgi ve deneyim açısından dünyada ne kadar önemli olduğunu, Amerika Birleşik Devletleri’nin Mississippi Eyaleti’nde, 1993 de meydana gelen sel baskını gözler önüne serdi. ABD’liler Mississippi Nehri’nin denetim altına alınması için Hollandalı mühendislere başvurdu. ABD televizyonları Rotterdam limanını koruyan, iç deniz ile okyanusu ayıran Deltawerk olarak adlandırılan dev deniz kapaklar hakkında belgeseller yaptı ve yayımladı. Hollanda küresel inovasyon Endeksi’nde ikinci sırada yer alıyor. Bu unvanını özellikle su ile mücadelesindeki yenilikçi çalışmalara borçlu olduğunu da söylemek gerekir. 

TARİHSEL MÜCADELE

Aslında ülke kurulduğu ilk yıllardan bu yana su ile mücadele etmiş. Deniz taşkınlarına karşı setler ile kanallarda önleme kapakları yapılmaya başlanmış. Özellikle kanallardaki bu kapaklar yeri geldiğinde bir silah olarak da kullanılmış. 80 yıl savaşlarında İspanyol ordularını etkisiz hale getirmek için kanal kapakları ve su setleri açılmış ülkenin bir bölümü sular altında kalınca İspanyollar çekilmek zorunda kalmış. 18. yüzyılın son çeyreğinde de Fransız işgaline karşı, yine kanal kapakları ile su setleri açılmış. Fransız ordusu ilerleyememiş. Ancak çok soğuk geçen bir kış mevsiminde, özellikle Zeeland bölgesinde, sular donunca Napolyon’un orduları Hollanda’yı işgal etmiş, 19 Ocak 1795’te Amsterdam’a girmişler. Hollanda aslında 1260 yılından bu yana su baskınlarına karşı setler, toprak tepeler yaparak denizden gelecek su baskınlarını önlemeye çalışıyor. Ülkedeki kanallarda tam 250 kadar açılır kapanır kapak yapılmış. Bunlar su seviyesine göre açılıp kapanıyor. Ancak bunların yeterli olmadığını 1953 yılında gören hükümet, denizlerin üzerine setler yaparak yüksek suların karaya ulaşmasını engellemiş. Bu engellerin kimi zaman kilometrelerce uzunluğunda olduğunu görürsünüz, üzerlerinden karayolu geçen bu engeller, kara parçalarını da birbirine bağlar. Bu nedenle Hollandanın bu bölgelerindeki deniz bölümleri göllere dönüşmüş. Ijssel Gölü ya da Marker Gölü bunlardan ikisi.

Hiç merak ettiniz mi bilmiyorum: Amsterdam, Rotterdam, Vollendam, Zaandam, sonu ‘dam’ ile biten onlarca kent, köy, kasaba var Hollanda’da... Dam baraj, su seti anlamına geliyor. Bu da ülkenin tüm şehirlerinin su ile mücadelesini gözler önüne seriyor.

m.e.alkanlar@gmail.com