Unlimited Forum - Herkes İçin Sanat festivali bomontiada’da
Unlimited Forum- Herkes İçin Sanat festivali, British Council Türkiye tarafından 2-4 Şubat tarihlerinde Yapı Kredi bomontiada’da herkese açık, ücretsiz ve “erişilebilir” olarak düzenlenecek.
Orhun AtmışTürkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2011 yılında yaptığı araştırmaya göre Türkiye’deki yaşam alanlarının yüzde 66.9’u “erişilebilir” değil. Bu şu demek: engelli bir yurttaş özgürce, kendi başına sokağa çıkmakta zorluk yaşıyor. Bu kapsamda farkındalık yaratmak amacıyla British Council Türkiye tarafından 2-4 Şubat tarihlerinde “erişilebilir sanat festivali” Unlimited Forum - Herkes için Sanat düzenleniyor. Etkinlik, engelli sanatçıların eserlerini sergilemeye ve Birleşik Krallık, Türkiye ve yakın çevreden en iyi uygulama örneklerini tanıtmaya odaklanıyor. Ayrıca kültür ve sanat profesyonellerinin erişilebilirlik ve kapsayıcılık temalarına olan yaklaşımlarını değiştirmeyi amaçlıyor. Yeni performanslardan uluslararası konuşmacıların yer aldığı panellere, atölye çalışmalarına, sergilere ve yayınlara geniş bir içeriğe sahip olacak olan forum ve etkinlikleri, halka açık ve ücretsiz olacak. Festivali, aynı zamanda sanatçı olan sanat erişilebilirliği danışmanı Eser Epözdemir ve ARADA Derneği Kurucusu Serkan Bozkurt’la konuştuk.
‘BAĞIMSIZ DENEYİMLEMESİ GEREK’
* Kapsayıcı sanat nedir? Nasıl olmalıdır? Erişilebilirlikle ilgisi nedir?
Eser Epözdemir: Kapsayıcılık kelimesinin TDK’de karşılığından da faydalanarak “bütün özellikleri ve incelikleri içine alan tanım, kısır döngü karşıtı”, her özellikte bireyin faydalanabileceği biçimde sunulan içerik olarak tanımlayabiliriz. Kapsayıcı sanat dediğimizde de sağlamcılıktan uzak ve zihinsel/bedensel özellikleri ne olursa olsun tüm bireyleri dahil edici bir yapıda, her izleyicinin rahatça deneyimleyebileceği içerik ve mekânlarda sergilenen sanattan bahsediyoruz. “Crip Aesthetics”, Feminist Teori ve Queer Çalışmaları da kapsayıcılık, çeşitlilik, erişilebilirlik alanlarında birbirinden beslenen kavramlar. Kapsayıcılık ve erişilebilirliği bir müzede örneklersek; müzeyi gezecek ziyaretçilerden müzede çalışan kişilere, sosyal medya hesaplarında kullanılan dilden internet sayfalarının erişilebilirliğine uzanan bir yayılım alanında değerlendiriliyor. Müzeyi/eserleri erişilebilir kılmak; mekâna ve eserlere sesli betimleme, işaret dili, altyazı ve Türk İşaret Dili çevirisi gibi uygulamaları katmak, ziyaretin herkes tarafından bireysel olarak yapılmasına olanak sağlamak gibi yapılandırmaları içeriyor. Ziyaretçi profili üzerinden örneklersek tekerlekli sandalye kullanıcısı, kör, sağır, ileri yaşlarda, bilişsel farklılığa sahip bir birey ya da pusetli bir anne, müzeye varma, müzeyi gezme deneyimlerini bağımsız olarak gerçekleştirebiliyor olmalı. Çocuklar ve anneler özelinde kapsayıcılığa dair Mekânda Adalet Derneği’nin kenti üç yaşında bir çocuk gözünden gördüğü ve o yaşın ortalama boyu olan 95 cm üzerinden kente bakan “95 cm, Mega Kentin Mini Yurttaşları” başlıklı müthiş bir belgeseli var mesela. Kapsayıcılık ve erişilebilirliği konser, festival, sinema, tiyatro, opera, bale, performans vb. tüm eserlerde mekânı ve eseri deneyimlemeye olanak sağlayan çözümler ile gerçekleştirmek çok mümkün.
