Zorlu PSM 10. yılını kutluyor, bu sezona özel hazırlıkları Filiz Ova'yla konuştuk: 'Hedefimiz, ilham verici bir sahne olmak'

Zorlu Performans Sanatları Merkezi (PSM), İstanbul’un hatta tüm Türkiye’nin en çok etkinliğe ev sahipliği yapan etkinlik mekânları arasında başı çekiyor. Salgın öncesi yılda 1200’ü bulan etkinlikler şu anda da bu sayıyı zorluyor. Dile kolay, yılda en az 900 etkinlik ve on binlerce ziyaretçi... Zorlu PSM Genel Müdürü Filiz Ova, “365 gün o kadar hızlı doluyor ki, inanamazsınız” diyor.

Orhun Atmış

Bu yılın ayrıca bir önemi var, çünkü Zorlu PSM 10. yaşını kutluyor. Bir araştırma yaparak bu 10 yıllık süreçte seyirci için PSM nerede duruyor ve beklentisi ne, onu öğrenmişler. Seyircinin beklentisi izlediği etkinin onu dönüştürmesi ve kalıcı bir etki bırakması. Zorlu PSM’nin 10. yıl programı da buna göre belirlenmiş ve bu 10 yılda beğeni toplayıp büyük ilgi gören etkinliklerin bazıları tekrar programa alınmış. Hatta Zorlu PSM’nin ilk konserini veren dünyaca ünlü sanatçı Ludovico Einaudi İstanbullularla tekrar buluşacak isimler arasında, büyük ilgi gören Notre Dame Paris müzikali de öyle... Zorlu PSM’nin 10. yılını Filiz Ova’yla konuştuk.

İZLEYİCİNİN BEKLENTİSİ...

  • Siz görevinize başlayalı iki yıl bile olmadı. Bu süre salgın kısıtlamalarıyla geçti, Zorlu PSM ve sizin için nasıl bir süreç oldu?

Başladığımız dönem çok zor bir dönemdi. Pandeminin ortasındaydı. Aslında her yer kapalıydı, biz de ufak ufak bir şeyler yapıyorduk, hatırlıyorum. Benim geldiğim ilk hafta Cem Yılmaz gösterisi vardı, yarı kapasiteydi, çift maskeliydik. Gerçekten çok dikkatli olunması gereken bir dönemdi. Biz de bu dönemi yeni bir marka konumlandırma ve stratejisi yaparak değerlendirmeyi önceliklendirdik ve bir araştırma yaptırdık. PSM nerede duruyor ve pandemi sonrası kültür sanat izleyicisinin bizden beklentisi ne? O bizim için çok yol gösterici oldu. Bizim belki zaten bildiğimiz, gördüğümüz, hissettiğimiz ama bu araştırmayla kanıtlanan bir iş oldu. İzleyicinin aslında PSM’den beklentisi, sahnede izlediği etkinliğin onu dönüştürmesi, kalıcı bir etkisi olması. Biz aslında yeni sezonu açarken dönüştürücü, özgün, ilham veren bir sahne olma hedefiyle yola çıktık. Çok çabuk unutuyoruz, o günler aslında çok belirsiz günlerdi. Ama bizler pandemi yokmuşçasına bir sezon hazırladık. Bu çok kolay olmadı. İnsanları sahneye taşımak zordu, büyük grupları tekrar bir araya getirmek kolay olmadı. Doğal olarak herkesin endişeleri oldu, yurtdışındaki turneler yavaş yavaş tekrardan bir araya gelmeye başladı. Bu sene şubat ayı itibarıyla normale döndük. Ağustosta da Arctic Monkeys ile zirveyi gördük.

NOTRE DAME DE PARIS GELİYOR

  •  Salgını geride bıraktığımızda bu yılın bir önemi de Zorlu PSM’nin 10. yılı olması, diğer yıllara göre nasıl farklılıklar var?

Bu sezonun ondan önceki sezondan farkı aslında büyük prodüksiyonların tekrar yollara çıkması. Bunlardan biri “Notre Dame de Paris” örneğin... Bu sezonu hazırlarken geriye dönüp PSM’nin 10 yıllık hayatında en başarılı, en önemli işler neydi, bizim gerçekten bıraktığımız iz neydi onlara bir baktık. PSM’nin 10 yıllık yolculuğunda “Notre Dame de Paris” en başarılı müzikallerinden biriydi. Dolayısıyla onu tekrar programa koyduk. Açılışı da kendi alanlarında devleşmiş iki büyük sanatçıyla, Fazıl Say ve Refik Anadol’la yaptık ve klasik bir eserin performansıyla, dijital bir performansı ilk kez canlı bir şekilde sahnemizde bir araya getirdik. Say, Zorlu PSM’de ilk kayıt yapan sanatçılardan bir tanesi, ayrıca sayısız konser verdi bu salonda. Çok başarılı bir açılış oldu. Fazıl Say açılışta “Kültür sanatın geleceğini konuşuyoruz aslında, bu sahnede çalarken biraz onu hayal ediyoruz” dedi. Yapay zekayla, klasik müzik birleştiğinde o anda nasıl bir sanat eseri gelişiyor, ilk defa böyle bir iş gördük.

