400 merdivenli yeşil kent - Ahmet Arpad

“Ben haftada birkaç kez bu basamakları çıkarım” derken gurur duymuyor değil. “Yukarıdaki parkın yollarında gezinir, Stuttgart’ı tepeden seyrederim.” Konuşacak birini bulduğu için mutlu olmalı, diyorum kendi kendime.

Ahmet Arpad

Merdiven dik. Basamaklar gökyüzünün sonsuzluğunda. Aşağıda durmuş düşünüyorum. Çıkmam gerek bu merdiveni. Ağır ağır, diyorum kendi kendime. Başımın üzerinde gökyüzü. Yeşil yapraklı dallar arasından maviliği görünüyor. İlkyaz geldi, kapıda bekliyor, havalar yavaş yavaş ısınıyor. Doğa yeşeriyor, yeniden doğuyor.

Aşağıda kentin evleri küçülüyor. Az sonra yavaşlıyorum. Hızlı çıkmış olacağım ki durup derin bir nefes alıyorum. Yukarıda yaşlı bir adam duruyor, bastonuna dayanmış, kamburu çıkmış. Derin bir nefes daha alıp yoluma devam ediyorum. Biraz yavaş. Aceleye gerek yok, diye mırıldanıyorum. Adam başını çeviriyor, aşağıdan gelen bana bakıyor. Yaklaşıyorum. “Merhaba”, diyorum. Gülümsüyor: “Bu basamakları ağır ağır, dinlene dinlene çıkacaksın” diye konuşuyor. Duruyorum. “Çoğu gitti, azı kaldı... Arkanıza bir dönün, vadiye bakın.”

Aşağıda, basamakların başladığı caddede insanlar, otomobiller ne kadar küçük. Ağaçlar arasında kentin villaları, evler, yeşil yamaçlar, üzüm bağları, karşılarda ormanlar, korular, uzaklarda televizyon kulesi.

“Ben haftada birkaç kez bu basamakları çıkarım” derken gurur duymuyor değil. “Yukarıdaki parkın yollarında gezinir, Stuttgart’ı tepeden seyrederim.” Konuşacak birini bulduğu için mutlu olmalı, diyorum kendi kendime. Evi nerede? Eşi var mı, yoksa tek başına mı yaşıyor? Olabilir. Haftada birkaç kez bu eziyete katlandığına göre çok zamanı olmalı.

TARİHİ MERDİVENLER

“İlk kez mi buralara geliyorsunuz” diye soruyor. Başımı “Evet” der gibi sallıyorum. “Stuttgart’ın en güzel merdivenlerinden biridir bu. Eugen alanına çıkan ya da Wagenburg tünelinin yanından yükselen merdivenleri de görmelisiniz.” Yaşlı adam başını aşağılara çeviriyor. “Stuttgart’ta 400 merdiven olduğunu biliyor muydunuz?” diye mırıldanıyor. Bakışları ötelerde. Vadiye, yamaçlara ve tepelere kurulmuş yeşil kentte çok merdiven olduğunu biliyordum. Fakat 400! Bunu ilk kez duyuyordum. Stuttgart Belediyesi tarihi merdivenlerin bakımına her yıl 100 bin Avro harcıyor. Tümünü çıkıp inmek isteyen 20 kilometreyi geride bırakmak zorunda!

Durduğumuz yerden yeşil kent geniş görünüm ayaklarımızın altında. Alman insanının doğaya, yeşile olan sevgisine burada tanık oluyoruz. Ülkenin her eyaletinde düzenlenen “bahçecilik sergileri”yle kentlere, kasabalara yeni parklar, daha çok yeşil alanlar kazandırılıyor. 600 bin nüfuslu Stuttgart’ın merkezinde yürüyüşler yapılan 10 km uzunluğundaki bu park da son 40 yılda uygulanan çeşitli projelerle gerçekleştirildi. Mimarlar, plancılar, doğaseverler, uzman bahçıvanlarla yerel politikacılar bir araya geldi mi ve hepsi de iyi niyetli oldu mu, mükemmel ve kalıcı bir şey çıkıyor ortaya. Stuttgart’ın yamaçlarındaki bahçeli evler 3-4 katlı. Göze çirkin geleni yok!

HESSE’İN ŞARAPHANELERİ

Bir saatlik yürüyüşten sonra Neckar kıyısına gelenler canları çekerse ırmağın iki yanındaki geniş patikalarda yollarına devam ediyor. Altında bisikleti, pateni olanlar ta Ludwigsburg’a, Esslingen’e uzanıyor. O kadar yolu göze alamayanlar hava güzelse kıyıda bekleyen gemilere binip gezintiye çıkıyor. İsteyen parkın bitimindeki tabiat müzesine giriyor, tarihi Wilhelma Hayvanat Bahçesi’ni geziyor. Stuttgart, Avrupa’da Budapeşte’den sonra ikinci büyük kaplıca kenti. Şifalı sıcak suları seven birbirine çok yakın üç kaplıcadan birini yeğliyor. Susamış, karnı acıkmış olanlar ırmak üzerindeki köprüden karşıya uzanıp Bad Cannstatt’a geçiyor, Hermann Hesse’in sorunlu lise yıllarında arada bir uğramadan edemediği şaraphaneleri yeğliyor!

Gökyüzünde bulutlar beliriyor... Kamburu çıkmış adam “Allahaısmarladık” demeden yavaş yavaş yoluna devam ediyor. Aniden kara bir kurt köpeği beliriyor. Önce bana sokuluyor. Sonra yaşlı adamın peşinden gidip bastonunu kokluyor. Genç bir kadın koşar adım merdivenleri iniyor. Köpeğine sesleniyor. Hayvan bastonu bırakıp kadının yanına geliyor. Ağaç gövdelerini koklayarak onunla uzaklaşıyor. 

Az sonra ikisi de aşağı... Görünümleri küçücük.