İyi örnekler tabiki var. Sistematik bir altyapı, devamlılık olamadığı için yapılanlar çoğunlukla birbirine parça parça ekleniyor ve dolayısıyla bütüne yayılamıyor, bisiklet yolunun bir mahallede olup diğer mahallede olmaması gibi. Bir mahallenin, şehrin ya da ülkenin tamamına erişilebilir, kapsayıcı sanatın yayılabilmesi için kural koyucuların, sistemlerin, bireylerin ihtiyaca göre, doğru tespitlerle ve bir arada hareket etmesi lazım.
‘ERİŞİLEBİLİRLİK YETERSİZ’
* Türkiye’de bu konuda neler yapılıyor?
E.E: Turkcell’in 2012’de başlattığı sanat dışında da pek çok alanda hizmet veren “Hayal Ortağım” sesli betimleme uygulaması, sinemalarda sesli betimleme seçeneği sunuyor. Proje, uzun süredir erişilebilirlik alanında emek veren Sesli Betimleme Derneği SEBEDER işbirliğiyle yürütülüyor. Betimlemelerin sesi Emine Kolivar, sesli betimleme konusunda adına birçok kişinin aşina olduğu bir isim. 2022 senesinde bir ilk olarak “Peterpan Varolmayan Ülke” müzikali Zorlu PSM’de sesli betimleme ile sergilenmişti. Engelsiz Filmler Festivali, yıllardır erişilebilir filmler ile yola devam ediyor. Bongo Art Project, müzelerde erişilebilirlik için yola çıkan taze bir ekip, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin 100 yaşında müzede özel bir alanda erişilebilir deneyim-eğitim alanı tasarladılar, 2022 yılının son aylarında açıldı. British Council Türkiye, “Duvarları Olmayan Müze” projesi ile erişilebilir dijital bir sergi deneyimi sağlıyor. 2021’de İzmir’de açılan Dokunulabilir Engelsiz Modern Sanatlar Müzesi, körler ve az görenlere yönelik uygulamalarla tasarlanmış. Bozcaada Caz Festivali, erişilebilirlik ve kapsayıcılık konusunu güncel tutmaya devam ediyor. Bu yıl festivalde Emre Erbirer’in tasarladığı Keşif programı kapsamında, sanat alanında erişilebilirlik üstüne çalışanları bir araya getiren önemli bir konuşma gerçekleşti. ”Kültüre Erişim Platformu” yine geçtiğimiz yıl hayat geçen ve etkinliklerin erişilebilirliğini sağlayan, sanat içeriğinde çalışan yapıları bir araya erişilebilirlik üzerinden getirme niyetiyle harekete geçen bir yapı.
Popüler kültür erişilebilirliğiyle ilgili güncel bir örnek ise görme engelli bireylere özel özgürlük teknolojileri üreten platform olan Blindlook tarafından, 2022 Aralık ayında gerçekleşen Pantene Altın Kelebek ödüllerinin ilk defa sesli betimleme hizmeti ile sunulması. Erişilebilir Her Şey (EHŞ) ise 5 yıldır kapsayıcılık ve erişilebilirlik alanında her sektörde hizmet veren bir sosyal girişim. Sanat alanında da kapsayıcılık ve erişilebilirlik üzerine çalıştığımız kurumlar gün geçtikçe çoğalıyor. EHŞ, Bozcaada Caz Festivali, İki Yaka Kısa Film Festivali, British Council ile birlikte WOW Dünya Kadınlar Festivali ve daha pek çok kültürel içeriği erişilebilir kılmaya devam ediyoruz.
Erişilebilir içeriklerin sağlanması tabiki önemli ve engellenen birey nüfusu düşünüldüğünde çok yetersiz. Yanı sıra, tek seferlik uygulamalar yerine erişilebilirlik, kapsayıcılık kültürün gelişebilmesi adına devamlılığının sağlanması temel bir ihtiyaç.
‘DÖNÜŞENLER...’
* Erişilebilir Her Şey daha erişilebilir bir yaşama adım atmak isteyen herkese verdiği koçluk ve eğitim hizmetleri ile çözümler sunan bir sosyal girişim. Beraber çalıştığı birçok kurum, internet sitesindeki “Bizimle Dönüşenler” kısmından görülebiliyor. Buraya sığdıramayacağımız kadar sayıları çok.
