Türk müzisyen Elif Sanchez, kariyerine İspanya'dan yeni bir pencere açıyor
Kısa bir süre önce Madrid'de yaşamaya başlayan, türkü, klasik müzik, caz ve flamenkoyu harmanlayarak seslendiren Elif Sanchez kariyerine İspanya'da devam edecek.
AAErzurumlu anne ve babanın çocuğu olan, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarından mezun olduktan sonra Türkiye ve yurt dışında caz eğitimleri alan Elif Sanchez, kendisi gibi müzisyen olan Ekvadorlu eşinin işleri ve prodüktörü Javier Limon'un tavsiyesiyle 6 ay önce Madrid'e taşındı.
Sanchez, "Hayat beni bir şekilde Madrid'e attı. Burayı çok seviyorum ve Madrid sanki evim olacakmış gibi içimde bir his var. Hayat karşıma bir sürpriz getirmediği sürece Madrid'de kalmayı istiyorum" dedi.
Madrid'in sanat ve müzik için çok müsait bir ortamı olduğunu anlatan Sanchez, "Bir süre New York'ta da yaşadım. New York müzik dünyasının nasıl bir bağlantı noktasıysa bence Madrid de Avrupa'da müziğin bağlantı noktası" şeklinde konuştu.
Beklentilerle kendisini şartlandırmak istemediğini, özgür hareket etmeyi sevdiğini vurgulayan Türk müzisyen, "Madrid'de daha çok ve daha rahat üretebilmenin, yeni insanlar ve müzisyenlerle işbirliği yapabilme imkanlarının kendisini heyecanlandırdığını" dile getirdi.
"TEPKİLER OLUMLU"
Yaklaşık bir yıl önce "Mi voz" (Sesim) adlı ilk İspanyolca albümünü çıkaran Sanchez, şu ana kadar olumlu tepkiler aldığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"İspanyolca benim için her zaman sempati duyduğum, özel bir dil oldu. İspanyol kültürüne henüz çok aşina değilim ama eşimden dolayı Latin kültürü hayatımda oldukça fazla. Bu albümü yapmayı, İspanya'nın çok sevilen bilinen prodüktörlerinden biri olan, birlikte çalıştığım Javier Limon teklif etti. İspanya'nın halk müziğini dışarıdan gelen bir insanın yapması elbette kolay değil ama İspanyolların pozitif insanlar olduklarını düşünüyorum."
"BENİM MÜZİĞİM İÇİN DOĞRU TANIMLAMA BENCE DÜNYA MÜZİĞİ OLUR"
Sanchez, birbirinden çok farklı türde olsalar da Türk halk müziği, caz ve flamenkoyu harmanlayarak söylemeyi sevdiğini, bunun doğal bir gelişim olduğunu ve müziğini etiketlemekten kaçındığını kaydetti.
"Benim müziğim için doğru tanımlama bence dünya müziği olur" diyen Sanchez, "Her yaptığım, beni her etkileyen müziği, çok doğal bir şekilde o kültürün içinde öğrendim. Bu yüzden de İspanyolca ya da İngilizce şarkı söylerken kendimi farklı bir dilde şarkı söylüyor gibi değil de sanki hayatımın içinden bir hikayeyi anlatıyor gibi hissediyorum. Bende biraz halk müziği biraz flamenko biraz da caz var." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de ve yurt dışında bir çok festivale katılan Sanchez, Madrid'de ilk kez 27 Eylül'de, 1970'li yıllardan bu yana bir çok ünlü sanatçıyı ağırlamış olan Cafe Berlin'de sahne alacak.