Tomris Uyar’la Turgut Uyar üzerine söyleşi

Turgut Uyar üzerine Tomris Uyar’la Erhan Altan’ın yaptığı uzun söyleşiyi okuyunca şairi, şiirini daha iyi anladığımı düşündüm. “2000-2002 yılları arasında yapılan bu söyleşi hem Turgut Uyar’ı tanıyan kişilerle hem de Tomris Uyar’la yapılacak söyleşilerle bir biyografi girişimi olarak başladığını” belirtiyor Erhan Altan. Ama, ne yazık ki, yalnızca Tomris Uyar’la söyleşisiyle kalmış.

Gültekin Emre

Fotoğraf: ŞAHİN KAYGUN

Ben Koşarım Aşağlara Koşarım-Tomris Uyar'la Turgut Uyar Üzerine Söyleşi (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) adlı kitabının Önsöz’ünde, “Turgut Uyar’ın şiirleri ile şiir dışındaki yaşamı arasında pekâlâ bağlantılar kurabiliriz bu söyleşiden yola çıkarak, ancak oldukça spekülatif kalacaklarını da göz ardı etmeden.” diyor Erhan Altan:

Turgut Uyar şiirinin içinden şairin dünyasına ulaşma çabası bir bakıma bu söyleşi, onun en iyi tanıyan birinden, Tomris Uyar’ın yorum ve gözlemleriyle. Elbette “Şiirlerin ardındaki zihnin dünyayla nasıl bir ilişki içerisinde olduğu” merak edilmez mi? “Ancak el yordamıyla girilen bir bölge bu.”

ŞİİRLERİNİN ESİNİ TOMRİS!

Tomris Uyar’ın Turgut Uyar’la tanışmasıyla başlıyor söyleşi: Tomris Uyar, elbette Turgut Uyar’ın şiirini okumuş, onun “herkesten önemli olduğunu” duymuş ya da farkına varmıştır. Ama Turgut Uyar ona “zor bir şair gibi” gelmiştir hep.

Kendisini tanıdığında Tomris Uyar evlidir, Turgut Uyar da evli, üç çocuk babasıdır. Turgut Uyar’ın evlilik hayatında bir süredir yaşadığı tedirginlik ve uyumsuzluk şiirini de etkilemiştir.

Yedi yıl şiir yazmaz, yazamaz. Tomris Uyar kendisiyle çok konuşur, yazmasını söyler sürekli. “Yavaş yavaş şiir yazma isteği”ni yeniden kazandırır, sağlar. Elbette şiirlerinin esini Tomris Uyar’dır.

Yazdığı şiirleri Cemal Süreya’nın çıkardığı Papirüs dergisine (Tomris Uyar o sırada Cemal Süreya ile evlidir ve dergiyi birlikte çıkarırlar) yollar. Cemal Süreya da onun şiirlerini dergide yayımlar.

ANKARA YILLARI VE EDİP CANSEVER ETKİSİ

Söyleşide Tomris Uyar’la Turgut Uyar’ın Ankara yıllarından da söz edilir. Turgut Uyar’ın en yakın dostu Edip Cansever’dir. “Onun istediği dozda bir dostluk olarak.” Edip Cansever için de öyleymiş.

Yani hem şiir konuşabilen hem patlıcan salatası tarif edilebilen, hem de bir yerde oturup keyifle garsonlarla konuşulabilen -garsonlarla, halktan insanlarla konuşmayı ikisi de çok severdi- böyle entelektüel ortamlardan uzak olmayı, bir deniz kıyısında oturmayı filan yeğleyen kişilerdi ikisi de. O yüzden demek ki zevkleri, yaşam anlayışları bir noktada birleşiyordu.

Şiir anlayışları da birleşir ama Edip Cansever “imaj ve güzel şiir yazmaya önem veren bir” şairdir. Edip Cansever, Tomris Uyar’ı Turgut Uyar’dan daha fazla etkileyen bir şairdir. Bilge Karasu’da Ankara yıllarının dostlarındır.

TURGUT UYAR ŞİİRİNİN ÖZÜ

Turgut Uyar şiirinin özü, bağırmayan, militan duygularını beslemeyen, ama ülke sorunlarından etkilenen siyasi bir yan vardır.

Turgut Uyar’ın çocukluğu, ilk evliliği, mekânları, şair arkadaşları, yazma süreci, şiir dışı uğraşları, Halkın Dostları dergisindeki şairlerin kendisine karşı tutumları, emekliliği, İstanbul yılları, kırıklarıyla yaşaması, İkinci Yeni’yle olan bağları... ölümü…

Ne çok şey var ki, hepsi de Turgut Uyar’ın şiir dünyasına, şiirine, günlük yaşamına çıkıyor. Şahin Kaygun’un fotoğrafları da şairin yaşamına dahil.

Kitabın sonunda “1969 Yılı Türk Dil Kurumu”yla yazışmalarını içeriyor. Turgut Uyar’ın Papirüs dergisinin Aralık 1967 sayısındaki “Şimal Rüzgârı” yazısında Ahmet Kutsi Tecer üzerine şu yorumu, kendisinden savunma istenmesine neden olur:

“Ahmet Kutsi Tecer, temelsiz bir devrimin bütün sonuçlarını ister istemez yüklenen bir yarı şairdir. Şair olmasına devletçe bunca çalışıldığı halde.”

‘Temelsiz bir devrim” değerlendirmesi için sürer yazışmalar. Sonunda iş tatlıya bağlanır, ama bu yazışmalar da tarihe geçer.

Bu kitap, 2005’te Dünya Yayınları’nca özgün bir biçimde yayımlanmıştı Türk Dil Kurumu’yla yazışmalar olmadan. Bir de, benim görmediğim 160. Kilometre’de yayımlanmış aynı söyleşi. Bu söyleşinin yeniden yayımlanması, beni bir kez daha Turgut Uyar şiirine götürdü, yeni keşiflere.