* a. Erişilebilir Her Şey’in yapısından ve bu kurumlardan bazılarıyla yapılan çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
E.E: Erişilebilir Her Şey her sektör ve içerikte danışmanlık ve çözüm için yol haritası sunan bir yapı. İletişim Erişilebilirliği, Erişilebilir Tasarım, Engellilik Araştırmaları, Sağırlık Kültürü, Deneyim Tasarımı, Özel Eğitim, Sanat Erişilebilirliği alanlarında akademisyen, içerik üreticisi ve araştırmacılarla çalışarak, fiziksel, içeriksel ve iletişimsel içeriklerde erişilebilirlik çözüm önerileri tasarlıyor, eğitim ve danışmanlık sağlıyor. Birden fazla engellilik alanına yayılan bu yapıda bireysel, çevresel ya da profesyonel olarak engelliği deneyimleyen bireyler bir arada. Sanat Erişilebilirliği Danışmanı olarak kuruluşundan beri işbirliğinde bulunduğum EHŞ’in son iki sene içerisinde yürüttüğü sanat odaklı çalışmalarından kısaca şöyle bahsedebiliriz; British Council’ın “Duvarları Olmayan Müze” dijital sergisini erişilebilir kılmıştık, ilk ve en ilginç örneklerden biriydi. Sabancı Müzesi’nde açılan “Dün, Bugün, İstanbul” (2021) sergisini engellenen bireyler için erişilebilir kıldık. Bu proje geniş kapsamda erişilebilirlik uygulamalarıyla tasarlanmış ilk örneklerden olduğu için çok heyecan yarattı. Sergiyi ziyaret eden sağır bir bireyin paylaştığı: “Sergideki eserlerin metinlerinde Türk İşaret Dili çevirileri yer aldığı için çok mutlu olduğu, kendisini ilk defa bu ülkenin vatandaşı gibi hissettiği” cümlesi hepimize yaptığımız işin ne kadar gerekli olduğunu gösterdi. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın UNESCO destekli “Kültür Hattı”’ projesinde Erişilebilirlik ve Kültür Sanat içeriklerini ve gereklerini anlatarak dahil olduk. Culture Civic desteği ve Troya Kültür Derneği ortaklığında yürüttüğümüz Çanakkale Erişilebilir Kültür Ekosistemi (ÇEKE) projesi ile Çanakkale’de kültür sanat alanında faaliyet gösteren 10 kurumun engellilik ve erişilebilirlik bağlamında kapasitelerinin güçlendirilmesine yönelik araştırma ve raporlamalar yaptık. 2022 yazında Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın Cem Mansur yönetiminde İş Sanat’ta gerçekleştirdiği İstanbul konserini, Türkiye’de ilk defa bir filarmoni orkestrasının konserini sesli betimlemeyerek erişilebilir kıldık. Yine 2022 yılında
17. İstanbul Bienali’nde Pera Müzesi’nde sergilenen eserleri sesli betimleme ve Türk işaret dili turları ile erişilebilir kıldık. Deneyimlerimizi, katılımcıların deneyimlerini odak grup toplantıları ile bir araştırmaya dönüştürdük ve bir sonraki bienali erişilebilir hale getirmek için raporluyoruz. Turkey Mozaik Foundation desteği ile Tiyatro Kooperatifi ile kooperatifin ortağı 9 tiyatronun yönetici ekip ve saha çalışanlarına tiyatroda erişilebilirlik, farkındalık ve iletişim eğitimleri verildi. 6 tiyatro mekânına fiziksel erişilebilirlik tavsiye raporu hazırlıyoruz. Ve Türkiye’deki tüm tiyatroların kullanımına açık bir erişilebilirlik kontrol listesi çıkarıp yaygınlaştırmak, altyapı oluşturmak için çalışıyoruz. Böyle kısaca alt alta sıralayınca ne kadar çok emek verdiğimizin dökümü gibi bir tablo çıktı ortaya. Bunu sağlamak için büyük ekiplerle ve alanında uzman kişilerin desteğiyle devamlı geri bildirimler alarak ilerliyoruz. Türkiye’nin çeşitli illerinde, birçok etkinlikte sanat ve kültür içeriklerinin neden erişilebilir olması gerektiğini ve nasıl olabileceğini anlatmaya devam ediyoruz. Bu bakımdan özellikle sanat ve kültür alanındaki çalışmaları bir tür kültürel çevirmenlik olarak değerlendirmek uygun düşer diye düşünüyorum.
