Vitrindekiler... (20 Eylül 2022)

Cumhuriyet Kitap Dergi’den haftanın okuma önerileri...

Cumhuriyet Kitap Eki

Uçuş / Gaito Gazdanov / Çeviren: Sabri Gürses / Livera Yayınları / 224 s.

Gorki’nin övgüyle bahsettiği, adı daima Nabokov’la anılan usta yazar Gaito Gazdanov, Sabri Gürses’in özenli çevirisi ve önsözüyle yayımlanan Uçuş romanında, Anna Karenina’daki karakter modelini merkeze alarak karmaşık bir aşk üçgenine odaklanıyor. Fransız Rivierası’nda tatil yapan olan Seryoja babasının metresi Liza’ya âşık olur. Babası bunu fark edince oğlunun mutluluğu için Liza’dan onu terk etmesini ister. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Rus edebiyatını sürgünde devam ettiren yazarlar arasında öne çıkan Gazdanov, iki savaş arası dönemin Paris’indeki Rus göçmenlerin yaşamları üzerinden insan psikolojisinin karanlık noktalarını gözler önüne seriyor.

Tek Parti Döneminde Şair ve Yazarlar / Faruk Güçlü / Baygenç Yayınları / 64 s.

1920-1950 yılları arasında ülkemizde yaşayan, ülke sorunlarına çözüm arayan katkı sağlamaya çalışan çoğu kültür ve sanat insanlarına zorluk çıkarılmadığı hatta çoğunluğunun TBMM çatısı altında “milletvekili” olarak görev yaptığı görülmektedir. Faruk Güçlü, Tek Parti Döneminde Şair ve Yazarlar adlı kitabında Cumhuriyet döneminin en ünlü şair, yazar ve sanatçılarını siyasi kimlikleriyle tanıma olanağı sunuyor.

Sanatçı Kadınların Kısa Öyküsü / Susie Hodge / Çeviren: Deniz Öztok / hep Kitap / 224 s.

Sanatın Kısa Öyküsü, Mimarlığın Kısa Öyküsü, 50 Sanat Fikri, Modern Sanattan Nasıl Sağ Çıkarız? Neden Beş Yaşındaki Çocuğunuz Bunu Yapamadı: Açıklamalı Modern Sanat ve Bilmeniz Gereken 50 Art Nouveau Eser gibi yetkin incelemeler kaleme alan mimarlık tarihçisi ve ressam Susie Hodge’un yeni kitabı Sanatçı Kadınların Kısa Öyküsü adını taşıyor. Kadın sanatçıların erkek sanatçılarla eşit konumda değerlendirilmek için verdikleri mücadeleleri, erkek egemen görünen akımlara yaptıkları katkıları, resmi sanat eğitimi bile alamazken kat ettikleri yolları ve şimdilerde yeni yeni keşfedilen olağanüstü yetenekli ressamların yolculuğunu anlattığı kitabında Hodge, farklı dönemler, sanatçılar ve teknikler arasında bağlantılar kurarak sanatçı kadınların başarılarını okuyucularla buluşturuyor.

Minnetle / Jenny Diski / Çeviren: Can Sezer / Everest Yayınları / 260 s.

“Hiçbir koşulda, hiç kimse kansere karşı verdiğim savaşı kaybettiğimi söylemeyecek. Veya cesurca dayandığımı. Savaşmıyorum, kaybetmiyorum, kazanmıyorum ya da dayanmıyorum.” Kitaptan... Minnetle, bunalımlar ve uyuşturucuların gölgesindeki ergenlikten Doris Lessing’in onu “kurtarması”yla sıyrılan ve edebiyat çevresine adım atan Jenny Diski’nin yaşamı boyunca minnet ve minnetsizlik duyduğu şeylerin bir güncesi. Kitap, 2014’te akciğer kanserine yakalanan ve yalnızca birkaç yıl ömrü kaldığını öğrenen yazarın London Review of Books dergisi için kaleme aldığı yazılardan oluşuyor. Yalnızca bir hastalık güncesi değil, Diski’nin geçmişinden izlerin de anbean gün yüzüne çıktığı, her şeye ve herkese meydan okuyan cesur bir anlatı. İleri görüşlü, cüretkâr ve Diski’nin alışageldik öfkeli zarafetiyle yazılmış, yaşamak ve sevmek için -neredeyse kendine rağmen- hayatta kalabilmiş bir yazarın dikkate değer son sözleri.

Pandora’nın Kutusu - Mitolojik Bir Simgenin Değişen Veçheleri / Dora Panofsky, Erwin Panofsky / Çeviren: Murat Çınar Büyükakça / Kırmızı Kedi Yayınevi / 200 s.

Pandora’nın gerçekten bir kutusu var mıydı? Kapağın açılması iyiliklerin mi yoksa kötülüklerin mi dışarı çıkmasına sebep oldu? Havva ile Pandora arasındaki bağlantı neydi? Rotterdamlı Erasmus’un bu hikâyedeki yanlış anlaşılmaya nasıl bir katkısı oldu? Zaman içinde Pandora’nın algılanışı ve anlatıları nasıl değişti? Goethe eserlerinde Pandora’yı nasıl ele aldı? Dora ve Erwin Panofsky hikâyeyi sanat tarihindeki temsillerinin izlerinden giderek analiz ediyorlar, Rönesans sanatçılarının gravürlerinden Paul Klee’nin resimlerine çok sayıda tasviri geniş bir çerçevede değerlendirerek ilginç sonuçlara ulaşıyorlar.

Yanılsamalar / Gül Gülsün Yıldız / h2o Kitap / 168 s.

Yetiştirme yurdunda büyüyen iki kız kardeşin çocukluklarına dönüp yanıt aramaya başlamasıyla sorular ve sorgulamalar arasında sürüklenmesini konu alan Yanılsamalar, o güne kadar sorgulanmadan kabul edilmiş her şeyin yanılsamalardan ibaret olduğunu gözler önüne seriyor.