Kitaplara ikinci bir hayat

Paris’te ilk olarak cep telefonlarının ortaya çıkmasından sonra boş kalan bazı telefon kulübeleri kitap okuyucuları tarafından kitaplar koyularak halk kütüphanesine dönüştürüldü. Halk tarafından ilk adımı atılarak başlatılan kitap kutuları sonradan belediyelerin katkıları ile vazgeçilmez bir sokak kütüphanelerine dönüştü. Ölümcül pandemi salgınıyla evlere hapsedildiğimiz aylarda geçmek bilmeyen günlerimizi bu kitap kutularına uğrayarak çeşitli kitaplar seçip evlerimizde bolca kitap okuyarak geçirmeye çalışmıştık. Ünlü yazar Pierre Martial’a göre “Kitap kutuları hayvanlar veya bitkiler gibidir. Gelişmeleri için sevilmeleri ve korunmaları gerekir.”

SOSYALLEŞME ARACI

Havalar artık soğumaya başladı, hafta sonları sabah koşusunu yapmak için Jardin des Plantes Parkı’na gidiyorum. Park oldukça büyük olduğu için burada koşu yapmak rahat. Bu parkta 41 kilometre koşabilirsiniz. Yapmış olduğum 15 kilometrelik ilk koşunun ardından dinlenmek için parkta bulunan bankların birine oturdum. Hemen yanımda oldukça büyük şekilde ağaçtan yapılmış kuş kafesi şeklindeki kitap kutusundan bir kitap alarak okuyup dinlenmeye başladım. Kitap kutularında kütüphanelerde bile bulamayacağımız oldukça eski kitapları görmek mümkün. Kitap kutusunun önü evlerinden kitap getirip koyanlarla kutudan kitap alıp okuyanların akın etmesiyle bir anda dolmaya başladı. Öğlen saatlerine doğru ise öğrencilerin akın ettiğine tanık oldum. Merakımı gidermek için kitap okumayı bırakıp öğrencilerle sohbete başladım. Her hafta sonu bir kitap kutusuna uğrayarak dersleriyle ilgili olan kitapları seçip evine götürüyorlarmış. Stephan adlı bir öğrenci, “Kitap kutuları bir taraftan derslerimize katkıda bulunurken diğer taraftan okuma ve dünya kültürünü geliştirmemize katkı sunuyor. Kutular bizlerde oldukça alışkanlık yaptı. Her hafta kesinlikle iki veya üç kez kitap kutularından kitaplar alıyorum. Bazen ise daha önce okuduğum bazı kitapları kutulara koymak için gidiyorum” diyor. 

Yürüyüşlerini yaptıktan sonra benim gibi dinlenmek isteyen iki yaşlı çift ise kendileri gibi yaşlıların bir kütüphane veya bir kitapçıya gitmelerinin pek kolay olmadığını, bu kitap kutularının kendileri için büyük bir okuma hizmeti oluşturduğunu anlatıyor. 

Ülkenin herhangi bir şehir, kasaba ve köyünde gezintiye çıktığınızda canınız kitap okumak istiyorsa size en yakın kitap kutusunu bulmak oldukça kolay. Ya bir anda önünüzde bulursunuz ya da Google’a kitap kutusu yazdığınızda karşınızda harita üzerine işaretli kitap kutularının yerini görebilirsiniz. Kitap kutuları kısıtlı bütçesi olanlar için bedava kitap bulmanın en kolay yolu. Edebi kültürün dayanışması ve yaygınlaştırılmasını sağlayan kutularda okul, aşk, çocuk, moda, siyasi, tarih gibi kitapları bulmak mümkün. Bir kitap yazıp kitabınızın tanınmasını istiyorsanız kutular yine en iyi seçenek. Bu şekilde ücretsiz olarak kitabınızın  tanıtımını sağlayabilirsiniz. Kitap kutuları küçük bir sokak kütüphanesi olmanın yanı sıra sosyal bağları güçlendiren, paylaşmayı, yakınlaşmayı geliştirip teşvik eden bir dayanışma görevinide üstleniş gibi... Bir kitabı bir kitap kutusuna koyarak veya kutudan bir kitap aldığınızda kitaplara bir nevi ikinci bir hayat vermiş oluyorsunuz. 

KUTUNUN DOĞUŞU 

Kitap kutuları ilk olarak 2009’da ABD’nin Wisconsin kentinde başladı. Evlatlık edinilen Todd H. Boll oldukça kültürlü ve kitap aşığı olan annesi tarafından büyütüldü. Evlerinde binlerce kitabı olan annesi kitaplarını ödünç vermekten hiç çekinmezdi. Todd çocukken annesinin yanında saatlerçe kitap okuyarak vakit geçirirdi. Todd, annesinin ölümünün ardından kitap sevgisinin kendisine miras kaldığını düşünüp oldukça basit ve ulaşılabilen bazı parklara kitap kutuları yaparak insanların kitap okumasının ilk adımını başlattı. Todd’un bu yaratıcı hamlesi yıllar sonra tüm dünyaya yayılarak kitap okuyucularının vazgeçilmez bir sembolü haline geldi. 

tosunoglu.sul@gmail.com