* b. Çok desem de sayıları yeterli değildir diye tahmin ediyorum. Hedef ne olmalı?
E.E: Kapsayıcılığın ve erişilebilirliğin temel bir ihtiyaç olduğuna dair farkındalık yaratmak, talep oluşturmak, altyapı için çalışmak ve nihayetinde evrensel tasarım ilkelerine uygun şehirler, mekânlar, içerikler üretilmesine dair çalışmak. Çok heyecanla, çok hevesle ve çılgınca bir enerjiyle!
‘ACİL HAREKETE GEÇİLMELİ’
* Türkiye’de yaşam alanlarının yüzde 66’unun erişilebilir olmaması ne demek?
E.E: Bahsettiğiniz TÜİK 2011 verisinden bir yüzde, araştırmada yaşam alanlarının yüzde 66.9’unun erişilebilir olmadığına dair bir veri çıkmış. İnsan hakları perspektifinden değerlendirirsek, bu erişilebilirliğe dair yapılması gerekenlere dair hukuki süreçleri bize “acil” olarak hatırlatmalı, bizi harekete geçirmeli. 2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunu’nda 7 sene içerisinde tüm kamu alanlarının erişilebilir hale getirilmesi geçiyordu. Daha kapsamlı şekilde ise “Binaların, açık alanların, ulaşım ve belgelendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin, engelliler tarafından güvenli ve bağımsız olarak ulaşılabilir ve kullanılabilir olması” ifadesi kullanılmıştı. Öngörülen süreden bugüne, süre defalarca uzatıldı. Yasa sürecin uygulanması yerine valiliklerde Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonları kuruldu, oraya şikayette bulunarak şikayetlerin sonucu, denetim ve devamında ceza kesilmesine dair bir sistem düşünülmüş, ancak bu da geçerli ve yeterli olmayan bir süreç.
‘ENGELLİ DEĞİL, ENGELLENEN’
* İnsanların “peki, ben ne yapabilirim” diye düşünmesi ne kadar önemli? Örneğin bu söyleşiyi okuyan bir kişi en basitinden kapsamlısına neler yapabilir?
E.E: Sanat özelinden ziyade genelden yola çıkarak cevap vermek isterim bu soruya. Kişi bir hakkı savunuyorsa; iklim adaleti, çocuk hakları, hayvan hakları vb, aslında ancak “bütünün” hakkını savunmak üzerine kurulu bir düşünce yapısı bizi gerçek anlamda kapsayıcılık, eşitlik anlayışlarına götürebilir diye düşünüyorum.
Kentin ve neredeyse yaşam alanlarının çoğunun, eğitim, sağlık ve hukuk hizmetlerinin herkesin kullanımına uygun tasarlanmadığını açıkça görebiliriz. Bu durum birçok bireyi hayata katılmaktan uzak tutuyor, engelliyor. Bu yüzden de sıkça engelli yerine engellenen tanımını kullanılıyor engelli bireyler tarafından. Toplumu oluşturan bizlerin, “kendisi gibi olmayanı” kabul etmesi, kendinden olmayanla insani biçimde iletişim kurabilmesi kapsayıcılık, eşitlik, çeşitlilik ve erişilebilirlik adına yapılabilecek temel şey. Hayatın her alanında, standart dışı olan şeyin var olduğuna ve kabul görmesine dair algılarımızı açmak, canlı, cansız, türlerin çeşitliliğinin tamamına saygıyla yaklaşmayı hatırlamak bizi iyileştirecek şeylerden biri. Kültür ve sanata katılım özelinde yaptığımız bu söyleşide de aslında bahsettiklerimiz aynı yere çarpıyor. “Sanat” işin içine girince lüks olarak algılanabiliyor ancak öyle değil. Sanat ve kültüre erişim, insan hakları bağlamında değerlendirilmesi gereken konular.