EINAUDI’DEN ANLAMLI KONSER

  •  10. yıla özel başka konserler, etkinlikler ve sürprizler neler?

Kings of Convenience konseri şimdiden en öne çıkan etkinliklerden biri oldu... Her yıl şehirdeki müzikseverleri bir araya getirdiğimiz MIX Festivali 7-8 Ekim’de hemen hemen bütün sahnelerimizi kullanarak gerçekleştirdik. Ludovico Einaudi 8 Şubat 2023’te konser verecek. Einaudi, PSM’yi açan, ilk konseri veren sanatçı bu arada. Bu sezon yine şubat ayında Monte Carlo Balesi bir kez daha geliyor. Onların “Romeo ve Juliet”ini 3-4 Şubat’ta heyecanla bekliyoruz. Ayrıca operanın devlerini ağırlayacağımız bir galamız var. Biz her yıl bir klasik müzik veya opera galası yaparız. Bu yıl da klasik müziğin yıldızları efsanevi soprano Diana Damrau ve ünlü bas bariton Nicolas Testé Kings & Queens of Opera ile 25 Mart’ta Zorlu PSM’de olacak. Diana Damrau, Metropolitan Opera'nın yıldızı, 20 yıldır dünyanın önde gelen opera ve konser sahnelerinde sahne almış, Almanya Federal Cumhuriyeti tarafından 2021 yılında Liyakat Nişanı’na layık görülmüş bir soprano Fransız bas bariton Nicolas Testé de klasik müzik dünyasının en büyük isimlerinden. Bu gala ile klasik müzikseverler eşsiz bir gece yaşayacak. Bellini, Donizetti, Rossini, Verdi ve daha pek çok bestecinin opera aryalarının ve düetlerinin seslendirileceği özel gecede şef Pavel Baleff yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası eşlik edecek.  

Biliyorsunuz, PSM festivalleriyle ünlü. Biz şimdi bu süreci yaz aylarına taşıdık, PSM Loves Summer adında bir festival başlattık. Placebo ve Arctic Monkeys gibi sanatçılar bu kapsamda yaz ayında sahne aldı. Bu yıl da yine PSM Loves Summer olacak ve çok güzel isimler gelecek... Elbette Türkiye’de en çok beklenen festivallerden Sónar İstanbul bu yıl da PSM’de! 28 ve 29 Nisan’da Zorlu PSM müzik, yaratıcılık ve teknolojinin merkezine dönüşecek.

Farklı sanat zevklerine sahip herkesi ağırlayacağımız etkinlik program oluşturmak bizim öncelik verdiğimiz bir konu. Örneğin %100 Studio sahnemizde de müzikseverleri tatmin eden özgün bir program yaratıyoruz. Yerli sahnemizin farklı isimleriyle birlikte alternatif müziğin sevilen yabancı isimlerine yer verdiğimiz %100 Studio’da gerçek bir müzikal keşif yapılabiliyor, biz bu sahnemizi bir keşif sahnesine dönüştürdük.

(Filiz Ova)

‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇABAMIZ VAR’

  •  Zorlu PSM’nin ikinci 10 yılı için bir vizyonu var mı?

Gelecek 10 yılda da Zorlu PSM’yi uluslararası bir sahne olarak görmek istiyoruz. Biz zaten uluslararası arenada birçok işbirliği yapıyoruz. En önemlilerinden birisi Sonar’ın Türkiye’deki partneri, sunucusu olmak. Örneğin Londra Caz Festivali’yle geçen yıl ve yıl iki farklı işbirliği yaptık. Birinde Londra caz sahnesinin önemli isimlerini ağırladık. Air Anatolia adını verdiğimiz diğer projemizde de Türkiye saykedelik müziğin efsane isimlerini İngiliz müzisyenlerle buluşturarak Zorlu PSM’de ve Londra’da iki farklı programa imza attık. Yurt dışından saygın isimleri buraya getirip yerli sanatçılarla bir araya getiriyoruz. Tabii ki kültür sanat hayatına, topluma katkı sağlayan bir sahne olmayı planlıyoruz. Sektörün sürdürülebilirliği dahilinde her zaman bir çabamız var, önümüzdeki 10 yılda da bu çabayı sürdüreceğiz ve daha fazla insana ulaşmak hedeflerimiz arasında.

‘KÂR AMACI GÜTMEDEN...’

  •  Şu anki ekonomik şartlar büyük isimleri Türkiye’ye getirmeyi zorlaştırıyor olmalı... Siz nasıl başa çıkıyorsunuz bu şartlarla?

