Beyaz balina beyazı

Bilmez değilsiniz, Herman Melville’in Moby-Dick romanı, hani şu belalı balinanın peşinden satır satır koşan roman, “Ishmael deyin bana!” cümlesiyle başlar. Katil balinanın peşine düşmüş çılgın kaptan Ahab’ın gemisine ve mürettebatına felaket getirdiği o büyük takip böylece sürer. 1851’de Londra yayımlanmış, bugüne kadar milyonlarca basılıp klasik olmuştur ama bu ayrı bir hikâyedir; bizim haberimiz başka!

Mahmut Şenol / Kanada (Edmonton)

Geçtiğimiz mayıs ayında Cebelitarık Boğazı’ndaki İspanya kıyısı, Latincesiyle “Orcinus Orca” adıyla bilinen “Orka Katil Balinaları”nın teknelere saldırısına sahne oldu. Durduk yerde çılgına dönmüş gibi orkalar her biri on-on beş metre uzunlukta üç tekneyi kuyrukları ve başlarıyla delik deşik edip batırdılar. Neyse ki can kaybı olmadı; cana gelmesin, mala gelsin ama mal da canın yongası!

Bu teknelerden birinin kaptanı olan Herr Kapitän Werner, dişi bir balinanın atak yaptığını ve o sırada yanındaki iki yavru balinanın bu saldırıyı seyrettiğini söylemekteydi. Balinalar üzerine çalışan okyanus biyologları orka annelerinin yavrularına böyle eğitim verdiğini söylemesi şaşırtmadı, zira adı üstünde katil balina!

Bu haber üzerine Kanada’nın Pasifik Okyanusu’na bakan batı sahilindeki katil balinalar da gündeme geldi. Okyanus kıyılarına sahip olan İngiliz Kolumbiyası-British Columbia eyaletinde balıkçı ve gezi amaçlı gibi küçük ölçekli teknelerin, dahası tek başına, ne akla hizmetse o buz gibi sularda sörf yapan veya tek kürekli kayak kullananların korkulu rüyası, baş belası Kanada orkaları da İspanya’dakileri yaramazlıkta aratmıyor. 

ORKALARIN SALDIRISI

2022 yılında teknelere saldırının sayısı 317 olarak kayıt altına alınmış, hasarla sonlanmış ve neyse ki batan yok! Washington’daki Katil Balina Davranışları Enstitüsü yöneticisi Monika W. Shields orkaların bu saldırıları niye yaptığına ilişkin kesin bir yanıt bulamadıklarını; sadece yaptıklarını söyleyerek derde deva olmayacak bir karşılık verebildi. Anlaşılan orkalar, sırf keyif almak için sanki oyun oynar gibi teknelere saldırıyorlardı. Dahası bu marifetlerini kuşaktan kuşağa öğretiyorlar, davranışı aktarıyorlardı. Washington’daki enstitüye bu kez Kanada’nın Pasifik Balina Gözlem Kuruluşu Enstitüsü’nden bir katkı geldi: Kanada kıyılarında orkalar yunusları homini gırtlak yapıp yutuyorlar, hatta kendilerinden iki katı büyük ve barışçıl huylarıyla bilinen kambur balinalara da saldırıyorlardı. Orkalara yetecek kadar denizde bereket olduğu halde bunu niye yaptıkları halen bilimsel cevap arıyor ancak öyle görünüyor ki sokaklarda başıboş dolaşan köpek sürüsü gibiler; önüne çıkana diş gösteriyor, hırlıyorlar. Haydi bunlara okyanusta katlandınız diyelim, ya nüfuslarının artmasına ne demeli! 

2050’YE KADAR ARTACAK

Okyanus üzerine çalışan bilim dünyası orka nüfusunun 2050’ye kadar en az iki katı artmış olabileceği tahminlerini yapmakta; eğer böyle olursa sokağı arsız köpeklere kaptırdık demektir. Balinaların aklına da şaşırmak lazım: Kanada’nın The Royal Society Journal adlı akademik dergisinde 3 ortak imzayla yayımlanan bir araştırma dikkat çekiyor: 19. yüzyıldan beri yağları için avlandıklarından dolayı balinalar ne vakit bir tekne görseler hemen savunmaya başlıyorlar. Bu tekneler ne amaçla denizde olursa olsun onları tuzağa çekmek, açığa sürüklemek ve fırsatını bulursa saldırmak için askeri anlamda “teyakkuza” geçiyorlar. E, tabii can pazarı! Yine aynı makaleye göre, liman log kayıtlarına bakarak söylenirse, 19. yüzyıl boyunca okyanuslarda tam 77 bin 749 defa balina avına çıkılmış, toplam 12 bin 405 balina sırtından zıpkınla avlanmıştır.

İlginç bir bilgi daha var fakat biraz söylenti gibi: Orkalar, dev okyanus dalgalarında mucizeler yaratan, kasırgada batan gemilerden insan toplamaya becerikli Sahil Güvenlik botlarını görünce ortalıktan kayboluyor, hizaya girip birden efendileşiyorlarmış. Tabii bu “mış”lı bir şey, fakat neden olmasın? Hangimiz polisi görünce üstümüze başımıza çeki düzen vermeyiz! Özetle Kanada’nın batısındaki Pasifik Okyanusu “sokak itlerine” kaptırılmış vaziyette. Anadolu’da bir söz var, “İte dalaşacağına çalıyı dolaş!” derler. Öyle de balina peşinde dolaşmadan da duramıyoruz!

Okyanusların bu hallerini edebiyat tadında merak edenler, denemelerinde tatlı tatlı sohbet etmeyi bilen üstat Salâh Birsel’in “Beyaz Balina Beyazı” başlıklı pırlanta tanesi yazısını okusalar, hem balinaya hem avcısına da hak verirler. Şimdi Kanadalı orkalara hak versek ne olur vermesek bundan ne çıkar; doğa bildiğini okur, bize mi soracak! 

senolasenola@gmail.com