Röportajı okuyan kişiler bireyselden kurumsala özel hayatlarında, eğitim hayatlarında, iş hayatlarında önce soru sorabilirler: Bulunduğum mekânlarda kapsayıcı istihdam var mı, yaşam alanımda, okulumda, şirketimde erişilebilirlik sağlanıyor mu? Ve erişilebilir olmak için harekete geçebilirler. Eğitimde engelli öğrenci yüzdesi nedir, yeterli mi, uygun içerik sağlanıyor mu, eğer yoksa sistemleri harekete geçirmek üzere davranabilirler. Eğitim-öğretim, profesyonel ve sosyal hayatlarında gerekli ve yeterli düzenlemelerin yapılmaması sebebiyle bağımsız olamayan bireyler için hak savunuculuğu yapabilirler. Engelli bireyleri olduklarını gibi kabul edip, engelleri yüzünden kahramanlaştırma ya da aşırı merhametten acımaya uzanan duygu hallerinden uzaklaşabilirler. Engellilik alanında hak savunuculuğu yapabilirler. Sosyal medyada alternatif metin kullanabilirler.
* Sizin geçmişiniz yaptığınız işi nasıl etkiledi? Unlimited Forum’da siz nasıl yer alıyorsunuz? Bu festivale nasıl bir katkı sağlıyorsunuz?
E.E: Ben sanat eğitimi aldım, kültür ve sanat odaklı birçok alanda çalıştım ve yapıt üretmeye devam ediyorum. Serebral Palsiye sahip bir kardeşle büyüyen bir birey olarak gündelik hayatın, özellikle iletişimin ne kadar erişilebilir olduğuna, paralelinde profesyonel alanım gereği sanat içeriklerinin, mekanlarını farklı bedenlere sahip bireylerle ne kadar hitap ettiğine, birlikte nasıl deneyimlenebileceğine dair epey mesai harcadım.
Unlimited Forum - Herkes için Sanat festivali kapsamında, “Yaratıcı Erişilebilir İçerik Üreticisi” başlığıyla yer alıyorum. Festival için sipariş edilen sanatsal içerikleri tasarım aşamasından itibaren nasıl erişilebilir kılabiliriz, bu tür bir sürecin deneyselliğini göz önünde bulundurarak ve sanatçının üretimini yaparken özgünlüğüne, üretiminde altını çizmek istediklerine saygı duyarak nasıl erişilebilir bir kavramsal içerik üretebiliriz diye alan açmak için bir araya geldik.
POZİTİF DEĞİŞİMLER...
* Sanatsal etkinliklerin pozitif faydaları neler oluyor? Örneğin dansın birleştirici gücü hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz? Ailelere bir mesajınız var mı?
Serkan Bozkurt: Sanat, insanların birbirlerini anlamaları ve iletişim kurmaları açısından geniş bir kapsam oluşturuyor. İnsanları bir araya getiren, empati kurmalarını sağlayan, iyisi ile kötüsü ile insanı kendisiyle yüzleştiren bir disiplin. Her sanat dalı, çocukların kendini ifade etmesinde etkili oluyor ve bütün engeller arasında bir özgürlük alanı oluşturmasını sağlıyor. Dans da bizi dillerin ve engellerin ötesinde bedenle hareketle bir araya getiriyor. Bedenin, mimiklerimizin, hareketlerimizin hepsinin bir anlamı var. Ve hareket ederken birbirimizi etkiliyor birbirimize dokunabiliyoruz. Beraber dans ederken oluşturduğumuz sinerji ve titreşimler, bütün bir evrene yayılıyorlar. Ailelerin, engelli ya da engelsiz çocuklarını küçük yaştan itibaren kendilerine yakın sanat dalını bulmaları için motive etmeleri onlara seçenekler sunmaları çok önemli. Ben bir dansçı, koreograf ve dans eğitmeni olarak özellikle farklı gruplarla çalışmayı seviyorum ve öğrencilerimin dans etmeye başladıktan sonra hayatındaki pozitif değişimleri görmekten keyif alıyorum. Dans ederek kendini ifade etmeyi öğrenmiş birey rahat hareket eder, kanatlarını takıp ruhunu, düşüncelerini genişletir bir kuş gibi uçabilir.
* Bugüne kadar düzenlediğiniz festivallerde katılımcılar tarafından neler yapıldı? Festivaller devam ediyor mu, etmiyorsa neden?
