Cenevre’de yılın buluşması

Cenevre’de Putin-Biden görüşmesinin yapılacağı bölgede geniş güvenlik önlemleri alındı.

Aslıhan Dağıstanlı Aysev(Cenevre)

Aslıhan Dağıstanlı Aysev

Sevgili Putin, Sevgili Biden, dünyanın en küçük metropolü Cenevre’ye hoş gelmediniz. Boyutları küçük ama uluslararası varlığı markalaşmış, “güven ve huzur” sembolü şehrimizin 13 belediyesini hizmetinize amade eden Cenevre vilayeti sizi 16 Haziran’da buyur etmekten mutlu olabilir. Siz iki dargının ihtiraslı buluşması için bizim minik şehrimizi seçmenizi, hükümettekiler heyecanla karşılıyor olabilir. Çünkü onlar olaya casino kasası her zaman kazanır misali yaklaşıyorlar. Sizin ruletiniz devam ederken, İsviçre reklamını yapıp, tarafsız, arabulucu ülke imajını tazeleyerek hesapta kazanacak. 

Ama Cenevre halkı olarak biz böyle düşünmüyoruz. İsyanlardayız. Esasen ılımlı bir halkız biz, pek şikâyet etmeyiz. Velakin artık sosyal medyada bile tepkimiz çığ gibi... 1.5 yıldır pandemi şartlarından bunalmış ve üstüne aylarca sağanak yağmur altında gün yüzü görmeden evlerimizde kaldığımız için asabiyiz. Aşıları olur olmaz, haziran güneşiyle birlikte kendimizi sokağa atıp, tam normalleşecektik ki damdan düşer gibi şehrimize davetsiz geldiniz.  

Sizin buluşmanız yüzünüzden, sessiz sakin, kendi halindeki şehrimizde tuhaf şeyler görmeye başladık. Mesela şehrimiz yeniden dekore edildi. Yollarımız, parklarımız elektrikli, dikenli tellerle çevrildi. Savaşa mı hazırlanıyoruz, anlamadık. Ne de olsa biz savaşmayı bilmeyiz, bunun uzmanı sizsiniz.  

TRAFİK FELÇ...

Toplantınızı yapmak için hadi İsviçre’yi seçtiniz. Peki, neden ücra bir dağ kasabasını değil de şehrimizin orta yerindeki canım Parc des Eaux Vives’i gözünüze kestirdiniz? Jura Dağları manzaralı, Cenevre Gölü’ne tepeden bakan parkımızda yüzlerce yıllık görmüş geçirmiş çamların, meşelerin gölgesinde, gül bahçelerinden gelen tatlı kokular arasında bir hafta sonu geçirmekti bugünlerdeki tek hayalimiz. Hayalimizle aramıza Covid gibi girdiniz. Cenevre günler öncesinden kilit oldu. Değil parka gitmeyi, yola çıkamıyoruz. Trafik felç. Pandeminin en civcivli zamanlarında bile kapanmayan okullarımız, sizin gelişiniz yüzünden kapanma kararı aldı.  

Siz yıllardır dövüşmeye doyamayan horozlar gibisiniz. 2011’de ilk karşılaşmada Biden, Putin’e “Senin ruhun yok’ demişti. 2014’te aranıza Ukrayna girdi. ABD Ulusal İstihbarat Konseyi’nin 10 Mart 2021’deki raporuna göre 2020 seçimlerinde Putin, Trump seçilsin diye ortalığı karıştırdı. Geçen gün İngiltere’den Putin’e seslenen Biden, bir yandan Rusya ile problem istemiyoruz derken öte taraftan da yanlış hareketini görürsem, elimizden geleni ardına koymayız havalarında göz dağı verdi. Yani aranız da tarzınız da limoni. Mesela biriniz (Biden) ötekine “katil” diyebiliyor, öteki de (Putin) “kişi kendinden bilir işi” diye cevaplıyor. 

İKİNİZ DE HAKLISINIZ. 

Oysa bizim şehrimizde konuşmalara bonjour ile başlanıyor. Söz kesmeden, hakaret etmeden tartışılıyor. Başkanlarımız için trafik kapanmıyor. Devlet erkânı makam arabalarıyla, konvoy eşliğinde dolaşmıyor. Aksine devlet başkanı, bize hizmet eden bir görevli olarak bizimle birlikte otobüse biniyor. Alışverişini ekolojik olsun diye geri dönüşümlü çantalarda kendisi yapıyor. Yani bizler ne sizin gibi yöneticilere ne de 10 gün boyunca kapanan, elektrikli tellerle çevrili bir şehre alışığız.  

Bu yüzden valilik gelişinizi “büyük onur” diye nitelendirince, topyekûn itiraz ediyoruz; “Büyük onur değil, büyük utanç”. Çünkü bizim için hiç kimsenin makamı veya ünü, özsaygımızdan ve huzurumuzdan önde gelmiyor. Ünlülere kimsenin dönüp bakmadığı, ünlülerle dolu bir yerde yaşıyoruz. (Tek bir istisna var o da Sofia Loren. O evinden çıkıp, Vieille Ville’de (eski şehir) yürüdüğünde, trafikteki arabalar zorla değil, kendiliğinden duruyor. 80’lerinde bile muazzam ve kibar. Bonjour diyorsun, Bonjour diyor.) 

2013’te, sizin siyaset cemaatinden dönemin ABD sekreteri John Kerry de asabımızı bozmuştu. İran’ın nükleer müzakereleri için şehrimize gelmişti. İki müzakere arası soluğu, Cenevre’nin orta yerindeki, ünlü Auer çikolata butiğinde almıştı. Karısı buranın bademli çikolatalarını pek severmiş. Sırf Mr Kerry çikolatalarını bizzat seçebilsin diye, şehir güvenlik için kilitlenmişti. Bunun gibi kimler geldi, kimler geçti. Ama hiçbiri siz ikiniz kadar şehrimizi allak bullak etmedi.  

Çektiğimiz bu çileyi, dünyaya barış, huzur, güven getireceğinizi bilsek tabii ki önemsemeyiz. Görüşmenin gergin, sonucunun boş olmamasını biz de isteriz. Lakin siz, iki eril kafadar olarak geldiğiniz yeri dikenli tellerle donattırıyorsunuz ve biliyoruz ki dünyayı germeden yönetmeyi ikiniz de istemiyorsunuz. 

asliaysev1@gmail.com