Vitrindeki Albümler (27 Mayıs 2024)
Vitrindeki Albümler'de bu hafta...
Murat BeşerWoman in Turkish Electronic Music (Sub Rosa Records)
Böyle bir derlemeyi ancak iki adanmış müzik delisi yapar. Biri yerinden milim sapmamış, deneysel-avangard elektronik müziğin yılmaz mücahidi Batur Sönmez, diğeri 10 parmağında 10 marifet, multi-enstrümantalist ve yetenekli yapımcı Erdem Helvacıoğlu. İkisinin kanaat önderliğinde oluşturulan “Woman in Turkish Electronic Music”, yeni kuşaktan 15 Türk kadın elektronik müzik bestecisini ağırlıyor. Çalışmanın merkezinde Türkiye’de elektronik müzik alanında, özellikle son 10 yılda, yetenekli ve iyi yetişmiş kadın müzisyenlerin doğmuş olduğu fikri var.
Aslı Kobaner, Eda Er, Elif Yalvaç, Eylül Deniz, Fulya Uçanok, Gökçe Uygun, Gülce Özen Gürkan, Gülşah Erol, Kaosmos, Meltem Ural, Mine Pakel, Pervin Güzeldere, Senem Pirler, Sinemis, Zeynep Sarıkartal: maddi-manevi zorluklara rağmen bireysel güçleriyle kendilerini var edebilmiş nadir ve değerli isimler. Üstelik müzikle ileri derecede haşır neşir değilseniz isimlerini pek duyma şansı bulamayacağınız; festivallerde, mekanlarda ticari görülmedikleri için karşınıza çıkmayacak isimler. Kimileri pozitif ayrımcı bulabilir ama onlar ilgiyi fazlasıyla hakkeden isimler.
Dileğimiz Belçikalı Sub Rosa Records tarafından CD olarak basılan albümün bir de plak baskısının yapılması
Barış Demirel “Dans Pisti Cenazesi” (Avrupa Müzik)
Göbekten Giresunlu, aidiyet Kadıköy… Önceki projelerini saymıyorum, birileri muhakkak iyi biliyor; son olarak Sibel Alaş’ın “Adam” şarkısının yorumu ile sesini yükseltmişti. Namı-diğer “Barıştık Mı”...
Yeni kuşağın en iyi trompetçilerinden biri olan, besteci, şarkı sözü yazarı, yapımcı ve vokalist Barış Demirel’in (Barış Demirel adıyla yaptığı) üçüncü albümü “Dans Pisti Cenazesi”nin içindeki yegâne kavırın ikonik Özdemir Erdoğan bestesi “Aç Kapıyı Gir İçeri” oluşu rastlantı değil. Zira Barış’ın başından beri müziğinin ta orta yerine bir hançer gibi sapladığı yalnızlık ve hüzün teması, halen bizi sarıp sarmalamaya artarak devam ediyor. Üstelik daha önceki albümlerinde eşlikçi müzisyenlerle çalan Barış, burada fiziken de yalnız. Trompeti, bası, davulu, gitarı kendi çalıyor; 21 dakika süren ve yedi kısa şarkıdan oluşan repertuarı kendi söylüyor.
Pop, hip-hop, elektronik müzik bahane; aslolan Barış’ın müziğindeki sessiz çığlık olarak tezahür eden derin ifade. Siz onun yalnız olduğuna bakmayın; şu samimiyet dozu eksik ekâbir müzik camiasının yine de en kanlı-canlı, sevgi dolu insanlarının başını çekiyor. Onun düttürü dünyası her dinlediğimizde bize umut veriyor, bambaşka bir yaşama sevinci katıyor.
Murat Beşer (muratbeser034@gmail.com)