Bir kentin anatomisi: Santos
Brezilya denilince aklımıza Rio deJaneiro sahilleri samba festivali, futbol ve kahve geliyor. Ama bugün sizlere Brezilya’nın bir başka yüzünden Santos’un yaratıcı kimliğinden söz edeceğiz. Aslında futbolla ilgilenenler Santos’u iyi bilir. Pele, Zito, Couthinho, Robinho ve Neymar gibi futbolcuların yetiştiği Santos Futbol Kulübü’nün kentidir Santos. Daha doğrusu kentin kulübü değil, kulübün kenti der futbol hastaları!
İlayda Çağla Koçoğlu / Brezilya (Santos)Santos’un son dönemdeki en büyük özelliği ise UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nda “Film” başlığıyla ön plana çıkması. Oldukça eski bir film geleneğine sahip olan Santos, aynı zamanda filmseverlerin bildiği Cidade de Deus (Tanrı Kent) yapımıyla özdeşleşmiş.
“UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı” etkinliği ise yaratıcılığı ön plana alan ve şehirlerarasındaki işbirliğini yaygınlaştırmak için başlatılan bir proje. 2022’de ağda bulunan şehir sayısı 313’e yükselmiş. 2004’te birkaç şehirle başlayan bu yolculuk artık dünyanın önemli etkinliklerinden. Santos ise 2015’ten beri Yaratıcı Şehirler Ağı’nda “film” başlığını elinde bulunduruyor. Bu yıl 14. UNESCO Yaratıcı Şehirler Konferansı’na da ev sahibi oldu.
Santos tarihine bakacak olursak kent, 1546’de Portekizli Brac(Bras) Kubac tarafından kurulmuş. O yüzden de Portekiz kültürü çok yaygın. 20. yüzyılın ortalarına kadar Santos, Brezilya’nın en büyük kahve ticaret merkezlerinden biri kimliğini korumuş. Şimdilerde müzayedelerin yapıldığı binada Kahve Müzesi bulunuyor. Kent ekonomisinde en önemli rolü deniz ticaretinin merkezi konumundaki Santos limanı üstlenmiş. Ekonomiye katkıları yüdze 27. Ağırlıklı olarak kahve ve soya fasulyesi ticareti var. Elbette tropikal meyveler de ihraç ediliyor. Kahve ihracatının ilk zirvesi 1909 yılına kadar uzanmakta. Üretim fazlası nedeniyle başları ağrımış yıllarca Santosluların.
Santos’la İstanbul’un bağı ise bu kez biraz farklı; konu futbol değil, yaratıcı şehir kardeşliği. Çünkü, İstanbul yaratıcı şehirler ağında tasarım şehri unvanına sahip 2017’den beri. 2023’te de 15. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı Konferansı’na ev sahipliği yapacak. Bu nedenle İstanbul, Brezilya’daki toplantının en seçkin konuklarındandı. İstanbul’u Santos’ta temsil eden İBB ekibi Brezilyalılar tarafından el üstünde tutuldu. Konferans kapsamında yemek kültürlerini tanıtmak amacıyla düzenlenen yerel restoranlar turu ise unutulmazdı. Elbette, kentin olmazsa olmazı futbol olunca Santos-Botafogo maçına da gidildi, fotoğraflar çekildi, tezahüratlar yapıldı. Konferansın kapanışında ise bir Brezilya klasiği samba rüzgarı vardı.
YAŞAM YAVAŞ AKIYOR
Kentten izlenimlere gelirsek; Santos’ta yaşam İstanbul’da olduğu gibi bir acele kültürü ile akmıyor. İnsanlar oldukça rahatlar bu yüzdendir ki işlemler uzun sürüyor. Her şey yavaş yavaş ilerliyor. Spor ise yerel halkın yaşam tarzı. Her an, her yerde ya voleybolla uğraşan ya da futbol oynayan kişilerle karşılaşabiliyorsunuz. Bunun dışında ise sörf ve rüzgâr sörfü oldukça yaygın sporlardan. Şehirdeki ulaşım ağırlıklı olarak bisiklet ve motosiklet üzerine kurulu. Yol ortasında bulunan refüjler geniş tutulup yeşillendirilmiş ve bisiklet yoluna çevrilmiş. Yemeklere dönersek aslında Türk mutfağına çok uzak olmayan bir mutfağa sahipler. Patates ve pirinç mutfaklarında oldukça önemli bir yere sahip. Pişirme biçimleri farklılık gösterse de balık ve et kullanımları da Türk mutfağıyla oldukça benzer. Bu yüzden Brezilya’ya gelip herhangi bir yemek sorunuyla karşılaşmak oldukça zor. İnsanlar ise iletişime açık ve gayet sıcakkanlılar. Alım gücü düşük de olsa insanlar mutlular ve keyif almaya bakıyorlar. Bu da şehri mutlu yapıyor.
İLGİ İSTANBUL’A
Konferansın açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı Rogerio, kentte karşılaşılan sorunlardan söz edip bu sorunlara kültür ve yaratıcılık yoluyla çözümler geliştirilmekte oluklarını vurguladı. Belediye başkanının kent sorunları konusunda açık olması olumlu karşılanmakla birlikte geliştirilen çözüm yolları ilginç. Seremonide katılımcı şehirlerin tüm ilgisinin İstanbul üzerinde olduğunu söylersek yanlış olmaz. 2023 Eylül ayında İstanbul’un ev sahipliği büyük bir coşku yaratacağa benziyor. Çünkü günümüzde devletlerarası ilişkilerin yanı sıra şehirlerarası işbirlikleri de büyük önem taşıyor.
Kentlerin markalaşma stratejisini benimsemesi, kültür politikalarına ağırlık vermelerine ve kültür yoluyla sosyolojik transformasyon sağlamalarına yol açıyor. Yine karşılaşılan sorunlara kültür yoluyla çözümler üretmek ise yeni bir alışkanlık. Böylelikle şehirlerarasında çok sayıda ağ birbiriyle iletişime geçiyor. Kültürel ağlar, sivil toplum kuruşları, ekonomik örgütlenmeler bu iletişim kapsamında daha etkin hale geliyor. Bu ağların da inanılmaz biçimde şehirleştiğini görüyoruz. İletişimin yanı sıra turizmin de etkisiyle kültür; somut ve somut olmayan mirası içerecek şekilde bir büyüme gösteriyor akan zaman içinde. Bu ilerlemeden sonra dünya şehirlerinin müzik, gastronomi ve el sanatları gibi somut olmayan kültürel mirasını kültür politikalarına ve uluslararası bileşenlere dahil etmeye başlamaları ise insan yaşamı için çok büyük bir adım.
Günümüzde UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı, somut olmayan kültürel miras başlığı altında şehirlerin üretim yapmasını, işbirlikleri geliştirmesini, deneyim aktarımında bulunmasını ve kültür politikalarında sürdürülebilirliği sağlıyor.
Bu bağlamda önemli bir somut olmayan kültürel mirasa sahip kadim kentimiz İstanbul’un ev sahipliği, uluslararası arenada şehrin kendini göstermesi ve transnasyonal işbirliklerinin gelişmesi açısından önemli.
Santos’daki heyecanı gelecek yıl eylülde İstanbul’da yaşamak ve yaşatmak için sabırsızlanıyoruz.
ilaydakocoglu@gmail.com