Bir tutam Afrika-Kongo Brazaville

“Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar. Ya bir insan yolculuğa çıkar ya da kente bir yabancı gelir.” Afrika’nın orta batı bölümündeki Kongo-Brazaville’in adının nereden geldiğini öğrendiğimde, Tolstoy’un sıklıkla atıfta bulunulan bu sözü aklıma geliyor.

Gülseren Tozkoparan / Brazaville

Yaklaşık iki milyon nüfuslu küçük başkentin merkezinde yanından bir kaç kez geçip de farketmediğimiz müzeye girdiğimizde dışardaki sıcaktan iyice bunalmıştık. İçeri girmeden önce kapıdaki kalabalığın giriş için sırada beklediğini zannettik ama o grup sadece fotoğraf çektirmeye gelen bir düğün eviydi. Şık kalabalıktan bir kaç kare fotoğraf alıp içeriye klima serinliğine attık kendimizi. Tarihin sayfalarında gezmeye hazırdık. Dışardan büyük görünen müzenin sadece giriş katındaki birkaç objeden ibaret olduğunu, asıl öneminin anıt mezarlar olduğunu çok geçmeden anladık. Güvenlik görevlisi İngilizce konuşan sayılı kişilerdendi. Fotoğraf çekmek üzereyken yasak olduğunu söylemesiyle başladı sohbetimiz. Bizim Fransızca’dan umudu kesince dili döndüğünce anlattı. Müzenin bahçesinde heykeli dikili olan kişi, kentin kurucusu İtalyan asıllı Fransız Pierre Savorgnan de Brazza. Kentin adı oradan geliyor. “Kente gelen ilk beyaz adamdı, sevdik onu, yoksa adını vermezdik” diyor. Girişin yasak olduğunu söylediği alt katta yer alan Pierre Savorgnan de Brazza ve ailesine ait altı anıt mezarı yukarıdan gösteriyor. 

1905’de 52 yaşında Senegal Dakar’da yaşamını yitiren de Brazza, Paris’te defnedilmiş ve naaşı Cezayir’e nakledilmiş. 2006’da müze binasının yapımının bitirilmesi üzerine külleri getirilerek anıt mezarlarda ebedi istirahatlerine sevk edilmiş. Fransa Kara Kuvvetleri’nde çalışan gezgin de Brazza, 1880’lerde Kongo’ya ulaştığında Fransız hükümeti, yerel kralı koruması altına girmeye ikna etmiş. Nkuna köyünün arazisine 10 Eylül 1880’de Brazaville kentini kurmuş. Köleliğe karşı mücadele ettiği için sevenlerinin yanı sıra sömürgeci olması iddiasıyla sevmeyenleri de varmış. Kongo-Brazaville II. Dünya Savaşı’nda 1940-42 yılları arasında Charles de Gaulle önderliğinde oluşturulan Özgür Fransa hareketinin de başkenti olmuş. De Gaulle evi günümüzde müzeye dönüştürülmüş. Kongo-Brazzaville 15 Ağustos 1960 yılında bağımsızlığına kavuşmuş. Fransız kontrolünün hâlâ devam ettiğinden yakınan Kongolular yok değil. Afrika’da aynı adı taşıyan iki ülke Kongo-Brazaville ve Kongo-Kinşasa, adlarını tam ortadan geçen büyük Kongo Nehri’nden almışlar. O sebeple başkentlerinin adlarıyla ayırt ediliyorlar. Dünyada birbirine bu kadar yakın başka iki başkent yokmuş. Kongo Brazaville’in toplam nüfusu beş milyon civarındayken nehrin öte yanındaki Kongo-Kinşasa 80 milyon civarında. İsimleri hariç fazla benzerlikleri olmadığı söylenebilir. Kongo- Brazzaville’in adaşına göre son derece güvenli bir ülke olduğu biliniyor. Sakin kentte sokaklarda tek başına dolaşmak mümkün, arada bir para isteyen dilencilere her yerde rastlanır. Nehir boyunca ilerleyen yürüyüş yolundan Kongo Nehri ve öte tarafdaki başkent Kinşasa’yı seyrederek Özgürlük Köprüsü’ne doğru yürümek kentin en keyifli tarafı.

gjtozkoparan@hotmail.com