Bizim ülkemizde genel olarak kültür sanat işleri kâr amacı gütmeden yapılıyor. Dünyada kültür-sanat mekânları devlet ve/veya yerel yönetimlerden destek aldıkları için kâr ediyorlar. Bizde de biliyorsunuz, bütün kurumlar özel sektörün sübvansiyonuyla ayakta duruyor. Biz de Zorlu Grubu’nun ve sponsorlarımızın destekleriyle ayakta duruyoruz. Sponsorsuz ve desteksiz olmayacak bir iş. Kültür sanat piyasası çok hızlı toparlanmayı bilen bir sektör, dolayısıyla ben umutluyum. Çok güzel işler olacak bu yıl da. Özellikle yaz aylarında harika işler göreceğiz. Sadece PSM’de değil, sektörün diğer taraflarında da öyle. Ama biz de çok iyi isimler peşinde koşuyoruz her zaman.

‘2025’İN İŞLERİNİ KONUŞUYORUZ’

  •  Türkiye’ye gelecek önemli isimleri ya da dev prodüksiyonları belirlemek nasıl bir duygu?

Program yaparken türden türe çok değişiyor. Öncelikle hepsi çok büyük bir heyecan. Bazı türler var ki, bale, müzikal gibi büyük prodüksiyonları çok öncesinden, yıllar öncesinden planlıyoruz. Biz şu an 2025 yılının işlerini konuşabiliyoruz. Bazı işler var ki onları yıllık olarak planlıyoruz. Genelde bir yıl öncesinde işlerimiz belli oluyor. Yerli işlerde çok değişiyor. Bir grubun turnesi belki 6 ay öncesinden belli oluyor. Şöyle söyleyebilirim, gelecek yıl için arzu ettiğimiz bir program var, ama önemli olan hayata geçirip o işi sahnede görmek. Kültür sanat sektörünün en güzel yanı bu. İzleyicinin hayatını dönüştürebildiğini hissettirebilmek çok güzel bir duygu.

TİYATROSEVERLERE MÜJDE

  • Zorlu PSM artık kendi tiyatro prodüksiyonlarını da üretir hale geldi, bu projeden de bahseder misiniz?

Biz tiyatroda da geçen yıl itibarıyla yeni bir yola girdik. Piyasanın sürdürülebilirliğine katkı sağlamak üzere bir taahhüt verdik. Bunun iki ayağı var. Birincisi sektöre yeni isimler kazandırmak istediğimiz PSM Atölye projesi. Mümkün olduğunca yeni eserler yazdırıp, yeni işler sahneye koymayı arzu ediyoruz. Geçen yıl PSM Atölye programı başlattık, bu programda 18-30 yaş arası gençlere açık çağrı yapıyoruz, jürimizin değerlendirmeleri sonucunda seçilen katılımcılar 7 ay boyunca bir eğitim programına dahil oluyor. Yerli yabancı profesyoneller yazarlık, yönetmenlik ve yapımcılık alanında dersler veriyorlar. 8 aylık bir sürecin sonucunda, katılımcıların her biri yeni bir oyun ortaya koyuyorlar. Çok değer verdiğimiz bir çalışma. Donanımlı ve yetenekli insanlarla tanışıyoruz, çok da güzel işler ortaya çıkıyor. O genç arkadaşlar bizim ekosistemimizde, PSM içerisinde devam ediyor. Bazıları da dışarıdan iş alıyorlar, hem tiyatro hem de tüm sektöre böyle bir katkı amacımız var. Diğer yandan bugüne dek tiyatro alanında ortak pek çok projeye imza atmışken kendi prodüksiyonlarımızı yapmaya başladık. Geçen yıl hayata geçirdiğimiz Şehirde Kimse Yokken ve Kum Zambakları bunlardan ikisi, oyunlar bu yıl da sahnelerimizde oynamaya devam ediyor. Baş rölünde Rıza Kocaoğlu’nun yer aldığı, Kayhan Berkin’in yönettiği, Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazdığı Kibritin Ucunda oyunumuz ise yeni oyunumuz, Aralık ayında sahnelerimizde olacak. Ayrıca tiyatro izleyicilerine 2023 yılında farklı sürprizlerimizin olacağının müjdesini de vermek isterim.

‘ÇOK İNANDIĞIMIZ BİR PROJE’

  • Daha fazla insana ulaşmak demişken, “İlk Konserim, İlk Tiyatrom” sezon açılış toplantısında duyduğumda beni heyecanlandıran bir proje olmuştu...

Çok inanarak yaptığımız bir sosyal fayda projesi. Türkiye’de toplumun birçoğu hayatlarında konsere, tiyatroya ve bu tarz etkinliklere katılmamış durumda. Biz de Toplum Gönüllüleri Vakfı ve SosyalBen ile bir inisiyatif başlattık ve etkinliklerimize sosyo-ekonomik imkânları daha kısıtlı olan izleyicileri davet ediyoruz, kendilerini burada misafir ediyoruz, birlikte yemek yiyoruz, bağ kuruluyor. Çoğu insan hayatlarında ilk kez böyle bir şey yaşadığını söylüyor. Umuyorum ki bu proje büyüyerek çok daha fazla insana ulaşabilecek.