BUGÜN günlerden Cumhuriyet Kitap! (01 Ağustos 2024)

Aydınlanma dönemi filozoflarının en sert materyalisti sayılan Denis Diderot (5 Ekim 1713 / 31 Temmuz 1784) ve geleneksel Avusturya şiirinin izlerini sürerek kendi şiirinin yolunu açan, şiirleri “kültürel bir provokasyon” olarak değerlendirilmiş Ernst Jandl (1 Ağustos 1925 / 9 Haziran 2000) kapağımızda. Ferda Fidan ve Gültekin Emre’nin yazıları… Kitap Dergi, BUGÜN gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte…

Gamze Akdemir / Cumhuriyet Kitap Eki

Kapağımızda yer alan iki usta yazar Denis Diderot ve Ernst Jandl ile bir kez daha “Merhaba”.

Aydınlanma dönemi filozoflarının en sert materyalisti sayılan Denis Diderot (5 Ekim 1713 / 31 Temmuz 1784), en iyi komedisi sayılabilecek, antik filozofların uyguladığı diyalog metoduyla kaleme aldığı gizemli yapıtı Rameau’nun Yeğeni’ni (Çeviren: Adnan Cemgil / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) şu sorunsalın etrafında kurmuştur: “Tanrı’nın olmadığı bir dünyada nasıl bir ahlak yaratılabilir?”

Yazarın erdemin kötülüğe üstünlüğünü tam olarak ispatlayamadığı ve felsefi konulardaki iyimserliğini netlikle ortaya koymayı başaramadığı bir yapıttır bu. Ama yine de kesin yanıtlar vermek yerine doğru sorular sormayı tercih eden bir filozof için bu gayret boşuna değildir. Ve Diderot bu çabalarını şöyle haklı çıkarır: “İnsan saflığının kaybını önyargılarının kaybıyla telafi eder.”

Yapıtın Diderot’nun ölümünden yıllar sonra bir Rus okurun eline geçen el yazması bu kişi tarafından Schiller’e verilir. O da okuduktan sonra çok etkilenerek Goethe’ye emanet eder. Goethe yapıtı 1805’te Almancaya çevirerek Diderot’nun başyapıtlarından biri olarak gördüğünü vurgular: “Bu diyalog Fransız edebiyatında bir bomba gibi patlayacak!” Ferda Fidan’ın yazısı…

Geleneksel Avusturya şiirinin izlerini sürerek kendi şiirinin yolunu açan Ernst Jandl (1 Ağustos 1925 / 9 Haziran 2000), 1950’li ve 60’lı yıllarda “somut şiir” akımının içinde yer aldı. Dadaizm’den beslenen sese, görüntüye, sözcüklerin başka anlamlarına da dikkat çeken yepyeni bir şiirin en önemli temsilcisi oldu.

Anlatımında anlam kaymaları, sezdirmeler, çağrışımlar, Viyana şivesinin yarattığı farklı anlamlar, klasik şiir dilinden uzaklaşma... Yeni söylem yollarını deneme, şiiri sesle görüntülü kılma çabaları...

Ernst Jandl’ın şiirleri “kültürel bir provokasyon” olarak değerlendirildi ilk dönemlerinde. Yadırgandı. Yadırgattı. Kekeme bir dil oluşturdu düşündürtmek için. Ülkesinde istenmeyen şair oldu. Daha sonra, ülkesi onu bağrına öyle bir bastı ki o kadar olur! Gültekin Emre’nin yazısı…

İyi okumalar…

Gamze Akdemir

Kitap Dergi, BUGÜN gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte…

Unutmayın; her gün Cumhuriyet, her Perşembe Cumhuriyet Kitap okunur!