İsveç'ten sosyal manzaralar
İsveç’te benim için en keyif veren manzaralardan biri, parlamentoda kıyasıya mücadele eden parti liderlerinin şakalaşıp birbirlerine hediye vermeleri. Siyasi yaşam kültürünün geleneğine göre bir parti lideri, görevi bırakacağı zaman parlamentoda katıldığı, kürsüden yapılan son liderler tartışmasından (Debate) sonra onuruna bir parti verilir. Henüz 40 yaşında olmasına rağmen 2011’den beri Merkez (Center) Parti liderliğini yürüten Annie Lööf, liderliği bırakacağı için hediyeler verilerek uğurlandı.
Osman İkiz / İsveç (Stockholm)İsveç’teki bütün yabancı gazetecilerin sevdiği bir manzaradır birbirlerini yumruklaması beklenen liderlerin parlamentoda şakalaşma görüntüleri. Annie Lööf örneğiyle daha somut anlatayım. Annie Lööf, ideolojik olarak muhafazakâr kanatta sayılmasına rağmen, göçmen karşıtı İsveç Demokratları ile aynı safta yer almamak için ittifaka katılmadı. Aynı şekilde Sosyal Demokrat Parti ile de koalisyona yanaşmadı. Çünkü o kanatta da yan yana gelmek istemediği Sol Parti vardı. Ama anahtar parti olarak hükümet ortağı olmadan bütün istediklerini 2014-2022 dönemlerinde sosyal demokrat-çevreciler koalisyonlarının programına aldırdı. Karşılığında azınlık hükümetlerinin iktidarda kalmasını sağladı.
Sağ ve sol kanadın uçlarındaki parti liderleriyle yan yana gelmek istemeyen Annie Lööf’ü veda partisinde bu liderlerle samimi bir şekilde şakalaştığını görünce biraz şaşırdık haliyle. Kavgacı siyasi kültüre yabancı olmadığımız için, bu gibi manzaralar karşısında hâlâ şaşırıyoruz. Sadece biz değil İsveçli gazeteciler de biraz şaşırıyor doğrusu. Hatta Annie Lööf’e de sordular. O da “Jimmy’ye her zaman kızmıyorum. SMS şakaları da bayağı eğlenceli” diye konuştu. Jimmy Akesson da ona “Okuyunca görüşlerimizi daha iyi anlayacaksın” diyerek bir kitap hediye etti. Sol Parti lideri Nooshi Dadgostar da “Bir arkadaşınla gidersin” diyerek iki SPA bileti. Annie Lööf ise “Beraber gideceğiz” dedi. Kürsüden atışmadan sonra buhar banyosunda dedikodu faslının keyfini çıkaracaklar herhalde.
KENARA ÇEKİL!
Kısacası, İsveçli politikacılar kürsüye çıkınca rakiplerini kıyasıya eleştirir ama eleştirilerini politik çerçevede tutmasını bilirler. Kimse hakaret etmez, bel altı vuruşu yapmaz. Bu yüzden birbirlerinin yüzüne bakamaz hale gelmezler. İsveçliler zaten kavgacı değildir. İlişkileri saygı çerçevesinde yürütürler. İsveç siyasi kültürü de doğal olarak toplumun yansımasıdır. İsveç zaten bu yüzden huzur ülkesidir.
İsveçliler saygılı davranmayı okul sıralarında öğrenirler. Teşekkür etmeyi ihmal etmezler. Trafik ihlali yapmazlar. Dedikodu mu? Haa işte onu severler. Çirkin şekilde değil ama. Kim kiminle... Kariyer yolundaki intim ilişkiler falan gibi... Çirkinliğe kaçmadan gülümseten hikâyeler diyelim. Tamam dedikodunuza, muhabbetinize diyeceğim bir şey yok ama bunu yaya kaldırımının ortasında dikilip insanların geçişini engelleyerek yapmayın. Saygılı davranmayı bilen insanlar bunu nasıl yapıyor anlamak çok zor.
Yaya kaldırımın ortasında duruyorlar, bir ellerinde köpeklerinin tasması, yanlarında çocuk arabası. Belki uzun zamandır görüşmemişler hasret gideriyorlar, belki havadan sudan konuşuyorlar. Kenara çekilmek akıllarına gelmiyor. Biri “Affedersiniz” deyinceye kadar sürüyor bu. O zaman özür dileyip kenara çekiliyorlar. Çok önemli bir sorun değil ama insanların yaya kaldırımında ya da metro istasyonunda tren beklerken peronun ortasında durmalarını anlayamıyorum. Nihayet kafede tanıştığım İsveçli bir antropoloğa sordum. Güldü. “Eskiden kentler ıssız denecek kadar sakindi. Hele şehir dışında evler arasında bayağı uzun mesafe vardı. Genlerimize sindiği için hâlâ köyde yaşıyormuşuz gibi rahat hareket ediyoruz. Zamanla değişir” diye açıkladı. Açıklama tatmin ediciydi. Bundan sonra köylülere kızmayacağım.
SPERM BAĞIŞI YASAK
Böylesini daha önce duymamıştım. Mahkemeye intikal edince öğrendim. Olay Danimarka’da geçiyor. İskandinavya dışında böyle bir şey yaşanır mı bilemiyorum. Hikâye şöyle: Bir adam, bir çiftin evine akşam yemeğine gidiyor. Yemekler yeniyor, şaraplar içiliyor, sohbet ediliyor ve gitme vakti gelince misafir önce tuvalete gidiyor. Çıkınca elinde sperm dolu şırıngayı kadına verip ayrılıyor. Anladınız herhalde. Çocuğu olmayan çift sperm bankasına gitmektense adamdan yardım istemiş. Olay duyulunca savcı adam hakkında dava açtı. Suçlama cinsellikle bağlantılı değil. Çünkü yasada yasaklayıcı bir madde yok. Savcı adamın başkasının sağlığı için risk oluşturduğundan dolayı cezalandırılmasını istedi. Hastalık falan bulaştırma ihtimali olan eylemin cezai müeyyidesi varmış. Adama para cezası verdiler. Büyük bir meblağ değil. Bu vesileyle öğrendik ki bu tür sperm servisi yaygınlaşmaktaymış. Cezalandırılan adam daha önce de 19 aileye yardım etmiş. Sosyal medyada böyle bir hizmete hazır olduğunu ilan edenler de varmış. Yani hizmette sınır yok. Üstelik bedava.
osman.ikiz@gmail.com