Atatürk’ün Viyanalı heykeltıraşı ve mimarları
Türkiye ile Avusturya arasında 28 Ocak 1924’te imzalanan “Türkiye-Avusturya Dostluk, Ticaret, Kültür ve İkamet Antlaşmaları”nın” bu yıl 100. yıldönümü kutlanacak. Bu nedenle yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti ile Avusturya arasındaki köprüleri bir kez daha hatırladık.
Birol Kılıç / Avusturya (Viyana)Viyana’daki balo kıyafet ve kültürünü bizzat gelerek gören ve takip eden Atatürk, kurucu cumhurbaşkanı olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında özellikle Avusturya gibi dost ülkelerle yeni antlaşmalar yaparak bu ülkelerin nitelikli insanlarını “misafir işçi veya kalifiye insanlar” statüsünde her alanda karşılıklı büyük bir güven ve takdirle değerlendirmişti.
1916-1938 tarihli Alman, Avusturya ve Macar basınından belgeleneceği gibi Kurtuluş Savaşı’ndan sonra özellikle modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kurması nedeniyle Atatürk, başta Almanya, Avusturya ve Macaristan’da kamuoyu ve siyaset odaklarının vatanını kurtaran kahraman insan olarak örnek aldığı, saygı duyduğu bir dünya lideridir.
TBMM’DE ANITI VAR
Bu nedenle dostluk antlaşmalarının 100. yılı kutlamaları sırasında Türkiye’nin kuruluşunda Atatürk’ün davetiyle büyük bir merak ve güvenle Türkiye’ye koşarak gelmiş ve hizmet etmiş yüzlerce Avusturyalı değerli insanı Türkiye’de teknik, bilim, sanat, kültürel ve sayamayacağımız nice alanlardaki icraatları nedeniyle derin saygı ve sevgiyle anmak gerek. Dünyanın önemli markalarını çıkaran Avusturya’ya dünya çapında yüksek değerlerinin yanında bir “Kulturnation” (kültür ulusu) sıfatı verilmesi bu anlamda boşuna değildir.
Atatürk, Cumhuriyeti kurarken Avrupa’daki Aydınlanma adımlarını hem felsefi hem hukuki hem kültürel hem de siyasi olarak Fransa, İsviçre, İtalya, Almanya ve özellikle Avusturya Macaristan İmparatorluğu üzerinden iyi takip etmiş, giyim ve yaşam tarzından etkilenmiş ve bu ülkelerden başta Avusturya’dan gelen bilim insanlarına ve sanatçılara yüksek değer vermişti. Bu isimlerin başında şüphesiz Atatürk’ün güvenini kazanmış büyük Avusturyalı ünlü mimar Clemens Holzmeister (1886-1983) gelmektedir. Avusturya’nın önde gelen mimarlarından olan Holzmeister’a “Ankara’nın mimarıdır” denmesi boşuna değildir, hatta TBMM bahçesinde bir anıt heykeli vardır.
‘KRIPPEL’İ BULDUK
Yine Avusturyalı mimarlardan Ernst Egli’nin (1893-1974) ise Türkiye’deki en önemli eserlerinden birisi Atatürk Orman Çiftliği’dir. Tanışma şerefine ulaştığım Viyanalı bilim insanı Andreas Tietze’nin ise Türk halk edebiyatından Türkçenin öğretimine, Türk lehçelerinden Osmanlı tarih ve edebiyat araştırmalarına, Türkçeye eser çevirilerine ve etimoloji üzerine 70 yıllık çalışmasıyla birçok eseri vardır. Bilim insanı Tietze anısına Hacettepe Üniversitesi’nin değerli bilim insanlarıyla birlikte Viyana’da “Neue Welt Verlag” tarafından geçtiğimiz yıl Türkçe bir eser Avusturya Bilim Akademisi başkan yardımcısının Alman ve Türkçe giriş yazısıyla yayımlandı.
“Atatürk’ün heykeltıraşı” olarak tanınmış Viyanalı ünlü hemşerim Heinrich Krippel (1883-1945) ise başta “Samsun Onur Anıtı” olmak üzere İstanbul’da “Sarayburnu Atatürk Anıtı”, “Konya Atatürk Anıtı”, Afyonkarahisar’da “Büyük Utku Anıtı”, Ankara Ulus’ta “Atatürk Zafer Anıtı” ve yine Ankara’da “Oturan Atatürk” anıtlarının heykeltıraşıdır. Bizler 29 Ekim 2023’te Viyana’da Cumhuriyetin 100. yılını kutlarken Krippel şerefine Viyana’da kaybolan mezarının yanında atölyesine yakın muhteşem bir anıt diktik. Krippel’in adını, altın harflerle birlikte kendi eseri olan Atatürk Samsun Onur Anıtı’nın fotoğrafının ve granit üzerine renkli işlemesinin de bulunduğu Anıtı adeta gökyüzüne yazarak tarihe not düştük. Krippel Anıtı Viyana ziyaretlerinde mutlaka uğranılması gereken yerlerden biridir.
Ata’yı bizzat Çankaya Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ziyaret etmiş, saatlerce konuşmuş ve çizimler yapmış olan Krippel, özellikle Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı mücadelesinin hayranı olan ve yaşananları anımsadıkça gözleri dolan bir insandır. Çünkü aziz vatanı Avusturya, Türkiye gibi bir Kurtuluş Savaşı vermemiştir ve kazanan ülkelerin işgaline uğramıştır. 2015’te bu ünlü sanatçının Viyana’daki mezar yerini, satılması sonrası yıkılarak kaybolmasına karşın bulup birçok zorluğa rağmen sevgiyle Krippel’in anıtı dikebildik.
1930’lu yılların gazetecilerinden İbrahim Alaeddin Gövsa’nın gezi notlarında, Avusturyalı sanatçı Krippel’in Samsun Onur Anıtı’nın sembolik anlamı ve mekânla ilgili olarak şu ifadeleri kaleme alması onun özel oluşunun göstergesidir: “Bizim için Karadeniz’de Samsun’un önemi, Akdeniz’deki İzmir’in derecesindedir denebilir. Kurtuluş Savaşı’nın istiklal tarihi Atatürk ile Samsun’da başladı, İzmir’de son buldu. Türk inkılabının güneşi olan o altın baş Samsun’da Türkeli’ne ve İzmir’de de cihana doğdu. Samsun’da çekilen kılıç, kınına İzmir’de girmiştir... Heinrich Krippel’in Samsun Onur Anıtı Atatürk heykeli bunu en güzel şekilde anlatmaktadır. Krippel, Türk milletinin Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyetin kuruluş felsefesini anlamış, hayran kalmış ve bunu heykellerinde adeta ete kemiğe büründürerek anlatmıştır.”
Viyanalı heykeltıraş Krippel Atatürk’ü anladı, takdir etti ve sanatıyla tarihe notlar düştü. Darısı Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyete açık ve gizli yıllardır adeta savaş açmış dostlarımızın (!) başına.
b.kilic@neueweltverlag.at