Arap mentalitesi ve Gazze!

Dün Amerika'da Columbia Üniversitesi'nde başlayan Gazze protestoları, çığ gibi büyüyerek nerdeyse tüm Amerika’ya yayılmakta. Avrupa’da da yer yer bu protestolar devam etmekte ve maalesef narsist Netanyanu karşısında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AIHM) başvurulduğu halde fazla bir yol alınamamakta.

Ümit Orman

Ne acıdır ki tüm dünya kendi menfaatinin peşinde. Ne etliye ne sütlüye karışmamak da fazla insani değil ve vicdanı olan tüm bireyleri rahatsız eder. Tüm bunların  yanında en çok kızdığım şeylerden biri de polis dünyasının protestoculara davranış şekillerinin hep çok sert olması. İteleme kakalama, göz yaşartıcı spreyler... Bazen işin dozu artar göz yaşartıcı bombalara kadar kılıç kalkan ekipleri devreye girer ve o protesto ettikleri Gazze savaşının  protestosu yerel savaşa  dönüşür. Adı üstünde değil mi protesto? Bir bırakın da millet şöyle bir rahat rahat protesto ettiği konuyla alakalı bağırsın çağırsın, sonra da dağılsın, gitsin evlerine. Nedir bu iteleme kakalama. Polis psikolojik olarak fazlaca stresli olduğundan bu tip kalabalıklara hep diken üstünde gider ve atmosfere yayılan korku enerjisi savaşa dönüşebilir. Mesela çok yakında 1 Mayıs geliyor ve işçiler yani çalışan herkesin hem baharın gelişini topluca kutlamak hem de haklarını  haykırmak istemeleri çok doğal değilmi? Neden kısıtlanır ki neden yasaklanır ki? Yazık değil mi onca çalışan kesim şöyle bir bağırsa içlerini dökse hatta halay falan çekseler Taksim Meydanı'nda. İlla bir olay mı olması gerekiyor? Sakınan göze çöp batar, korktuğun başına gelir.

Türkiye bu kadar Gazze için çırpınırken birden Bahreyn gezim aklıma geldi, 40 sene evvel aynı okullarda okuduğum arkadaşımın yılbaşı daveti üzerine gittiğim muhteşem zengin Arap diyarında işler tıkırında, herkes eğlencesinde Gazze’den bahseden yok haberlerde basında gazetelerde radyolarda televizyonda çıt yok (Arap alemi bir zamanlar İngiliz sömürgesi olduğundan resmi dilleri ingilizce ve herkes çatır çatır İngilizce konuşuyor hatta bayağı bir İngiliz hayranlığı da gözlemleyebilirsiniz).

Her gece dışarıya çıktık gezdik, eğlendik, içtik, dans ettik, bolca English Club’lara gittik. O günlerden birinde geniş bir kalabalıkta ''Bir sorum var'' diyerek ortaya atıldım ve ''Tam yanı başınızda bu kadar müslüman öldürülürken sizler ne yapıyorsunuz?'' sözlerini sarf ettim. 

Bu sözlerime karşılık aldığım cevapsa ''That’s their war none of our business. Mind your own business dear sister Ümit'' oldu.

Yani kısaca bu onların savaşı bizim değil önüne bak sevgili Ümit.

İşte bu kadar! Arap mentalitesi budur.

Şimdi Türkiye takas derdinde müslüman kardeşlerimizi buraya getirelim onlara sahip çıkalım. Hay hay hem yer çok hem de para çok neden olmasın değil mi?

Bir dip not eklemek isterim Osmanlı’nın ta Mekke’ye kadar yaptığı tren yollarında kaybettiği İngiliz kışkırtmalarıyla etki altında kalan Filistinli müslüman kardeşlerimiz canım askerlerimize hiç de öyle sahip çıkmamışlardır.