Arada, disiplinler arası sanat festivali farklılıkları olan genç sanatçıları bir araya getirdi. Yeni keşifler yapmak isteyen sanatçılara alan açtı. Ben kimim? Neden buradayım? Ne arıyorum gibi sorulara cevap veren sinemadan, performansa, görsel sanattan edebiyata birçok disiplinle cevap vermeye çalıştı. En son festivalimizi, 2020 yılında pandemi öncesinde yaptık. Festivalimiz, şu an gerçekleştirdiğimiz performans tiyatromuz ACİL gösterisini bir çağrıya dönüştürerek ve farklı sanatçıların Acil söylemek istedikleri söylemleri bir araya getirerek devam edecek.
* Engelli bireylerle çalışacağınız zamanlarda nasıl bir profesyonel destek alıyorsunuz ya da aldınız?
Yaklaşık 21 senedir engelli bireylerle çalışıyorum. Genelde ortak çalıştığımız kurumlarda olan yetkililer ve özel eğitmenler bize destek oluyor, kurumlar lojistik gibi konularda yardımcı oluyorlar. Onun dışında, Arada olarak birçok konuda olduğu gibi “Aradalık” ve “Engellilik” konusunda seminerler düzenleyerek hem kendimizi hem de çevremizi aydınlatmaya çalışıyoruz. Sloganımız ‘Herkese Sanat’ ile engellerin ötesinde nasıl bir araya geleceğimizi, yaptığımız her çalışmada ve şu an provalarda deneyimliyor ve artırarak devam ediyoruz.
ÖNEMLİ İŞBİRLİĞİ...
* Candoco ile iş birliğinizin sonuçlarından bahseder misiniz?
Candoco Company ile 2020 yılında British Council vesilesiyle tanıştık. Arada olarak yaptığımız festival ve sosyal içerme projeleri, Candoco ile başladığımız iş birliği sonrası çalışmalarımızı daha çok performans tiyatrosu üzerine yoğunlaştırmamızı sağladı. Türkiye dışındaki gelişmeleri, bakış açılarını daha rahat görebildik. Erişebilirlik ve kapsayıcı sanat alanındaki deneyimlerimiz arttı. Londra ve birçok ülkedeki erişebilir sanat ve sanatçıların özellikle dans eğitimleri ve kariyerleri üzerinden daha çok bilgi sahibi olduk. Türkiye'deki yetersizlikleri de gördük. Özellikle tekerlekli sandalye kullananlar için sanatsal mekanların erişebilirliği çok kısıtlı, neredeyse imkânsız. Engellilere hem sosyal yaşamlarında daha rahat hareket etme imkanı tanıyan hem de sanat kariyerlerinde ilerleme imkanı sağlayan bir alan açmak için yeni projeler üretmeye başladık.
ÖZEL PERFORMANS
* Unlimited Forum’a özel bir performans kurguluyorsunuz. Bundan biraz bahseder misiniz? Siz bu festivale nasıl dahil oluyorsunuz, bu festivalle ne hedefliyorsunuz?
Unlimited Forum bizim için çok değerli ve burası için hazırladığımız ‘Acil!’, disiplinler arası deneyimleri bir araya getiren bir performans tiyatrosu olacak. Foruma, olabildiğince renkli bir ekiple katılmaya karar verdik. Ekibimizde farklı engellilik gruplarından dansçı, müzisyen, oyuncu ve sanatçı adaylarımız var. Onların yeteneklerini ve söylemek istediklerini, özellikle engelli bireylerin de ilişkilerdeki sosyal dışlanma deneyimleri ve toplumdaki ön yargılarını dile getiren bir performans kurguladık. Oyuncuların ve dansçıların engellerini, başarılarını, hayal kırıklıklarını, hedeflerini seyirciyle cesaretle paylaşacakları performans, Unlimited Forum için özel olarak tasarlandı ve ilk defa seyirci ile buluşacak. Bu gösterimin devam etmesini, hem Türkiye’de hem de dünyanın farklı ülkelerinde engelli bireylerin sanatçı olarak kariyer yapabilme olanaklarını genişletmeyi ve engelli sanatçı adaylarına ilham olmayı istiyoruz.