Hollanda kapılarını kapatıyor - Mehmet Emin Alkanlar
Yeni başbakan liderliğinde oluşturulan koalisyon protokolünde göçmen akınının durdurulması en önemli noktalardan birisini oluşturuyor.
Mehmet Emin AlkanlarHollanda’da ilk kez aşırı sağ partilerin içinde olduğu bir koalisyon hükümeti kurulmasıyla göçmenlerin ülkedeki konumları zorlaşmaya başladı.
Uzun süren koalisyon görüşmelerinde partilerin ırkçı siyasetçi Geert Wilders’ın başbakanlığına sıcak bakmaması nedeniyle istihbarat kurumu AIVD’nin eski müdürü Dick Schoof, geçen haziranda “partiler üstü” olarak bu göreve getirilmişti. Yeni başbakan liderliğinde oluşturulan koalisyon protokolünde göçmen akınının durdurulması en önemli noktalardan birisini oluşturuyor. Koalisyonun parlamentoya sunduğu yeni yasa tasarısı, öncelikle Suriye’den gelenlerin ülkelerine geri yollanmasıyla sınırlı gibi gözükse de yakın gelecekte ülkedeki diğer göçmenlere de sıranın geleceğini gösteriyor. Bu çerçevede Suriye’den gelen göçmenlerin ülkelerindeki güvenli yerlere yollanacağı açıklandı.
GÖZLER TÜRKİYE’DE
Hollanda’da yaşayan Suriyelilerin büyük bir kısmı ülkelerine gönderilmesini kesinlikle istemiyor. Bu durumda Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin kontrolünde olan bölgeler akla geliyor. Hollanda’nın yeni sağ koalisyonu yakın bir gelecekte Türkiye ile konuyu masaya yatırır mı bekleyip göreceğiz. Ülkede çoğunluğu 2017’den sonra gelen 160 bin Suriyeli yaşıyor.
Alınması düşünülen önlemlerin bir diğeri ise bu ay sonundan itibaren yeniden sınır kontrollerine başlanması. Hollanda’nın doğu komşusu Almanya zaten 16 Eylül’de kara sınır kontrollerini tekrar getirmişti. Artık ne yazık ki Almanya’ya giderken eskiden olduğu gibi sınırda pasaport kuyruklarına giriliyor ve uzun süreler beklemek zorunda kalıyorsunuz.
Yeni Acil Sığınma Önlemi Yasası’nda artık iltica başvurusu kabul edilen kişilere beş yıl yerine üç yıl oturum izni verilmesi ve süre bitiminde durumunun yeniden gözden geçirilmesi de yer alıyor. Ayrıca belediyelerin artık mültecileri barındırma zorunluluğu da kaldırılıyor ve başvuranlar için “basit tesisler” oluşturulması düşünülüyor.
Hollanda aslında uzun süredir zorunlu göçmenlerin barındırılması sorunuyla boğuşuyor. Yaşadığım Rotterdam’da epeydir limanda demirli olan ve eskiden paralı turistlere hizmet veren lüks transatlantik gemisi Tallink’in 1500 ilticacı için yatakhaneye çevrildiğini okudum. Lüks transatlantik, günlük 110 bin Avro ödenerek 2026’ya kadar aynı limanda demirli kalacak ve ilticacılara konaklama hizmeti verecek. Özellikle Amsterdam, Rotterdam, Utrecht gibi büyük kentlerde devam eden konut problemi son yıllarda artan göçmen sayısıyla daha da çözülemez hale gelmiş durumda. Bu şehirlerde bir konuta taşınmak için başvurduğunuzda beş altı yıl beklemek zorundasınız. Ayrıca ülkeye okumak için gelen öğrencilerin artık ev ya da oda bulmaları neredeyse imkânsız hale geldi.
GÜZEL GÜNLER GERİDE KALDI
Sınırlarda yeniden kontrollerin başlamasının en büyük etkisinin taşımacılık alanında olacağı düşünülüyor. Hollanda Ulaştırma ve Lojistik Başkanı Elisabeth Post, “Sınır kapatma ve kontroller, ulaştırma sektörü için çok fazla ekonomik hasara yol açacak. Aslında ‘açık sınır’ kavramından geriye hiçbir şey kalmadı. Bu da nakliyeciler ve lojistik hizmet sağlayıcıları için çalışmayı son derece karmaşık hale getiriyor. Ekonomiye etkileri mutlaka olacaktır” diyor.
Avrupa’nın tüm ülkelerine hiçbir kontrol olmadan, yalnızca kimlikle gidilebildiğimiz o güzel günler artık çok geride kalmış gibi gözüküyor.