Emirdağ örgüleri ve Brüksel danteli!
Brüksel’in ikinci büyük belediyesi Schaerbeek’te, Sainte-Marie kilisesinin arkasındaki Place de la Reine Meydanı’nı dolanır ve oradan da Chaussée de Haecht’e geçer ve Diyanet Vakfı’na kadar yürürseniz, ağaçların Brüksel’deki Anadolu kadınlarının el emeği göz nuru elişi ürünleriyle bezendiğini görürsünüz. (Zaten bu bölgeye “Küçük Anadolu” da deniyor.)
Erdinç Utku / Belçika (Brüksel)Türk lokantaları, pastaneleri, fırınları ve mağazaları ile bilinen Türk caddesi Chaussée de Haecht’taki ağaçlarda normal motiflerin yanında lale, döner, pide, kebap, kahve, çay ve simit gibi örnekler de yansımış elişi örgülere. Milli içeceğimiz ayran ve milli içkimiz rakı unutulmuş sanırım. Güzergâh üzerinde bulunan, “Brüksel’in Çöp Bekçisi” muamelesi gören Nasreddin Hoca’mıza da bir merhaba deyin, hal hatır sorun! İlgisizlikten ve çevrenin pisliğinden yakınacaktır mutlaka. Kirliliği ile dikkat çeken caddede Brüksel’deki kadınlarımızın, “yaratıcı eller”in yapıtları olumlu bir hava estiriyor. Bu caddedeki 21 ve Place de la Reine Meydanı’ndaki 14 ağacı süsleme girişiminde Emirdağ Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin (EYAD) imzası var. İlk 21 ağaç mayıs ayında, ikinci 14 ağaç ise haziran ayında Chaussée de Haecht’i güzelleştirmek için bir kentsel müdahale projesi kapsamında örgü sanatının örnekleriyle giydirildi.
Güzergâhın sonunda ayaklarınızın sizi tarihi kent merkezinde Amigo Oteli’nin karşısındaki sokakta Rue de la Violette 12 numarada bulunan Brüksel Moda ve Dantel Müzesi’ne götürdüğüne tanık olabilirsiniz. Öyle ya Brüksel adı geçince sadece birası, çikolatası, çizgi romanı, sürrealizmi, art nouveau mimarisi, kızarmış patatesi, Jacques Brel’i, “Karl Marx ve Victor Hugo gibi meşhur sürgünleri” gelmiyor akla. Brüksel’in dantelleri de meşhur. Dantel denince Brugge çağrıştırılsa da dantel tarihinde Brüksel dantelinin önemli bir yeri var. Brugge kadar olmasa da Brüksel’de de dantel kenti simgeleyen hediyelik ürünler arasında.
KÖKENİ TAM BİLİNMİYOR
Dantelin ilk örneklerinin Venedik’te mi yoksa Belçika’nın Flaman kesiminde mi görüldüğü konusu henüz anlaşılmış değil. Hatta Türkiye’ye 16. yüzyıldan sonra Venedik’ten ilk dantel örnekleri geldiği ileri sürülse de özellikle Anadolu’da çok gelişen oya türünden el sanatı ürünlerinin Venediklilerce Avrupa’ya götürüldüğünü ve buradan değişime uğrayarak Türkiye’ye geldiğini iddia edenler de var.
Bir tür yastık danteli olan Brüksel danteli parça dantelmiş. Bu, Mechlin danteli veya Valenciennes dantelinin aksine, çiçekler ve tasarım zeminden ayrı olarak parçalar halinde yapılıyormuş. Brüksel danteli 15. yüzyılda üretilmeye başlanmış ve ilk olarak İngiltere’de 1543’te Prenses Mary’ye verilen hediyeler listesinde açıkça bahsedilmiş.
Özel yöntemle hazırlanan ve Brüksel dantelinde kullanılan ince iplik, başka hiçbir yerden satın alınamadığı için Brüksel dantelinin yapım sürecinin makineleşmesini ve diğer bölgelerde üretilmesini engelleyen bir nedenmiş. Ve bu nedenle de Brüksel danteli, Mechlin dantelinden daha pahalıymış. Yüksek fiyatına rağmen İngiltere ve Fransa’da yüksek talep varmış.
Brüksel Moda ve Dantel Müzesi’nde 16. yüzyıldan günümüze zaman tünelinde bir yolculuğa çıkıyor, dantel çeşitliliğine tanık oluyorsunuz. Müzede beni bir başka sürpriz bekliyordu. “Kadın gibi hissedin, elbise giyin!” sloganıyla piyasaya çıkardığı “wrap” yani kruvaze diye adlandırılan, üst üste geçerek belden bağlanan jarse elbiseler bugün modadaki en önemli kadın özgürlük hareketlerinden biri olarak tanımlanan Belçikalı-Amerikalı moda tasarımcısı Diane von Furstenberg’in eserlerine yer verilen “Woman Before Fashion” sergisi vardı. Wrap elbisenin icadının 50. Yılı vesilesiyle düzenlenen serginin bir retrospektif olmadığı, Diane von Furstenberg’in çalışmalarını özgür bir yaklaşım ve bakışla sunduğu özellikle belirtiliyor. 7 Ocak 2024 tarihine kadar gezilebilecek olan sergi bizi bu ünlü moda tasarımcısının çalışmaları ve özgürlükçü kişiliğiyle tanıştırıyor. Sergi 50’yi aşkın modelden oluşuyor ve kapsamlı illüstrasyon materyalleri barındırıyor.
Son anda bir fikir geldi aklıma. Acaba diyorum, Brüksel’deki Türk caddesindeki ağaçlarda bulunan elişi örgülerin yanına birer ikişer de Brüksel danteli mi eklesek? Hatta bir kısmına da Furstenberg’in elbiselerinden giydirsek! Belki dikkatleri ağaçlara çeker ve caddenin kirliliğini gölgede bırakırız böylelikle...
erdincutku@binfikir.be