İşçi göçü tersine olsaydı

1960’lı yıllarda yaşanan ekonomik mucize Almanya’da değil de Türkiye’de yaşansaydı acaba ne olurdu? “Misafir işçiler” ülkemizden Almanya’ya değil de Almanya’dan Türkiye’ye gelseydi ne yaşanırdı?

Ahmet Arpad / Almanya (Stuttgart)

İşte şu sıralar Stuttgart Altes Schauspielhaus Tiyatrosu’nda sahnelenen müzikli oyun “İstanbul” da bunun yanıtını vermek istiyor. Türkiye yaptığı işgücü anlaşmasıyla Almanya’dan işçi alıyor. O günlerde iyi kazançlı rahat bir yaşamı arayan, geleceğini garanti altına almak isteyen Stuttgart’lı Klaus Gruber bu anlaşma kapsamında çalışmak için İstanbul’a geliyor. (Ailesini Stuttgart’ta bırakmıştır. Onları sonra yanına alacaktır.) 

İKİ DÜNYA ARASI

Klaus kafasındaki iki dünya arasında geziniyor. Günlerini, Almanya’ya gelen Türk işçilerinin yaptığı gibi geçiriyor. Çalışıyor, boş günlerinde iş arkadaşı Almanlarla bir araya geliyor, çoğu zaman ise içine kapanık bir yaşam geçiriyor. İşyerinden tanıdığı Türk arkadaşı İsmet ise eğlenmeyi, dansı, şarkıyı seven biri. “Siz Almanlar hep böylesiniz” diye onunla alay ediyor. Soruyor: “Ne zaman Türkçe öğreneceksin?” Sonunda Klaus sinirleniyor: “Türklerin el sürmediği her işi biz yapıyoruz! Hem sen biliyor musun burada ev bulmak ne kadar zor. Adın Maier, Schulze veya Gruber oldu mu Türkler sana ev vermiyor!”

Sezen Aksu’nun ünlü şarkılarının kullanıldığı “İstanbul” Selen Kara, Torsten Kindermann ve Akın E. Sipal’in bir ortak çalışması. Yönetmen Murat Yeğiner’e göre tiyatronun sıradan insanların yaşamlarını konu etmesi çok önemli. “Toplumlardaki eşitlik tiyatroya da yansımalı.” Schauspielhaus sanat yönetmeni Axel Preuss da zıtlıklar ve çatışmalarla dolu bir dünyada insanlar arası diyaloğu konu alan böyle yapıtlara çok gerek olduğunu vurguluyor. Oyuna başarıyla serpiştirilmiş 15 Aksu şarkısı Alman işçi Klaus’a yalnızlığı, memleket özlemini bir an için de olsa unutturuyor.

AŞK VE MUTLULUK

Bu oyunun Stuttgart’ta sahneye konması için proje ortağı olarak katkı sunan Stuttgart Türk-Alman Forumu’nun yöneticisi Kerim Arpad’a göre Avrupa’nın ekonomik mucizesini gerçekleştirmekle kalmayıp beraberlerinde getirdikleri hayat biçimi, mutfak kültürü ve yaşam sevinciyle bulundukları yerin kültürünü de şekillendiren insanların öyküsü bu. Arpad şu görüşte: “Misafir işçilerin tarihi bugün de yeterince algılanmıyor, yeterince anlatılmıyor.”

ACI VE TATLI

“İstanbul” hem acı hem tatlı, aşkı ve mutluluğu arayan bir öykü. Sahnede Alman ve Türk oyuncular bir arada. Onlara eşlik eden orkestra da Alman ve Türk müzisyenlerden oluşuyor. Stuttgart Altes Schauspielhaus’ta başarıyla sahnelenen “İstanbul”, göç gibi zorlu bir olgu üzerine Sezen Aksu’nun hareketli, coşturucu ve duygulandırıcı güçlü müziğinin eşliğinde eğlendirirken düşündürüyor da. İzleyiciler yer yer şarkılara katılıyor, hatta kalkıp dans edenler de var. Perde kapanırken salon alkışla inliyor! Oyuncular sahneden iniyor, izleyenlerin arasına karışıyor. Almanlarla Türkler salonda halay çekiyor!

9 Haziran’da ilk akşamı yapılan oyun 17 Temmuz’a kadar tam 33 kez sahnelenecek.

mail@ahmet-arpad.de