Baloların başkenti Viyana - Birol Kılıç
Tarihin içinde inanılmaz inişli çıkışlı bir geçmişe sahip Viyana’da tüm baloların tacı olan, benim de son 30 yılda her yıl olmasa da birçok kez katıldığım ünlü Viyana Opera Balosu, geçtiğimiz gün heybetli bir çevre, zarif resmi balo kıyafetleri, her alanda oluşan farklı odalar içinde farklı müzik ama temelinde romantizmin doruk noktasında güzel bir klasik müzik eşliğinde yaşatıldı.
Birol KılıçTarihimizde önemli bir yer tutan Viyana’yı düşündüğünüzde aklımıza kaçınılmaz olarak geçmişi, 1814/15 Viyana Kongresi zamanına kadar uzanan bir balo kültürü, Viyana Operası ve klasik müzik gelir. Aslında bu balolar; Joseph Haydn, Wolfgang Amadeus Mozart, Ludwig van Beethoven, Arnold Schoenberg, Franz Schubert ve Johann Strauss II gibi daha nice büyük Avusturyalı sanatçıya sahip bir ülkenin, vals danslarıyla içselleştirilmiş yüksek bir kültürü severek yaşatma geleneğidir.
Şubat ayında zirve yapan, her meslek grubunun ayrı ayrı balolarıyla 200 milyon Avro’ya yakın cironun yapılmasına vesile olan 450’den fazla balonun “Viyana’nın dünyada en fazla balonun yapıldığı şehir” unvanını haklı olarak kazanması boşuna değil.
Tarihin içinde inanılmaz inişli çıkışlı bir geçmişe sahip Viyana’da tüm baloların tacı olan, benim de son 30 yılda her yıl olmasa da birçok kez katıldığım ünlü Viyana Opera Balosu, geçtiğimiz gün heybetli bir çevre, zarif resmi balo kıyafetleri, her alanda oluşan farklı odalar içinde farklı müzik ama temelinde romantizmin doruk noktasında güzel bir klasik müzik eşliğinde yaşatıldı. Viyana Balosu’na eşlik eden değerli müzisyenler, dünyaca ünlü Viyana Filarmoni Orkestrası’na seçiliyorlar. Viyana Devlet Operası’nda yapılan balo, dünyanın en ünlü opera binalarından biridir. Mozart’ın “Don Juan” operası ile 25 Mayıs 1869’da açılmıştır. Devlet Opera Orkestrası’nın üyeleri arasında Viyana Filarmoni Orkestrası da bulunmaktadır.
ŞATAFATA PROTESTO
Herkesin bütçesi doğrultusunda katılabileceği geleneksel Viyana baloları genellikle çok katı giyim ve davranış kurallarına sahiptir. Bu balolara katılan özellikle gençler hal, hareket, nezaket, oturma ve kalkma gibi medeni bir adabı muaşeret içinde hareket etmeye dikkat etmek ve bunu en güzel şekilde temsil etmek isterler. “Avusturya’da bu kadar sorun varken bu şatafatlı Viyana balosu nedir?” diyen Avusturya’nın emek ve sömürü konusunda hassas olan gençleri her yıl Viyana Operası’nın önüne gelip polis eşliğinde sesli bir şekilde sokakları inletircesine protesto ederler. Her yıl! Kimse dokunmaz onlara.
OSMANLI ZAMANINDA BAŞLAYAN BALO KÜLTÜRÜ
Türkiye’deki balo kültürü, kuşkusuz Osmanlı zamanında batı veya garp dendiğinde Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun başkenti Viyana’dan yüksek düzeyde esinlenmiştir. Hem de 100. yaşını geçtiğimiz yıl kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce. Atatürk’ün ünlü balo fraklarıyla çekilmiş resimleri ve baloları aslında Osmanlı zamanından bu yana varmış. II. Mahmut zamanında, diplomatik ve siyasi nedenlerle İngilizlerin 1829’da İstanbul’da
düzenledikleri baloya Osmanlı bürokratlarının yatsı namazından sonra istemeyerek katılmaları ve adabı muaşeret alanında sıkıntı yaşamalarından dolayı balolara katılım adabının öğrenilmesi gerektiği anlaşılmışa benziyor. Sultan II. Abdülmecit ve daha sonra Sultan Abdülaziz’in yurt- dışında balolara katıldığı ve dünyanın ilk ünlü erkek markası olan Viyana merkezli 1858’de kurulmuş “Knize” adlı erkek mağazasından sipariş verdikleri ve hatta vücut ölçümlerinin alındığı ve saklandığı biliniyor. Zaten zamanında reklamlarını “krallar, kayzerler, çarlar ve sultanların giyindiği erkek mağazası” diye yapmış. Boşuna değil, dünyanın ünlü olmuş ilk erkek mağazası.
ATATÜRK’E GÖZYAŞI
Hâlâ Viyana Graben adresinde bulunan Knize’den, Viyana ziyaretlerinde kâh böbrek rahatsızlığı nedeniyle kâh başka görevlerle kaldığı opera karşısındaki Bristol Otel veya Knize’e yakın ünlü Viyana kahvesi Cafe Hawelka’nın üst katındaki şu anda olmayan ACLON pansiyonuna yakın olması ile Atatürk de etkilenmiştir. Geçen aralık ayında Knize’i ziyaret ederek özel hazırlattığımız bir Atatürk resmini şimdiki sahibi terzi ve modacı sayın RudofNidersüß’e verdim ve kendisi resmi alıp baş köşeye koydu. Atatürk dendiğinde gözleri ışıldayan, genç kalmış kibar Viyana beyefendisi, Atatürk’ün bu resimdeki giyim tarzının o dönemde Knize’de satıldığını ve harika giyimi ile modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’e olan sempatisini, bir saat kadar süren görüşmemizde mağazanın müşterisi olmuş farklı ünlü kişilerin hikâyeleriyle dile getirdi.
Dış ve iç mimarisi ünlü mimar Loos tarafından yapılmış olan bu mağazanın çivi çakılması bile yasak bir yerine Atatürk’ün resmini alıp yıl sonuna kadar geçici olarak asan sayın Nieder-süß’e teşekkür ederiz. Ne mutlu ona. Ne mutlu bize!